Çatı güneş panellerini Aklımızda canlandırdığımızda gözümüzün önüne Miami'de güneş panelleriyle kaplanmış bir depo gelir. | TED | وعندما نتصور أسطح الطاقة الشمسية في عقولنا فإننا نرى مستودعًا في ميامي مغطى بالألواح الشمسية. |
Telefonunuzu elinize aldığınızda... bunu ve ne göreceğinizi dahi tasarlarlar - Aklımızda küçük zamanlamalar planlanır. | TED | لأنه عندما تلتقط هاتفك ويصممون طريقة عمل هذا، أو المتابعات الإخبارية، فإنه يجدول فترات زمنية قليلة في عقولنا. |
Bu çok düşünceli bir davranış, Beyler fakat, Aklımızda biraz daha farklı bir düşünce var. | Open Subtitles | ذلك مُراعٍ لشعورالآخرين كثيراً يا سادة لكن في عقولنا شيء آخر مختلف قليلاً |
Bir felaket falan olursa burası Aklımızda olsun. | Open Subtitles | سوف نضع ذلك في الأعتبار في حال حدوث كوارث غير محتملة |
Hayır, Aklımızda başka bir şey var. | Open Subtitles | كّلا , لدينا شيءٌ آخر في الأعتبار |
Tüm söylemek istediğim, ekonomi ve topluluklarımızı bunu Aklımızda tutarak tasarlamalıyız. | TED | جل ما أعنيه هو، أن علينا تصميم اقتصادنا ومجتمعاتنا بأخذ ذلك في الاعتبار. |
Bu projeye başladığımızda, Aklımızda Musul Müzesi vardı. | TED | عندما بدأنا المشروع، وضعنا في الاعتبار متحف الموصل. |
Aklımızda "Birlik olacağız, Ruslara karşıyız ve Batılı Müttefikleri destekliyoruz" düşüncelerinden başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يخطر شيء آخر في عقولنا :إلا عبارات نقف متحدين نحن نُعارض الروس ونساند الحلفاء الغربيون |
Belki bu dünyadan Aklımızda büyük sorularla ayrılabiliriz. | Open Subtitles | ربما إننا نرحل من هنا مع فكرة .واحدة في عقولنا |
Aklımızda dursun, bakalım bizi nereye götürecek. | Open Subtitles | يجب ان نبقي هذا في عقولنا ونرى الى اين سيأخذنا |
Belki bu dünyadan Aklımızda büyük sorularla ayrılabiliriz. | Open Subtitles | ربما إننا نرحل من هنا مع فكرة واحدة في عقولنا. |
Aklımızda yarattığımız evrenin birer parçası. | Open Subtitles | هي أجزاء من الكون الذي نخلقه في عقولنا |
Aklımızda tutmamız gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | بعض الأشياء لكي تؤخذ في الأعتبار |
Bu iki tür kamu ürününü Aklımızda tutmanın önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | اعتقد أنه من المهم أننا نبقي هذان النوعين المختلفين من السلع العامة في الاعتبار. |
Bu şimdilik Aklımızda kalsın iPad olsaydı sunum çok daha iyi gözükecekti. | Open Subtitles | حفاظ الآن في الاعتبار أن هذا من شأنه أن تبدو أفضل كثيرا إذا ما تم تقديمه على باد الفعلي. |