| Ne de olsa orası benim dairem. Özel bir mülk, kamuya ait bir oyun alanı değil | Open Subtitles | مع ذلك، فهي شقتي ملكية خاصة، ليست ساحة لعب عامة |
| Oyun alanı değil. | Open Subtitles | إنها ليست ساحة للعب |
| Kitabında burası piknik alanı değil, en sevdiği balık tutma yeri. | Open Subtitles | في كتابه، هي ليست منطقة للتنزه، إنّها بقعته المفضلة للصيد. |
| Popüler bir koşu alanı değil. | Open Subtitles | ليست منطقة شهيرة للتريض لا يمكن للكثير من الناس |
| Bu kaza alanı değil. | Open Subtitles | هذا ليس موقع التحطم |
| İnşaat alanı değil! | Open Subtitles | ليس موقع بناء |
| Beş kere daldın. Su çok derin. Burası Slasher'ların alanı değil. | Open Subtitles | لقد غُصْتَ لخمسِ مرَّاتٍ، إنّ البركةَ عميقةٌ جِدًّا هذه ليست بمنطقةِ "السلاشر" |
| Dünya bizim için sadece Espheni ile bir savaş alanı değil. | Open Subtitles | فالأرض ليست ساحة حربنا (الوحيدة مع الـ(أشفيني |
| Oyun alanı değil. | Open Subtitles | ليست ساحة لعب |
| Orası yerleşim alanı değil, belki bir satıcıdır. | Open Subtitles | انها ليست منطقة سكنية اذن ربما يكون بائعا |
| Burada kimseyle karşılaşmayız çünkü burası kamp alanı değil. | Open Subtitles | لن نلتقي بأيّ أحدٍ هنا لأنّها ليست منطقة التخييم. |
| Burası bir savaş alanı değil, burası bir Amerikan şehri! | Open Subtitles | هذه ليست منطقة حربية هذه مدينة أمريكية |
| Burası bir savaş alanı değil, burası bir Amerikan şehri! | Open Subtitles | هذه ليست منطقة حربية هذه مدينة أمريكية |
| Beyefendi, burası park alanı değil. | Open Subtitles | يا سيدي , هذا ليست منطقة وقوف السيارات |
| Su çok derin. Burası Slasher'ların alanı değil. | Open Subtitles | لقد غُصْتَ لخمسِ مرَّاتٍ، إنّ البركةَ عميقةٌ جِدًّا هذه ليست بمنطقةِ "السلاشر" |