Ve eğer çalışıyorsa, satıcıya parayı transfer ederler, ve alıcıya kardt bilgilerini gönderir. | TED | و عندها، يقوم بتمرير المال إلى البائع و تفاصيل بطاقة الائتمان المسروقة إلى المشتري. |
alıcıya tabloyu kim teslim ettiyse o. | Open Subtitles | الشخص الذي انتهى به المطاف بتسليم اللوحة إلى المشتري |
O zaman işi yapmak için başka birini bul veya alıcıya çekilmesini söyle. | Open Subtitles | إذاً، فجدي شخصًا آخر وإجذبي إنتباهه للأمر أو أخبري المشتري أن يتراجع |
Bunu satıcının mutlaka alıcıya açıklaması gerekiyor, Rita ikisi de değilmiş. | Open Subtitles | على البائع إظهاره للمشتري لكنها لم تكن أيهما |
Saat 8'de potansiyel bir alıcıya göstereceğim. | Open Subtitles | أنا لدي مشتري محتمل على الساعة 8. |
Kağıdın bu hafızasını kullanarak alıcıya kartı tecrübe etmesi yoluyla rehberlik edebiliyordum. | TED | كنت قادرة على استخدام ذاكرة المواد لأقود المتلقي عبرالبطاقة لتجربة ذلك الشعور. |
Bu hobisinden vazgeçmiş ve onu birkaç ay önce isimsiz bir alıcıya satmış. | Open Subtitles | تخلى عن تلك الهواية وباعها لمشترٍ مجهول قبل عدة أشهر |
Bu verici kaydettiklerini bir alıcıya aktarır. | Open Subtitles | هذا يطفح مرسل. يرسل إلى المستلم. |
Daha fazla para veren bir alıcıya satacaktık. | Open Subtitles | وَجدنَا مشترين آخرينَ راغب لدَفْع أكثرِ. |
Büyük ihtimalle tam alıcıya, bir çanta dolusu uyuşturucu verirken oraya gideriz. | Open Subtitles | بسبب أنّنا سنفعل ذلك عندما يسلم حقيبة المخدّارت إلى المشتري. |
Sonrasında kanunen silahı alıcıya teslim etme hakkım olur. | Open Subtitles | يسمح لي القانون أن أسلّم السلاح إلى المشتري. |
Gerçekte asla sunamayabileceğin bir şeyin vaadiyle alıcıya boş umutlar veriyorsun. | Open Subtitles | إنّكما تعذّبا المشتري مع وعد بشيء ما قد لا تكونا قادران فعلاً على توفيره. |
alıcıya adamların ne yapacağını soruyor. | Open Subtitles | سألت المشتري إذا كانوا الرجال في أماكنهم |
Sorumluluğun alıcıya ait olması ne demek biliyorum seni yalancı serseri! | Open Subtitles | أعرف ما تعنيه "تحت مسؤولية المشتري"، يا كبير الكذابين.. |
Bir gün bir alıcıya, Komodo ejderi götürüyorduk Rasta diye birine, beni gözleriyle yerdi. | Open Subtitles | ويومٍ ما سلّمنا تنين كومودو للمشتري. ذلك المكسيكي الذي لم يتوقف عن النظر إلي. |
Pazar günü alıcıya teslim edeceğim. | Open Subtitles | سوف أذهب بها للمشتري يوم السبت |
Önceden de söylediğim gibi asla alıcıya sırtını dönme. | Open Subtitles | ...كما قلتُ من قبل لاتدر ظهركَ ابداً للمشتري |
Senden daha iyi kim alıcıya teminat verir ve Saint Germain'e ihtiyatla göz kulak olur? | Open Subtitles | في الحصول على مشتري وأبقاء عينك |
Dur biraz, beni dinlemiyorsun. Kısacası daha nitelikli bir alıcıya satabilmek istiyorum. | Open Subtitles | منصوص حقّاً، أُريدُ الفرصةَ أَنْ تَبِيعَ إلى a مشتري أكثر تأهيلاً... |
Umarım buradaki alıcıya veririz, ama henüz kabul etmiş değil. | Open Subtitles | , أتمنى ان المتلقي هنا لكنه لم يوافق بعد |
Lawrence'ın bir alıcıya ihtiyacı var. | Open Subtitles | لورانس يحتاج لمشترٍ |
"Hücresel hafıza", verici dokusundaki enerji ve bilginin alıcıya, bilinçli veya bilinçsiz olarak, nasıI transfer edildiğini açıklar. | Open Subtitles | توضح الذاكرة الخلوية كيف أن الطاقة والمعلوماتمن... نسيج متبرع يمكن أن تنتقل، شعورياً أو لا شعورياً، إلى المستلم |
Bu sırada biz de 10 alıcıya 10 farklı kopya göndeririz. | Open Subtitles | في غضون ذلك نقوم بنسخ عشرة أناجيل لعشر مشترين |
Gothenburg'daki alıcıya yüzde 50 vermek zorundaydık. | Open Subtitles | %تاجر السلع المسروقة في " غوثبيرغ " سيحضى بنسبة 50 |
Bu, büyük bir alıcıya ve büyük bir vericiye dönüşecek. | Open Subtitles | هذا سيحول جهاز بث كبير إلى جهاز استقبال كبير |