Kısacası tüm flört geçmişiniz ve buna dair her şey her daim her türlü amaçla kullanılabilir. | TED | وبشكل أساسي فإن هذا يعني أن كل تاريخ علاقاتك السابقة وكل ما يتعلق بها يمكن استخدامها لأي غرض وفي كل الأوقات. |
Yüce amaçla bizi birleştiren inançları kutsallaştırmak için kozmolojik açıklamalar aramaya mahkumuz. | TED | نحن مجبولون للبحث عن التفسيرات الكونية، ولتقديس المعتقدات التي توحدنا في سبيل غرض سامٍ. |
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra... Evime tek bir amaçla döndüm. | Open Subtitles | إنّي بعد 5 سنين بين براثن الأهوال، عدت لدياري بهدف أوحَد |
Ayrıca, bu amaçla bir okul yapılması için arazi sağlanacak ve yanında her yıl 60.000 tahıl tanesi verilecek bu yeterli gelir, değil mi? | Open Subtitles | أيضا ، سيتم توفير الأراضي لبناء مدرسة لهذا الغرض معا بستمائة الف من أحجارِ الحبوب كل سنة هذا يجب ان يكون كافي اليس كذلك |
Bu paraların hangi amaçla nereye yollandığını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | هناك هدف من وراء هذا الكنز و يجب ان نعرفه |
Beş yıl boyunca, tek bir amaçla bir adada mahsur kaldım o da hayatta kalmaktı. | Open Subtitles | عُزلت لخمس سنين على جزيرة" " وكان هدفي الوحيد فيها "النّجاة" |
Orası bir amaçla kullanılabilir, mesela mezarlık olarak. | Open Subtitles | تعرف, يمكنها أن تستعمل من أجل غاية ما ربما مدفن |
Hangi amaçla güçleniyorsun? Bunu bilmelisin. | Open Subtitles | من المفترض أن تعرف بنفسك لأي غرض تستخدم هذه القوة |
Ne zaman ve hangi amaçla şekline bürünüldüğünü öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف منذ متى تم استبداله من شكل شيفتر ولأي غرض. |
Ve hükümet hokkabazlıklarını başka bir amaçla kullanacaksan, hizmetlerimi geri çekiyorum. | Open Subtitles | إذا كنتَ ستستخدم خدعك الحكوميّة، لأيّ غرض آخر، فسأسحب خدماتي |
- Şu hasırlar ne amaçla kullanılır bilir misin? | Open Subtitles | الآن، هل تعلم لأي غرض يستخدمون هذه الحصر؟ |
Ve şimdi, aklında özel bir amaçla firar ettiğini düşündüğünüzü söylüyorsunuz. | Open Subtitles | والآن أنت تظن انه أندفع بهدف محدد في باله |
Çünkü bunların hepsi birbirine büyük ve asil bir amaçla bağlıdırlar. | Open Subtitles | لأنهم جميعاً مرتبطين بهدف عظيم ونبيل واحد. |
Bu ödül için minnettarım, ve ödülü bu amaçla kullanacağım. | TED | أنا سعيد بهذه الجائزة، وسأستخدمها لذلك الغرض. |
Ve bu ödüncü ne amaçla alıyorsunuz, sorabilir miyim? | Open Subtitles | وما الغرض من هذا القرض إذا جاز لي السؤال؟ |
- Hemfikiriz. Ne var ki Adalet Birliği Odayı zaten tam da bu amaçla korumaları altında tutuyor. | Open Subtitles | هذا صحيح, لكن إتحاد العدالة يسيطرون بالفعل على القاعة من أجل هدف مُحدد. |
Bütün bir medeniyet olarak ortak bir amaçla hep beraber çalışarak kendilerini üzerinde hayat olmayan bir kayayı bahçeye dönüştürmeye adadılar. | Open Subtitles | إنهم ثقافة كاملة مُكرسة من أجل تحقيق هدف مُشترك يعملون كفريق واحد لتحويل الصخرة عديمة الحياة إلى حديقة |
Benim adım Oliver Queen. Beş yıl boyunca, tek bir amaçla bir adada mahsur kaldım, o da hayatta kalmaktı. | Open Subtitles | "أُدعى (أوليفر كوين)، لخمسة أعوام عُزلت بجزيرة، كان هدفي الوحيد بها هو.." |
Ne amaçla? | Open Subtitles | إلى أيّةِ غاية ؟ |
Bir tek amaçla grup halinde her şeyi yakarak hareket ediyorlardı. | Open Subtitles | احتشدوا مثل الجراد, احرقوا كل شيئ في طريقهم, منقادين لغرض واحد |
Ve bu amaçla, vücudun karşı taraflarına iki hemiseksiyon yerleştirdik. | TED | ولتحقيق هذه الغاية, قمنا بإجراء شقين نصفـيّـين في جهتين متعاكستين من الجسم. |
Bu aletin nerede veya ne amaçla yapıldığını bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تعرف من مصنّع الأداة وجدت أو الذي غرضه كان. |
Bir şapka... Yüzlerce yıl önce bir Büyücü tarafından tek bir amaçla yapılmış olan bir şapka. | Open Subtitles | قبّعة حيكت قبل آلاف السنوات على يد مشعوذ لهدف واحد... |
"Hangi amaçla"mızı kaybettik ve bu yüzden bu hamster tekerinde kaldık. | TED | لقد خسرنا "إلى أية نهاية"، ولهذا لا نغادرعجلة الهامستر هذه. |