"alışılmadık bir" - Traduction Turc en Arabe

    • غير عادي
        
    • غير عادية
        
    • غير معتاد
        
    • غير اعتيادي
        
    • غير مألوفة
        
    • غير تقليدية
        
    • غير معتادة
        
    • غير اعتياديّ
        
    Ne kadar incesiniz, Bayan Woodhouse, ama çok alışılmadık bir şey oldu. Open Subtitles ياله من لطف انسة وود هاوس لكن شيء غير عادي قد حصل
    Ameliyat esnasında bir şey duydun mu, alışılmadık bir şey? Open Subtitles أثناء الجراحة ، هل سمعت أي شئ غير عادي ؟
    Yani bu bir halk kütüphanesi olarak alışılmadık bir bina. açıkçası. TED ولذلك فهي فرصة غير عادية لبناء مكتبة عامة على نحو جلى
    Bu özellikle yakın bir etkileşim veya alışılmadık bir uzaklık değil. TED الآن هذه ليست مسافة شديدة القرب أو غير عادية.
    Bunun çok alışılmadık bir durum olduğunu söylemek zorundayım, Bay Mike Chang Sr. Open Subtitles يجب أن أقول سيد مايك تشانغ الكبير بأن هذا غير معتاد عليه نهائيا
    Fakat aynı zamanda alışılmadık bir şeyle de ilgiliydi, bu da tiyatro topluluğunun sahne aldığı bu küçük ve berbat binaydı. TED ولكنه يتعلق أيضا بشيء غير اعتيادي هذا البناء الصغير الرهيب الذي اعتادوا أن يقدموا عروضهم فيه.
    Belki de "düşünce" onlar için alışılmadık bir alan olduğu içindir. Open Subtitles ربما لأن الفكر بالنسبة لهم منطقة غير مألوفة
    Geçen yıl Charlottesville'de bir duyuru vardı eğer alışılmadık bir cinayetle karşılaşırsak çok geç olmadan sizi çağırmamız isteniyordu. Open Subtitles العام الماضى فى تشارلستوفيل قالوا لو واجهتنا اى جرائم قتل غير تقليدية يجب ان تصل بكم يا رفاق عاجلا بدلا من اجلا
    Birkaç yıl önce bilimde alışılmadık bir şey yaptım. TED ولكن بعد عدّة سنوات، قمت بشيء غير عادي في العلم.
    İntihar, akıl sağlığı söz konusu olduğunda alışılmadık bir olay değil. TED الانتحار ليس حدثًا غير عادي في عالم الصحة العقلية.
    Üstelik bu durum karşısında alışılmadık bir duruş sergiliyordum. TED وحتى الآن ، كان لي موقف غير عادي نحو هذا.
    Bu teleskobu korumak için alışılmadık bir yapı. TED ولكنه مبنى غير عادي لحماية ذلك المنظار.
    Bize söyleyebileceğiniz... alışılmadık bir özelliği var mıydı? Open Subtitles أي شيء غير عادي عنه تكون قادر على وصفة في المحكمة؟
    Sadece seni, bir yama kitine ihtiyaç duymayan biriyle görmek benim için alışılmadık bir durum. Open Subtitles انها مجرد غير عادي بالنسبة لي أن أرى لك التاريخ الذي لا يحتاج الى عدة التصحيح.
    Çalışmama bu örneği de dahil etmeye karar verdim çünkü alışılmadık bir insan hevesi içeriyor. Open Subtitles قررت لتر لتشمل هذه القصة في دراستي لأنها تدعم و الدافع الإنسان غير عادية.
    Sen gerçekten ilginç ve alışılmadık bir kadınsın. Open Subtitles أنا معجب بك. أنت مثيرة للاهتمام جدا امرأة غير عادية.
    Bu alışılmadık bir durum ve bazen HIV'de görülür. Open Subtitles إنها حالة غير عادية وانها شهدت في بعض الأحيان في فيروس نقص المناعة البشرية.
    Sanırım sizin yaşınızda birinin evlenmesi henüz alışılmadık bir durum. Open Subtitles أعتقد أنه شئ غير معتاد أن تتزوج من هى فى عمرك
    Şurada Federasyon gemileri alışılmadık bir yoğunlukta, R4. Open Subtitles ثمة تمركز غير اعتيادي لسفن الاتحاد هناك يا آر4
    Yani, çok da alışılmadık bir pozisyon değil. Open Subtitles حسنا , انها ليست وضعية غير مألوفة لهما .
    Öyle bir şey istemiyorum zaten. Bu kız alışılmadık bir ameliyat isteyen çok hoş biri. Open Subtitles وأنا لم أطلب منكِ ذلك إنما هي فتاة رائعة وتحتاج إلى عملية تجملية غير تقليدية
    Çıkma teklifi için alışılmadık bir yöntem. Open Subtitles هذه طريقة غير معتادة للحصول على موعد غرامي
    Senin gibi biriyle tanışmak için alışılmadık bir yer. Open Subtitles يبدو مكاناً غير اعتياديّ ليطلب شخص مثلكَ اللقاء فيه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus