İster zengin ister yoksul olsunlar, kendi aileleri için aynı kararı verdiler. | TED | انهم صنعو نفس القرار لعائلاتهم , سواء كانوا اغنيه ام فقراء . |
İnsanlar dış dünyada çok fazla başarılı olabiliyorlar ve bu aileleri için tamamen gizemli olabiliyor. | Open Subtitles | يستطيع الأناس عادة أن يكونوا ناجحين جداً في العالم الخارجي ويبقوا لغزاً كبيراً لعائلاتهم |
Bu polis teşkilatı için, hukuğun eğemenliği için, ve en önemlisi ise dört silah arkadaşımızın acılı aileleri için mühim bir gün. | Open Subtitles | لكن هذا يوم تذكاري لقوات الشرطة لحكم القانون , والأهم للعائلات الحزينة لرفاقنا الذين سقطوا |
Ulusal Ulaştırma Güvenlik Kurulu Oceanic kurbanlarının aileleri için bir yardım hattı kurdu. | Open Subtitles | "أعدّ المجلس القومي لسلامة النقل خطّاً ساخناً لأفراد عائلات ضحايا (أوشيانك)" |
Her şey gitti. Ölenlerin aileleri için gönderdiğim bağışları aldın mı? | Open Subtitles | لقد ذهب عملنا سدى, هل قدمت نفقات الأسر |
Alkoliklerin aileleri için yapılan toplantılar. | Open Subtitles | أي إجتماع من أجل عائلات مدمني الكحوليات ؟ |
aileleri için | Open Subtitles | من أجل عائلاتهم |
Bu, yıllar önce aileleri için savaşan atalarımızı tanılamak için verilirdi. | Open Subtitles | قبل سنوات عديدة، في العصور القديمة عندما أنهم كانوا يقاتلون من أجل أسرهم. |
Bu askerlerin aileleri için, bu soru yanıtlanana kadar | Open Subtitles | لعوائل هؤلاء الرجال الحرب الفيتنامية لم تنتهي |
Denizaşırı ülkelerde canlarını riske atan, silahlı kuvvetlerimizin cesur erkek ve kadınlarının, Amerika'daki aileleri için kaygı duymak zorunda kalmaması gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن رجال و نساء قواتنا المسلحة الشجعان الذين يخاطرون بحياتهم فى الخارج أن يقلقوا على عائلاتهم فى أمريكا |
Bu olay, bu sabah ölen işçilerin aileleri için korkunç bir trajedi. | Open Subtitles | هذه هي مأساة فظيعة لأسر العمال الذين خرجوا للعمل هذا الصباح |
11 kayıp takım arkadaşının aileleri için Yakınlarının kurtarılma umudu kayboluyor. | Open Subtitles | بالنسبة لعائلات الـ 11 فرد من أفراد الطاقم .المفقودين بدأ أملهم في إنقاذهم يتلاشى |
"...aileleri için bu yetersizliği sona erdirmenin zamanı geldi." | Open Subtitles | '.و لعائلاتهم, .حان وقت انتهاء هذا الفشل.. |
Onları geri götürmemek belki de aileleri için en iyisi olacaktır. | Open Subtitles | . لمن المحتمل أن يكون هذا أفضل لعائلاتهم من أن نقوم بجلبهم هكُذا |
Büyükannelerin uzmanlıkları aileleri için yaşam ve ölüm arasındaki fark anlamına gelebilir – peki neden yavru doğurmayı bırakırlar? | TED | خبرات هذه الجدات يمكن أن تكون الفرق بين الحياة والموت لعائلاتهم ... ولكن لماذا يتوقفن عن ولادة العجول؟ |
Ölenlerin aileleri için bir anlaşma önermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقدّم ترضية للعائلات. |
Hayatını kaybeden kişilerin aileleri için biraz para toplarız böylelikle. | Open Subtitles | نجمع المال للعائلات. |
Ulusal Ulaştırma Güvenlik Kurulu Oceanic kurbanlarının aileleri için bir yardım hattı kurdu. | Open Subtitles | "أعدّ المجلس القومي لسلامة النقل خطّاً ساخناً لأفراد عائلات ضحايا (أوشيانك)" |
Her şey gitti. Ölenlerin aileleri için gönderdiğim bağışları aldın mı? | Open Subtitles | لقد ذهب عملنا سدى, هل قدمت نفقات الأسر |
Alkoliklerin aileleri için bir toplantı? | Open Subtitles | أي إجتماع من أجل عائلات مدمني الكحوليات ؟ |
aileleri için. | Open Subtitles | من أجل عائلاتهم |
Kahve dükkanındaki kadının itfaiyecilerin aileleri için bağış topladığını söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | بالمقهي , قلت بأن تلك المرأة , كانت تجمع التبرعات . لعوائل رجال الإطفاء , اليس كذالك ؟ |
Ama araştırmacılar buldu ki; insanlar bir hastalığın muhtemel sonuçlarını daha iyi anladıklarında daha az kaygılı oluyorlar, planlamada üstün becerili oluyorlar ve aileleri için daha az travma oluyor. | TED | ولكن الباحثون وجدوا أن الناس عندما يفهمون النتائج المحتملة لمرضهم، يكون خوفهم أقل، ولديهم قدرة أكبر على التخطيط وأيضا تكون الصدمة أقل على عائلاتهم. |
Yiyecek kaz aileleri için de birinci önceliktir. | Open Subtitles | الغذاء هو أيضا أولوية قصوى بالنسبة لأسر أوز الثلوج. |
Kıdemlilerin ve askerlerin aileleri için! | Open Subtitles | هو الحال بالنسبة لعائلات من الجنود والمحاربين القدامى. |