Bunu unutup kristali bencil amaçlar için kullanmak büyük talihsizlikleri beraberinde getirecektir. | Open Subtitles | إذا نسيت هذا ثم استخدمت طاقة البلورة لأغراض أنانية ستجلب مأساة كبيرة |
Bunun tercih edilen bir fikir olmadığını biliyorum, ama barışçı amaçlar için kullanılırsa, bu miktar birçok ihtiyacı karşılayabilir. | Open Subtitles | أعرف انه ليس رأياً مفضل لكن لو استخدمنا هذه الأموال لأغراض سلمية هذه الكميات من المال ستخدم مجالات عديدة |
"Bebek adımları" mı? Bunun anlamı kendin için ufak amaçlar belirleyeceksin... günde birer kez. | Open Subtitles | يعني وضع أهداف صغيرة معقولة لنفسك، كل يوم هدف. |
Silikon Vadisi'nde ise teknik aktiviteyi, siyasi amaçlar için kullanmak gibi bir kültür yoktu. | Open Subtitles | و سِلكُن ڤالي ليست فيها تلك الثقافة التي توجّه العمل التقني لخدمة أهداف سياسية |
Sapling'in sahip olması demek, TED'deki bütün ilerlemelerin Sapling'in savunduğu amaçlar uğruna olacağıdır. | TED | ما يعنيه ملكية سابلينغ ل تيد هو أن كل عائدات تيد ستذهب من أجل الأهداف التي تسعى لها سابلينغ. |
İlk başta, bu daha güçlü alkol tıbbi amaçlar için kullanıldı. | TED | في البداية، هذه المشروبات الروحية الأقوى استخدمت لغايات طبية. |
Bazıları gücü daha büyük amaçlar için arar. | Open Subtitles | البعض يرغب فى القوة لهدف اكبر. |
Simyanın askeri amaçlar için kullanılmasını ilk öneren kişiydi. | Open Subtitles | كان هو اول شخص يسمح بإستخدام الكيمياء للأغراض العسكريه |
Mahkeme avukatlar tarafından farklı amaçlar için sömürülmüştür. | Open Subtitles | تمّ إستغلال المحكمة من قبل المحامي لأهداف معينة. |
Bunu şu şekilde düşünün. Bunu belirli amaçlar için bir şeyleri programlamaya başlamak gibi düşünün. | TED | فكروا في الأمر على النحول التالي. فكروا فيه على أنه بداية برمجة أشياء لأغراض محددة. |
Bunu yapabilmek için şehrin genelinde alçakça amaçlar için kullanılan üç güçlü eseri toplamaları gerekecektir. | TED | وللقيام بذلك، عليهم أن يقوموا بتجميع ثلاثة قطع أثرية قوية. التي تستخد لأغراض شنيعة عبر الأرض. |
Normalde programları, çok özel amaçlar için oluşturduğumuz karmaşık şeyler olarak görürüz. | TED | إننا عادة ما ننظر إلى البرمجيات باعتبارها أشياء معقدة نقوم ببنائها لأغراض محددة جدًا. |
Bu formülü kötü amaçlar için kullanmayacağınıza bize söz vermiştiniz. | Open Subtitles | لقد وعدتنا بألا تستخدم التركيبة لأغراض التدمير |
- Politik amaçlar için bebeği kullanamazsınız! | Open Subtitles | قلنا أننا لن نستخدم هذا الطفل أبدا لأغراض سياسية |
Bebeği politik amaçlar için kullanmayacağımıza yemin ettik. | Open Subtitles | قلنا أننا لن نستخدم هذا الطفل أبدا لأغراض سياسية |
Bu, yaşamda geçmişe doğru baktığımız, büyük anları not ettiğimiz, kişisel bir anlatı oluşturduğumuz ve amaçlar oluşturduğumuz, onlara ulaşmak için atacağımız adımları belirlediğimiz andır. | TED | ويحدث حينما ننظر للخلف في حياتنا، ونحتفظ بأهم اللحظات، وننشئ قصة شخصية ومن ثم نضع أهداف ونحدد الخطوات التي نحتاجها للوصول لتلك الأهداف. |
Bilge insan, bu hademelerin görevlerini başka amaçlar uğruna bırakacaklarını bildikleri gibi, her bir kuralın ne zaman, nasıl bozulacağını bilir. | TED | فالشخص الحكيم يعرف متى وكيف يطبق قاعدة أن لكل قاعدة استثناء، كما عرف عمال المستشفى متى يتغافلون عن الواجبات الوظيفية في خدمة أهداف أخرى. |
Bir dostluk sayesinde ortak amaçlar ve vizyon peşinde olacağız. | Open Subtitles | صداقة مبنية على أهداف مشتركة و رؤية |
Bilge insan, bu ahlaki becerileri doğru amaçlar için nasıl kullanacağını bilir: | TED | يمكن للشخص الحكيم أن يوظف هذه المهارات الأخلاقية لخدمة الأهداف القويمة؛ |
Öğrenciler Harvard'a girerken farklı amaçlar gözetirler. | Open Subtitles | إسطنبول يدخل الطلاب هارفارد مع تشكيلة الأهداف |
Eğer kötü amaçlar için bir köle satın alacak olsak... | Open Subtitles | -ولكن إن كنت سأشتري عبداً لغايات دنيئة ... |
"Barney, insanları nasıl hiptonize edeceğini öğretmeyeceğim sana. "Kötü amaçlar için istiyorsun bunu. | Open Subtitles | بارني ) لن أعلمك التنويم المغناطيس ) لأنك ستخدمه لغايات شريرة |
Chi'ni iyi amaçlar uğruna kullanacağım. | Open Subtitles | سأخصص مجرى الطاقة الخاصة بك لهدف جيد |
Eğitimsel amaçlar için oldukça faydalılar. | TED | إنها مفيدة جداً للأغراض التعليمية. |
Ticari amaçlar için kullanılan mallarda emlak vergilerini ödemediğini söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه لم يدفع ضرائب عقاراته على ملكية مستخدمة لأهداف دعائية |
Sihirlerini bencil amaçlar için kullanmaya başladı. | Open Subtitles | لقد استخدم سحره لاغراض انانية |