Ailemin bu trajedideki günahlarını affettirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما بإستطاعتي للتكفير عن ذنب عائلتي في هذه المأساة. |
Söz veriyorum, geri dönersen... kendimi affettirmek için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ..وإذا عدتِ، أعدكِ بأنّني سأقضي كلّ حياتي للتكفير عن ذنبي |
Beni oraya özel günlerde ve kendini affettirmek için götürürdü. | Open Subtitles | كان فقط يأخذني إلى هناك في الليالي الخاصة عندما كان عليه أن يعوّض عن أمر ما. |
Kendimi affettirmek için komşunun evinin önünde bulunan cesetle ilgili biraz etrafı kokladım. | Open Subtitles | لذا لأعوض ما قمت به أجريت بعض التحري حول تلك الجثة الذي وجدت أمام منزل جيرانكِ |
Yemin ederim, kendimi affettirmek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | أعدك أني سأفعل كل ما بوسعي لأعوضك |
- Günahlarımı affettirmek için mi oruç tutuyorum ben? | Open Subtitles | علي أن أصوم للتكفير عن ذنوبي؟ |
Ben deli kardeşimin elinden Robin'i kurtarmak için New York'a gitmek zorundayım, ve sen aileni affettirmek için bu kızı kurtarmak zorundasın ve Gold'a yanıldığını... seni değiştiremeyeceğini göstermelisin. | Open Subtitles | -كيف؟ عليّ الذهاب إلى "نيويورك" لإنقاذ (روبن) مِنْ أختي المجنونة وأنتِ يجب أنْ تعثري على هذه الفتاة للتكفير عن خطيئة والدَيكِ... |
Beni oraya özel günlerde ve kendini affettirmek için götürürdü. | Open Subtitles | كان فقط يأخذني إلى هناك في الليالي الخاصة عندما كان عليه أن يعوّض عن أمر ما. |
Olanlar yüzünden kendimi affettirmek için iyi bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | واردت القيام بشيء لطيف لأعوض لك عما فعلته |
Hiç kimseyi öldürmedim. Sadece yaptığımız kötülükleri affettirmek için insanlara yardım ettim. | Open Subtitles | ما قتلت أحداً قط، إنما أردت مساعدة الناس لأعوض عن كلّ الشر الذي اقترفناه. |
Sana kendimi affettirmek için her şeyi yapacağım, söz veriyorum. | Open Subtitles | وسأفعل ما بوسعي لأعوض عليكِ، أعدك بهذا. |
Sana kendimi affettirmek için... | Open Subtitles | -لذاً لأعوضك |