Sekiz kişilik ailesi olan bir arkadaşım, tüm ailesinin geçimini haftada iki kez yazdığı bir blog ile sağlıyor. | TED | أحد أصدقائي، وقد بات لديه عائلة من 8 أشخاص، يتولى مسؤوليتهم جميعًا، من خلال مدونة يكتب فيها مرتين أسبوعيًا. |
Ama bir çocuk, ve Zapatti ailesinin başındaki adamın yeğeni ölüyor. | Open Subtitles | وذلك بالإضافة إلي ولد ميت وأبن أخ رئيس عائلة زباتي ميت |
Bir geminin kaptanı dedim. ailesinin bir nakliye şirketi var. | Open Subtitles | قلت بأنه كان قائد سفينة عائلته تمتلك خط شحن كامل |
ailesinin Romanyalı bir sirk grubu olduğunu ve yangında öldüklerini sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن عائلته كانت فى السيرك الرومانى وماتوا فى حريق مروَّع |
Evet, ben Grandi ailesinin bir üyesiyim ama ona kimse dokunmadı. | Open Subtitles | إننى عضو فى العائلة ، بالتأكيد لكن أحداً لم يمس الفتاة |
Uyuşturucu laboratuvarı alev aldığı için, ailesinin evini yakmak suçundan tutuklanmıştı. | Open Subtitles | كان في السجن لأنّه أحرق منزل والديه حين احترق مختبر المخدرات |
Çocukları da alıp Pazar'a kadar ailesinin sahildeki evine gidecek. | Open Subtitles | إنّها ستأخذ الأطفال إلى بيت والديها الشاطئيّ حتى الأحد المقبل. |
Roman, yedi kuşak boyunca Buendía ailesinin talihini ve talihsizliğini anlatıyor. | TED | تؤرخ الروايةُ الحظَّ وأيضًا سوءَ الطالع لعائلة بوينديا خلال سبعة أجيال. |
Kraliyet Ekspres hala Kraliyet ailesinin bir üyesidir, değil mi? | Open Subtitles | ان رويالتى اكسبريس و حتى كوميوتر اعضاء فى عائلة رويالتى |
Kagetsu ailesinin en büyük oğlu, Kagetsu Fuuta, herşeyi miras alacak. | Open Subtitles | عائلة الولد الأكبر لعائلة كاجتسو وهو كاجتسو فوتا سيرث كل شيء |
Runkle ailesinin bir lanetidir. Akıl almaz deri parçaları bebeğim. | Open Subtitles | إنها لعنة عائلة رنكل , شامات مجنونة , يا عزيزي |
Araştırma yapıyorum ve görevim, Malakian ailesinin hareketleri hakkında bilgi toplamak. | Open Subtitles | أَنا في مهمة و واجبي أَنْ أخبرهم عن نشاطات عائلة مالاكان |
Amacı dağınık ailesinin yerine geçecek geniş bir aile yaratmaktı. | Open Subtitles | كان هدفه تكوين عائلة كبيرة كتعويض له عن عائلته المفككة |
Evet. Bana bütün Emerson ailesinin persona non grata'sı diyebilirsin. | Open Subtitles | اجل , انا شخص غير مقبول به في عائلة إيمرسن |
Koji ve ailesinin gidecek hiç bir yerleri yok ama. | Open Subtitles | لكن كوجي و عائلته ليس لديهم مكان آخر يذهبون إليه |
Biz sadece ailesinin güvenliği ve sağlığı ile ilgili korkularını dindiriyorduk. | Open Subtitles | كنا نحن ليس الا تهدئة مخاوفه عن عائلته في الأمن والصحة |
O kraliyet ailesinin bir hizmetçisiydi, ben ise bir asilzadeydim. | Open Subtitles | هي كانت جارية إلى العائلة المالكة , وأنا كنت نبيل. |
Mesela dün gece ailesinin şu an birlikte olup olmadığını merak ediyordu. | Open Subtitles | ..وفي الليلة الماضية كان كان يتسائل إذا كان والديه سويا ً الآن |
Polis Maggie'yi ailesinin evini havaya uçurmaya çalışmaktan gözaltına almış. | Open Subtitles | ماغي، تم احتجازها من قِبل الشرطة لمحاولتها تفجير بيت والديها |
The Capri, Corleone ailesinin olacak, The Sevilla Biltmore'da öyle. | Open Subtitles | فندق كابرى لعائلة كورليونى و معة فندق سيفيلا بيلتمور أيضاً |
Yani Chernus ailesinin organize suçla ilgisi olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | اذا اتظن ان آل تشرنس متورطون في الجريمة المنظمة |
Sonradan anladım ki, bana ikram ettiği şeyler bütün ailesinin iki günlük yiyeceğiydi. | TED | أدركت لاحقاً أن ما أطعمني إياه هو طعام أسرته كاملة ليومين. |
Taub'un ailesinin Florida'da kışlık bir evi var. | Open Subtitles | والدا توب يملكان شقةً للاصطياف في فلوريدا |
Her hafta onun kağıtlarını kontrol ediyorsunuz ve bende her zaman Picasso'nun büyük büyük ailesinin Yahudi olmadığını söylüyorum | Open Subtitles | يأتون مرة في الأسبوع لرؤية أوراقه وفي كل مرة أخبرهم ، دعو والداه وجداه حتى أجداد بيكاسو ليسوا يهود |
Son talk şova çıktığında ailesinin başına gelenleri düşünürsek normal. | Open Subtitles | أتخيّل ذلك ، بالنظر لما حدث لعائلته بعد ظهوره الأخير في برنامج حواري |
Çocuğun, arkadaşlarının ve ailesinin kayıtları hedefe yönelik reklam amaçlı kullanılabilir. | TED | يمكن استخدام تسجيلات الطفل وعائلته وأصدقاء كايلا، في الإعلانات الموجهة. |
Ve böylece onun Casey'nin değil Drake ailesinin hayaleti olduğunu öğrenmiş olduk. | Open Subtitles | ونحن نعلم بأن الشبح ليس متصلاً بكايسي بل كان متصلاً بعائلة دريك |
O görev, geride bıraktığı ülkesindeki ailesinin özgürlüğünü korumak. | TED | تلك المهمة هي الدفاع عن حرية الأسرة التي تركها في الوطن. |
Kan alın da, genetik ailesinin ona hangi genetik hediyeyi verdiğini öğrenelim. | Open Subtitles | اسحبوا عيّنةً دمويّة ولنبحث عن الهدّية الجينيّة التي أورثها إياها والداها الجينيّان |