"an meselesi olduğunu" - Traduction Turc en Arabe

• أنها مسألة وقت
• أنها مجرد مسألة وقت
• انها مجرد مسألة وقت

Onun lanet yüzünü tekrar görmemin an meselesi olduğunu biliyordum.
إعتقدتُ أنها مسألة وقت وحسب حتى أرى وجههُ اللعين مجدداً

Devlet lehine tanıklık edeceğini öğrenince, ...parmağının seni işaret etmesinin an meselesi olduğunu biliyordun.
وعندما إكتشفت أنه سيدخل ببرنامج حماية الشهود عرفت أنها مسألة وقت قبل أن تُشير أصابعه إليك

İşte değişen bu. Yakalanmasının an meselesi olduğunu biliyordu.
هذا ما تغيّر، علم أنها مسألة وقت ليس إلا قبل أن تلقي القبض عليه

Polisin gerçeği fark etmesinin an meselesi olduğunu biliyorum.
أدركت أنها مجرد مسألة وقت ليكتشف مسؤول الأمن الحقيقة.

Olay buysa, onu enselememizin an meselesi olduğunu biliyordur.
لو كان هذا الوضع فهو يعلم انها مجرد مسألة وقت قبل ان نصل اليه

İkimiz de hem siyahların hem de beyazların boğazını kesmelerinin an meselesi olduğunu biliyoruz.
لأننا نعلم أنها مسألة وقت حتى يقتلك السود والآن البيض

Birinin kaçmasının an meselesi olduğunu düşünüyoruz.
كـنًا متأكدين من أنها مسألة وقت فقط قبل أن يهرب أحدهم

Diğer baronlarını üzerine yürümesinin an meselesi olduğunu ayrıldığımda söyledim.
أخبرتك عندما رحلت، أنها مسألة وقت فحسب قبل أن يتحرك البارونات الآخرين ضدك ..

Bu küçük yaramazların benimkine olduğu gibi sizin kalplerinize de kaypak kaypak girmesinin an meselesi olduğunu başından beri biliyordum.
علمت على الدوام أنها مسألة وقت فقط قبل أن يتغلغل هؤلاء الأشقياء الصغار إلى قلوبكم كما فعلوا لقلبي.

Ve senin de bunu farketmenin an meselesi olduğunu düşündüm.
واعتقدت أنها مسألة وقت لتدرك الأمر بنفسك

Kraliçemin tahttan indirilmesinin an meselesi olduğunu biliyorum.
أعرف أنها مسألة وقت فحسب قبل سقوط ملكتي

Merkezden birinin bunu farketmesinin an meselesi olduğunu biliyordum.
علمتُ أنها مسألة وقت... قبل أن أصطدم بشخص ما من المركز

Ve biz Sylvano ile ilgili bir kanıt bulmanın an meselesi olduğunu düşünüyoruz.
" ونعتقد أنها مسألة وقت حتى نحصل على شيء من " سيلفانو

Sana bu adamın tekrar iş başı yapmasının an meselesi olduğunu söylemiştim.
أخبرتكَ أنها مسألة وقت ..قبل أن يعود

Ama ben ona baktığımda, eskisi gibi olmasının an meselesi olduğunu anladım.
لقد شاهدته وكنت أعلم أنها مسألة وقت

Öfkesini bana karşı çevirmesinin an meselesi olduğunu biliyordum.
عرفت أنها مسألة وقت قبل أن ينقلب ضدي

Sadece an meselesi olduğunu biliyordum.
أعلم أنها مسألة وقت.

Onu bulmanın an meselesi olduğunu biliyordum.
علمت أنها مجرد مسألة وقت ويجده

Ayrıca Kontes'in boğazımı kesmesinin an meselesi olduğunu biliyorum.
و فوق ذلك, بمعرفة الكونتيسة, انها مجرد مسألة وقت قبل أن تشق حلقي.