Siyaset sınırlı bir alandır; en önemli mesele toplumun ahlaki yapısıdır. | TED | السياسات هي مجال مقيد؛ ما يهم حقا هو الطبيعة الأخلاقية للمجتمع. |
Bir süre sonra sen de nihayet basit ahlaki göreceliğiyle psikoterapinin ötesine geçeceksin. | Open Subtitles | بعد قليل، في النهاية يتصلين لما بعد العلاج النفسي مع النسبية الأخلاقية التافهه |
Tamam, ahlaki beynin bu başlangıç şemasında ne var peki? | TED | أوك , ماذا هناك في الفكرة الأولى للعقل الأخلاقي ؟ |
Ve bu daha sonra görülmemiş ve beklenmedik ahlaki bir tartışmaya yol açtı. | TED | و هذا قد أدى إلى جدال غير مسبوق و غير متوقع جدال أخلاقي. |
Teklifin için sağ ol ama ahlaki değer yargılarıma tamamen aykırı bu. | Open Subtitles | أقدر لك عرضك ، لكن هذا يضاد كل خلية أخلاقية في جسدي |
Sağduyu doğru şeyi yapmak için gerekli ahlaki irade ve doğru olanın ne olduğunu anlamaya yarayan ahlaki yetenektir. | TED | الحكمة العملية هي رغبة اخلاقية في القيام بالامر الصحيح والمهارة الاخلاقية هي اكتشاف الطريق الصحيح لذلك |
Görünüşe göre ahlaki pusulamız her şeye rağmen bizi doğru yönlendirmiyor. | Open Subtitles | يبدو ان مقيم البوصلة الأخلاقية لم يكن مستقيماً بعد كل هذا |
Aramızda ahlaki açıdan büyük bir ayrılık olduğunun hayıtlara geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | وأريد توضيح أن هناك إختلافاً واضحاً في الأساليب على الأسس الأخلاقية |
Yüzyıllar boyunca hayatın ahlaki tehlikelerinden korunabilmek için bize bir yol haritası oldular. | Open Subtitles | خارطة الطريق , تبين لنا كيف نتجنب الأخطار الأخلاقية المحتملة للحياة , ولكن |
Mesela ahlaki ve politik konulardaki seçimlere. | TED | مثل التي تخص القضايا الأخلاقية والسياسية. |
Şunu hatırlamak da fayda var, hackerlık yetenekleri geliştiğinde, henüz ahlaki gelişimleri tamamlanmamıştı. | TED | و تذكروا، أنهم عندما طوروا مهارات القرصنة لديهم لم تكن توجهاتهم الأخلاقية تطورت بعد. |
Ve belki bu durumun bir iki küçük etik, politik ve ahlaki sonucu da olabilir. | TED | وساعتها ربما يواجهك مشكلة او اثنتين صغار من الناحية الأخلاقية والأدبية والسياسية. |
Karanlığın içinden fısıldadı. Komplo, aldatma ve ahlaki kargaşanın hikayesi bu soruyla başlar. | TED | همسَ في الظلام، كان هذا السؤال بداية حكاية من التآمر والخداع والإلتباس الأخلاقي. |
Bu saçmalık derecesindeki baba figürünün hemen hemen tüm David Lynch filmlerindeki ahlaki odak, esas konu olduğunu düşünüyorum | Open Subtitles | أعتقد أن تلك الشخصيات الأبوية السخيفة هي نوع من التركيز الأخلاقي وهي الفكرة المسيطرة على جميع أفلام ديفيد لينش |
Yeri geldiğinde birini korumak için ahlaki değerleri göz ardı etmediğini söyleme bana. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تخبرني أنك لم تتجاوز الخط الأخلاقي لكي تنقذ شخصا ما |
Çünkü, aslında insanlarla ilişkiye geçmeyi gerektiren her iş, bir ahlaki görevdir. | TED | فالحقيقة أن أي عمل يقتضي تعاملاً مع أفراد آخرين هو عملٌ أخلاقي. |
- Canını seven kaçsın! ahlaki sorunları olan bir aslan! | Open Subtitles | إنه أمر مثير أن تلتقي مع أسد لديه مبادئ أخلاقية |
Yönetimin ahlaki değerleri yükseltmek için aldığı bir karar. | Open Subtitles | انها من صلاحيات الإدارة التمسك بثوابت اخلاقية معينة |
Nafakasını kaybetme korkusu olmadan ahlaki görüşlerini uygulamakta özgür olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون حرّ في ممارسة إداناته الأخلاقيّة بدون معاناة خسارة رزقه. |
Bu kadının korkunç ölümünü kendi ahlaki sorumluluğum haline getirmeye çalıştığımdan filan değil... | Open Subtitles | انا لا أحاول جعل موت هذه المرأة المروع الى جمنازيوم اخلاقي خاصة بي |
Biz, ahlaki açıdan kendimizi dünyanın yaralarını sarmaya adıyoruz, adamalıyız da. | TED | وهكذا يجب ان نكون ملتزمين أخلاقيا لن نكون مرشد العالم وحاميه |
Bana düşünmeyi öğrettiler ve ahlaki değerler edindirdiler | Open Subtitles | علّموني التفكير أعطوني مجموعة القِيَمِ الأخلاقيةِ |
İşkence ettik, boğduk, gizlice dinledik, icra edip yasal işlemleri erteledik ama bir yerde ahlaki ve yasal sınırlar çizdik mi diyorsun? | Open Subtitles | لقد عذبنا , اغرقنا , تنصتنا صورّنا , تجاهلنا القوانين ولكنك تظن اننا على الخط الاخلاقي و القانوني في مكان ما ؟ |
Hayır." Bunun bizim başımıza neden geldiğini ve bu konuda ne yapabileceğimizi anlamak için ahlaki psikolojiyi daha iyi öğrenmeliyiz. | TED | لنفهم لما يحدث لنا هذا و ماذا يمكننا ان نفعل بصدده، علينا ان نتعلم المزيد عن السايكولوجية المعنوية. |
Ne zaman yanımda sen olsan böyle ahlaki seçeneklerin arasında kalıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط يجب أن أواجه هذه الخيارات الأخلاقيه عندما أكون معك |
Machiavelli, gücü korumak için yararlı veya zararlı olmasını ahlaki açıdan hiç umursamıyormuş gibi görünüyor. | TED | طوال الوقت، بدا مكيافيلي غير مهتم بالأخلاق إطلاقًا، إلا بقدر ما هو مفيد أو ضار للحفاظ على السلطة. |
Kimse sana bunu ahlaki olarak yanlış bir şey olduğunu öğretmedi mi, birini öldürmenin günah-- | Open Subtitles | ألم يعلمك أحد أن هذا خطأ أخلاقى ، إنها خطيئة أن |
Ben yeniliğe ve Sol kanadın ahlaki yönüne inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن بالإصلاح وبالتوجيه المعنوي للغرب |