Doğru, ama gerçekte o savaş yaklaşık 100 yıllık bir öfke birikiminin neticesiydi. | Open Subtitles | صحيح ، لكن في الواقع المعارك كانت تحشد الطاقات منذ مئة عام تقريبا |
Resmi olarak babanın birliği 18 kişi öldürdü. ama gerçekte bu sayı 19. | Open Subtitles | رسميا، وحدة والدكِ لديها 18 عملية قتل لكن في الواقع ، هم 19. |
Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة أن القوة والشغف التنافس و الصدف لعبوا دورا هاما ومتوازنا |
ama gerçekte Arjantina’ya gittiğimizde, çok sık olarak tamamen petrole bulanmış pek çok penguen bulduk. | TED | و لكن في الحقيقة حين ذهبنا إلى الأرجنتين وجدنا أن اغلب طيور البطريق مغطاة تماماً بالنفط |
ama gerçekte çok daha fazlasını yakalarlar. | Open Subtitles | لكن بالحقيقة , يمكنهم إلتقاط الكثير والكثير |
ama gerçekte babası için çalışıyordu. | Open Subtitles | .. هارب, لكنه بالواقع كان يعمل . لصالح والده.. |
Evet, öyle. ama gerçekte Corleone suç örgütünün üyesiydiniz. | Open Subtitles | لكن حقيقة الأمر أنك كنت أحد أعضاء منظمة كورليونى الإجرامية ؟ |
ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أن العاطفة والسلطة والتنافس والصدفة البحتة قد لعبت دوراً بارزاً علي حد سواء |
Böylece ikna oldu ama gerçekte bir çok kişi olmadı. | TED | وكان مقتنعاً لكن في الواقع معظم الناس غير مقتنعين |
Sonuna dek gitmekten korkmayan, cesur kaptan gibi davranıyorum ama gerçekte en büyük korkum sonuna dek gitmek. | Open Subtitles | تعلمون ، اتصرف مثل القائد الجريء الذي لا يخشى أختياره لكن في الواقع يختاره خوفي الأكبر |
Herkes bu detayın baharatlardan geldiğini sanar ama gerçekte kısık ateşte pişirilip, sebze sularının içine hapsolmasından gelir. | Open Subtitles | أن الجميع يفترض دائما أن الأهم هو التوابل، لكن في الواقع ، الأمر يتعلق بالطهي البطيء. للإحتفاظ بالنكهه. |
ama gerçekte bu pazarda bir paylaşım prensibi hüküm sürüyordu. | TED | ولكن في الواقع هذا السوق محمي بمبدأ التشارك. |
ama gerçekte bu makineyi zaten var olan şeylerin daha iyisini yapmak için ortaya çıkarmadım. | TED | ولكن في الواقع الفعلي، لم أقم بإختراع هذا الجهاز لكي أقلد أشياءً موجودة بالفعل. |
Sen söylerken yanındaydım ama gerçekte... Son derece tatsız. | Open Subtitles | أعني ، أنني كنتُ هناك عندما تخبرهم بذلك ولكن في الواقع |
ama gerçekte olaylar öylesine olur ve bir anlamı yoktur. | Open Subtitles | , و لكن الحقيقة هي أن المصائب تقع . وهي لا تعني أي شيء |
Bu evlilik büyükbabanın zorlamasıyla oldu gibi görünüyor ama gerçekte biz de Sangmin'i damadımız olarak görmek istiyorduk. | Open Subtitles | هذا الزواج يبدو مثل جدّك أجبركِ عليه لكن في الحقيقة أردنا سانجماين كصهرنا |
Rock yıldızı gibi görünebilirim ama gerçekte oldukça geleneksel tip bir erkeğim. Bilirsin, misyoner pozisyonu türünden bir erkek. Eski moda ben üstte sen altta türden biri. | Open Subtitles | من الممكن ان ابدو كنجم روك لكن بالحقيقة انا فتى تقليدي مثل الطراز القديم انا في الاعلى , انت بالاسفل |
ama gerçekte; internet olmadan daha küçük hissettirdi. | Open Subtitles | لكنه بالواقع العالم يبدو أصغر بدون الإنترنت. |
ama gerçekte Corleone suç örgütünün üyesiydiniz. | Open Subtitles | لكن حقيقة الأمر أنك كنت أحد أعضاء منظمة كورليونى الاجرامية ؟ |
ama gerçekte güç, tutku rekabet ve saf şans eşit ağırlıkta rol oynamıştır. | Open Subtitles | وهي الانتصار العظيم للفكر العقلاني ولكن الحقيقة هي أن العاطفة والسلطة والتنافس والصدفة البحتة قد لعبت دوراً بارزاً علي حد سواء |
ama gerçekte, duygular tüm sistemlerin alarmı gibidir ne hatırladığımıza, ne tür kararlar verdiğimize, ve nasıl algıladığımıza göre değişir. | TED | ولكن في الحقيقة المشاعر نظام تنبيه كامل يغير ما نتذكره أي نوع من القرارات نتخذ وكيف نرى الأمور |
ama gerçekte öğrencilerin tanışıp, sohbet edip, kaynaştıkları ve dinlendikleri hoş bir yer. | Open Subtitles | متى هو حقاً فقط a بقعة جذابة حيث الطلاب يُمْكِنُ أَنْ يَتكلّموا ويَرتاحوا وفقط يَتعرّفُ عموماً. |
Sistemin yarısı kanun kaçağı bir kahraman olduğunu düşünüyor ama gerçekte cahilin tekisin öyle değil mi? | Open Subtitles | نصف الناس على متن النظام يعتقدون أنك بطل خارق خارج عن القانون من نوع ما لكنك جاهل من نوع ما ، أليس كذلك ؟ |
ama gerçekte duvar insanların hayatlarını kesiyor. | TED | لكن الحقيقة هي أن الجدار يخترق حياة الشعوب. |
Richard'la mutlu aile numarası yapıyorsunuz... ama gerçekte ayrıldınız. | Open Subtitles | انت و ريتشارد كنتما تمثلان العائلة السعيدة بينما الحقيقة انكما كنتما منفصلان |