Ufak bir pansiyon açıp, müşterilere akçaağaç şurubu servis edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نفتتح نزلاً صغيراً ونقدم شراب القيقب وريدياً للضيوف |
akçaağaç şurubu kreplerden önce masada olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يوضع شراب القيقب على المائدة قبل الفطائر |
akçaağaç şurubu mutlaka önceden masada olmalı | Open Subtitles | وبالطبع يجب أن يكون شراب القيقب على الطاولة قبل الفطائر |
Daha tatlı olsun diye akçaağaç şurubu da ekledim. | Open Subtitles | لقد وضعتُ به القليل من عصير القيقب لذا سيصبحُ طعمهُ أحلى |
Jambona akçaağaç şurubu dök biraz. | Open Subtitles | ضع بعض من عصير القيقب على لحم الخنزير |
Gerçek akçaağaç şurubu. Nefret ediyorum o sahtelerden. | Open Subtitles | عصير قيقب حقيقي أنا أكره النوع الإصطناعي |
Vermont'tan geliyor olalım ve gelişmekte olan bir akçaağaç şurubu şirketimiz olsun. | Open Subtitles | ما رأيك فيما لو كنا من ـ فيرمونت ـ وعملنا هو بيع شراب القيقب |
Bekle, bu aptalca. akçaağaç şurubu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | هذا غبي, نحن لا نعرف من يبيع شراب القيقب |
Geçen haftaki olayın ardından, artık akçaağaç şurubu yasak mal kabul edilecek. | Open Subtitles | شراب القيقب سيعتبر من الان مهرب بعد حادث الاسبوع المنصرم |
Sıcak akçaağaç şurubu çorbası. Bayramın sonunda da, Burt, o güne özel bestelediği şarkısını söylerdi. | Open Subtitles | حساء حار من شراب القيقب وننهي المناسبة بغناء برت |
Ağaç köklemeye hazırlanırken, midenin sıcak akçaağaç şurubu çorbasıyla dolu olmasından daha güzel bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيئ مماثل لبطن مملوء بحساء شراب القيقب عندما تستعد لاقتلاع الاشجار |
Şuruptan bahsetmişken en iyi akçaağaç şurubu nerede yapılırdı? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، من أين يأتي أفضل شراب القيقب مجدداً؟ |
Ama o adamlar, ortabatıdaki tüm akçaağaç şurubu dağıtımından sorumlular. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الاشخاص مسئولين عن توزيع شراب القيقب فى الغرب الاوسط بأكمله |
"Eski akçaağaç şurubu işaretini geçtikten sonra neredeyse vardığını anlayacaksın." | Open Subtitles | بمجرد أن أمر علي علامة شراب القيقب القديم |
Biz krep istediğimiz zaman onlar akçaağaç şurubu getirir. | Open Subtitles | عندما نطلب الفطائر سيحضرون شراب القيقب |
akçaağaç şurubu. akçaağaç şurubu masada. | Open Subtitles | شراب القيقب شراب القيقب كان على المائدة |
Bekle, bu aptalca. akçaağaç şurubu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | إنتظر, هذه حماقة فنحنُ لا نعرف شيئاً عن عصير (القيقب) |
Birisi waffle yapıyor ve akçaağaç şurubu harika kokuyor. | Open Subtitles | شخص ما يعدّه ورائحة عصير القيقب لذيذة |
Sen de mi akçaağaç şurubu kokusu alıyorsun? | Open Subtitles | مهلاً، أتشمّ رائحة عصير القيقب أيضاً؟ |
Vermont'tan geliyor olalım ve gelişmekte olan bir akçaağaç şurubu şirketimiz olsun. | Open Subtitles | لنكن من (فرمونت) ونتاجِرُ في بيعِ عصير (القيقب) |
Gerçek akçaağaç şurubu. | Open Subtitles | هذا فقط عصير قيقب |