Bir melek ona gelerek bu dünyanın gerçeğini anlatıp ve Tanrı'nın ailemiz için özel amacını anlatmış. | Open Subtitles | ملاك جاء إليه وأخبره حقيقة هذا العالمِ وأن الله أرسلة بغرض خصيصاً لعائلتنا |
Eğer aynı şeyleri tekrar yaparsam, ailemiz için farklı görünecektir. | Open Subtitles | لو أنكِ فعلتِ الشيء ذاته لاختلفت الأمور بالنسبة لعائلتنا |
Bu ailemiz için zor bir dönemeç olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون هذا تعديلاً رئيسياً لعائلتنا |
Yaptığım her şeyi senin için yaptığımı anlamanı istiyorum. Ve ailemiz için. | Open Subtitles | أريدك أن تفهم بأن كل شيءٍ عملته عملته من أجلك ومن أجل عائلتنا |
ailemiz için bir film kiralamaya videocuya gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى متجر الأشرطة لأستأجر فلم من أجل العائلة |
ailemiz için her şey yolundaymış gibi davranabiliriz ama senden hiçbir zaman hoşlanmadım. | Open Subtitles | يمكننا ان نتصرف و كأن كل شيء بخير لأجل العائلة لكن,تعرف لم احبك مطلقا |
Babam da yattı. ailemiz için ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz. | Open Subtitles | لا يوجد لديك فكرة كم كان الأمر صعبا على عائلتنا. |
Anne. Bir şey olmaz. ailemiz için bir sürü para kazanıyorum. | Open Subtitles | أمي، ساكون بخير اصنع مزيد من النقود لعائلتنا |
Ama küçük ailemiz için bazı iyi haberlerle bir kutlama yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن أريد أن أحتفل بأنباء جيدة لعائلتنا الصغيرة |
Çekilecek fotoğrafı önemsiz bulduğunu biliyorum fakat bu ailemiz için önemli bir onur. | Open Subtitles | أعرف أنك تعتبرين هذه الصورة تافهة ولكنها لحظة تشريف هامة لعائلتنا |
Yalnızca ailemiz için keyifli bir gün olsun istedim. | Open Subtitles | انا فقط اردت يوماً واحداً من المتعة لعائلتنا |
Yalnızca ailemiz için değil ülkedeki bütün aileler için. | Open Subtitles | ليس لعائلتنا فحسب، بل للعائلات الأمريكية جميعها. |
..ve bu yeni hayat küçük ailemiz için iyi olabilir. | Open Subtitles | وهذه الحياة الجديدة ستكون جيدة بالنسبة لعائلتنا الصغيرة |
ailemiz için, sana toprak bir zeminden daha fazla şey verebilmek için. | Open Subtitles | , لعائلتنا , لأعطائك ِ أشياء أكثر من أرضية قذرة |
Seni güzelleştirecek yığınla mücevher. ailemiz için altından bir saray. | Open Subtitles | ومجوهرات من أجل تزينكِ وقصر ذهبي من أجل عائلتنا. |
ıyi bir fikirdi ve ailemiz için yaptım. | Open Subtitles | إنها فكرة جيدة، وأنا فعلت ذلك من أجل عائلتنا. |
ailemiz için yeni bir ev almak adına para biriktirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | و هو يحاول أن يدخر المال لكي يشتري بيتا من أجل العائلة |
Bunu ailemiz için yapıyorum. | Open Subtitles | أفعل ذلك لأجل العائلة |
Bunun bizim ailemiz için ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | ليس لديك فكرة كم كان هذا صعباً على عائلتنا |
Bu işleri bırakmalıyım. ailemiz için. | Open Subtitles | علي أن أكون نظيفًا لمصلحة العائلة. |
Benim görevim ailemiz için en iyisini yapmak. | Open Subtitles | انها وظيفتي لأفعل ما اقدر عليه لهذه العائلة |
(Gülüşmeler) Bu verinin bizim ailemiz için kişisel seviyedeki anlamı zaten çok yoğun oldu ve ne kadar değerli olduğunu fark etmeye devam ediyoruz. | TED | (ضحك) و ما تمثله هذه البيانات لأسرتنا على المستوى الشخصي، كان له كبير الأثر، و لازلنا نتعلم قيمته. |
ailemiz için, bizim için dördümüz için, 2 ay önce sahip olduğun tek aile için bizimle eve gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | من أجل عائلتك, و نحن, نحن الأربعة, العائلة الوحيدة التي كانت معك منذ شهرين, |
ailemiz için ikinci bir şansımız oldu ve her şey mükemmel olsun istiyorum. | Open Subtitles | حصلنا على فرصة أخرى لأجل عائلتنا و أريد أن يكون كل شيء كاملاً |
Eğer işler kötü gidiyorsa, düzeltebilmeliyiz, ailemiz için daha iyi olanını yapabilmeliyiz. | Open Subtitles | تعرفين، إذا ساءت الأمور يمكننا أن نغيرها ... بوسعنا أن نحسن أوضاع عائلتنا |