"akıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • يسيل
        
    • يتدفق
        
    • تتدفق
        
    • تنزف
        
    • تجري
        
    • يمضي
        
    • ينزف
        
    • يتسرب
        
    • تسيل
        
    • يتدفّق
        
    • يرشح
        
    • تتدفّق
        
    • تتسرب
        
    • تسري
        
    • يسرّب
        
    Bir de nefes darlığım var ve çok salyam akıyor. Open Subtitles حسناً, كما أنّ لديّ انقطاع في التنفس ولعابي يسيل كثيراً
    Bildiğiniz gibi, dün gece boyunca ve bugün ayaktakımı kalabalık, kâh şakıyıp, kâh böğüren patavatsız Mesihlerini dinlemek için köy yollarından adeta akıyor. Open Subtitles كما تعلمون ، طوال الليلة الماضية و اليوم إن الحشد المقدس الغير مغسول كان يتدفق من الطرق الريفية الخلفية
    'Yalnız', para nasıl da akıyor görmelisin. Open Subtitles أيها الوحيد ، يجب أن ترى كيف تتدفق النقود
    Kulağı hiç durmadan akıyor, bir türlü akıntıyı durduramadık... ve ilaçlar da ateş pahası. Open Subtitles إنها تنزف باستمرار، ولا يبدو أن هناك شيء سيوقفها والدواء سعره مرتفع جداً
    Abbe, kan dereleri ayağımızın altından akıyor. Open Subtitles أنهار الدمِّ تجري تحت أقدامنا، أيها الخوري
    Zaman ne kadar da hızlı akıyor. Open Subtitles يا الهي، ان العمر يمضي بسرعة، اليس كذلك؟
    Danny'nin kanı akıyor! "Tanrı değil, şeytan değil, insan!" diyor. Open Subtitles دانى ينزف ، يعرفون يقول ليس إلاها ، ليس شيطانا ، لكن رجل
    Benzin akıyor. Her an alev alabilir. Open Subtitles البترول يتسرب من السيارة انها يمكن ان تحترق في اي لحظة
    Tıpkı Yalan Rüzgârı gibi. Rigfort'un ağzının suyu akıyor. Open Subtitles إنه مثل الصغار والقلقين ريجفورت يسيل العاب عليه
    Burnum akıyor, boğazım acıyor ve vücudum ağır geliyor ya da buna benzer bir şey. Open Subtitles أنفي يسيل وحلقي يؤلمني وأشعر بثقلٍ في جسمي أو شيئاً كهذا
    Alerji sebebimi biliyorum. Dört ayaklı ve salyaları akıyor. Open Subtitles تعرف مايثير حساسيتي لديه أربع أقدام ولعابه يسيل
    Böylece, su yatağı iki sızdırmaz yatak katman arasında akıyor... ve su, üstteki katmanın basıncıyla akıyor. Open Subtitles وعلى ذلك فإن الماء قد توقف عن السير عند نقطة بين الطبقتين إن الماء يتدفق على الطبقة العلوية من المسار وتصبح تحت الضغط
    Diyelimki saatte 3 kilometre hızla akıyor. Open Subtitles دعونا نتصور بأنه يتدفق بواقع ثلاثة كيلومترات في الساعة
    Çimler yeşeriyor, ağaçlar dallarını salıyor, ve nehirler akıyor. Open Subtitles العشب ينمو والأشجار تمد فروعها والأنهار تتدفق
    Yaşam, zamanla korumaya alınmış bir bölgeye akıyor. Open Subtitles تيارات الحياة تتدفق عبر الأراضي متوقفة في الزمان
    Öyle olsa şu anda yerde kanın akıyor olurdu. Open Subtitles لو كان الحال كذلك لكنت ممددا في الأرض و تنزف
    Dışarıda hayat akıyor ve kendimi burada çok işe yaramaz hissediyorum. Open Subtitles الأمور تجري في الخارج وأشعر أنني بلا فائدة هنا
    Zaman giderek hızlı akıyor. Yirmimizden sonra beyin hücrelerimiz.. Open Subtitles الوقت يمضي بسرعة شديدة وعلى ما يبدو فإن السبب
    Artık adam kan kaybediyor ve kanları paspasa akıyor. Open Subtitles إذاً الأن هو ينزف و دمه يقطر على السجادة
    Kan deliklerden akıyor ve deliği açan şeye yapışarak kitle oluşturuyor. Open Subtitles يتسرب الدم عبر الفتحات ويلتصق بالدخيل مشكلًا كتلة
    Sürekli akıyor. Engel olamıyorum. Open Subtitles أنها تسيل طوال الوقت وأعجز عن أيقاف هذا.
    Buz, "pişiyor" ve eriyen sular buz tabakasının üzerine akıyor. Open Subtitles الجليد يطبخ في الأسفل و الماء يتدفّق في الغطاء الجليديّ
    Hemşireye burnum akıyor dedim. Open Subtitles لقد أخبرت الممرضة أن أنفي يرشح
    Ve şu anda eve dönüş zamanı... yine gözlerimden yaşlar akıyor. Open Subtitles والآن لقد حان الوقت للعودة إلى البيت تتدفّق الدموع من عيني مرة أخرى
    Gözlerinden, kulaklarından burnundan, ağzından sıvılar akıyor. Open Subtitles . كانت تتسرب من عينيها ، أذنيها ، أنفها، فمها
    İnanılması güç gibi gelse de bu su havuzu için ısı aslında, uzayın soğukluğuna akıyor. TED قد يبدو هذا غير معقول، لكن وبالنسبة لبركة الماء تلك، فإن حرارتها تسري فعليًا إلى برودة الفضاء
    Tüm kemiklerim... ufalandı... iç organlarım... hayati sıvım akıyor... önemsiz bir baş ağrısı, iştahsızlık. Open Subtitles كل عظمة تحطمت، كل عضو يسرّب السوائل، صداع خفيف، فقدان شهية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus