İki oğlum ve bir kızım var ama size şunu söyleyeyim, Bay Her Kimse. | Open Subtitles | لدي ولدان و بنت لكن دعني أقول لك شيء سيد 'مهما' تكن |
ama size sevgilinizin kanserden öleceğini söylemiyor ve onun yıllar önce kaybettiğiniz kardeşiniz olduğunu, ve bir seri katil olduğunu. | Open Subtitles | لكنها لا تُخبرك بأنَ حبيبتكَ ستموت بمرض السرطان و أنها في الحقيقة أُختك التي فُقدَت من زمان بعيد |
Bak, müziği harika, beni yanlış anlamayın, ama size bir şey söylemeliyim, ben o filmlerde görünen şarkıcılardan değilim. | Open Subtitles | اسمعوا، إنها رائعة، لا تسيء فهمي، لكن يجب أن أخبركم، أنا لست من هؤلاء المطربين الذين يظهروا في الأفلام. |
Evet ama size birkaç dakika daha izin verebilirim. | Open Subtitles | أجل, لكن أستطيع أن أعطيك دقائق اضافية, لكي |
Bana inanmadığınıza eminim ama size söz veriyorum ki bugün bir noktadan sonra bu numaralar önem kazanacak. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك لا تصدقني، لكن أعدك أنه في وقت ما من هذا اليوم ستكون لها أهمية. |
ama size şunu söyleyebilirim, alınan önlemlerin hepsi bu ülkenin çıkarları doğrultusundaydı. | Open Subtitles | لكنني أستطيع إخباركم التالي التدابير التي إتخذناها تلك الليلة كانت لمصلحة البلد بالدرجة الأولى |
Hala oradamı bilmiyorum ama size şifresini verebilirim. | Open Subtitles | ولا أعلم إن كان به ولكن يمكنني اعطاؤك الرقم السري |
ama size hatırlatmama gerek yok. | Open Subtitles | ولكن أود أن أذكرك تمامًا أن بيت الخمر هذا |
ama size tüm zamanların en müthiş politik kampanyasından bahsedeyim, | Open Subtitles | لكن دعني أخبركَ عَن أعظَم حملَة سياسية على الإطلاق |
- Peki ama size söyleyeyim ben bundan bir şey çıkaracak değilim. | Open Subtitles | - حسنا، لكن دعني أخبرك - لم أستفد إطلاقا بعد كل هذا |
ama size yardımız olmaz. Gelmedi. | Open Subtitles | لكنها لا تفي بالغرض، لأنها لم تكن هُناك. |
ama size yardım edemez. Orada değil. | Open Subtitles | لكنها لا تفي بالغرض، لأنها لم تكن هُناك. |
ama size yalvarırım, o günle ilgili bazı sorularımı yanıtlamalısınız. | Open Subtitles | لكن يجب أن تجيبى عن أسئله تتعلق بهذا اليوم |
Gücünüzden etkilendim Doktor Weir, ama size hatırlatmam gerekir, üzerimdeki baskınızı yenmek için gerekli düzenlemeleri yapmam sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | أنا معجب بقوتك دكتور. وير, لكن يجب أن أذكرك |
ama size şunu söyleyebilirim, Müfettiş, yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | و لكن أستطيع القول لك أيها المحقق أنه لم يكن كذلك. |
ama size şunu söyleyebilirim ki o olayı onunla tartışmadığım gibi.. | Open Subtitles | لكن أعدك أنني لن أناقشه معه |
ama size tek bir şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكنني أستطيع إخبارك شيئًا واحدًا. |
Elbette, ona bununla ilgili hiç bir şey söylemedim ama size anlatabilirim. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، لم أكن أقول له أي شيء حول هذا الموضوع، ولكن يمكنني أن أقول لك. |
Bunlardan kaç tane var olduğunu sorabilirsiniz ama size sormak istiyorum: Bizler bu değişime yardım için çok sayıda soyal çalışana ihtiyaç duymayacak mıyız? | TED | قد تتساءل عن عددها، ولكن أود أنا أسألكم: هل تعتقد أننا سنحتاج إلى الكثير من الأخصائيين الاجتماعيين لمساعدتنا في إجراء هذا التحول؟ |
ama size hemen şu şaşaalı kapının ardında olduklarını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن أخبركم أنهم بالجانب الآخر من ذاك الباب الفاخر. |
ama size kolay olanı söyleyeyim: Karbondioksit salınımından kaçınmak. | TED | لكن سأخبرك ما هو السهل: أن نبدأ بتجنب انبعاثات ثاني أكسيج الكربون، ولكننا لا نقوم بذلك. |