6 yaşında bir kız kayıp ve siz anlaşma yapmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | فتاة بعمر 6 سنوات مفقودة، وأنتِ تَعملي لعقد صفقة |
Karanlık Olan anlaşma yapmaya mı geldi yani? Ne kadar sıradan. | Open Subtitles | القاتم هنا لعقد صفقة إذاً يا له مِنْ تقليد رهيب |
O odaya anlaşma yapmaya hazır olarak gittiğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني دخلت تلك الغرفة على استعداد لعقد صفقة |
Her şey yoluna girecek, Fredo. Pentangeli bir anlaşma yapmaya razı olduğunu söylüyormuş. | Open Subtitles | كل شىء سيكون على مايرام بنتيجيلى يريد عقد صفقة |
Kırmızı Gömlek'in kabilesine iyice yaklaşır ve onlara tüfek satmak üzere anlaşma yapmaya hazır olurdum. | Open Subtitles | اخمن اننى يجب ان اكون قريب ... "من اجتماع "ريد شيرت . مستعدآ لعقد صفقه لبيع نفس البنادق |
Onu, bizimle bir anlaşma yapmaya zorlayabiliriz. | Open Subtitles | . أعتقدأننا يمكن أن نجبره على عقد اتفاق معنا |
Bak buraya anlaşma yapmaya geldim. Anlaşacak mıyız? - Anlaştık mı? | Open Subtitles | إسمع لقد جئت من أجل إتمام صفقة هل سنعقد صفقة هل اتفقنا ؟ |
Bunu kaybetmek istemiyorum. Yani seninle anlaşma yapmaya razıyım. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن نفقد ذلك، لذلك أنا على استعداد لعقد صفقة معك |
Ama bir şey seni şeytanla anlaşma yapmaya zorladı. | Open Subtitles | ولكن شيئا ما دفع لك لعقد صفقة مع الشيطان |
anlaşma yapmaya hazır olduğumda sana geleceğim. | Open Subtitles | عندما أكون مستعدّة لعقد صفقة سأقصدك |
anlaşma yapmaya hazır olduğumda sana geleceğim. | Open Subtitles | عندما أكون مستعدّة لعقد صفقة سأقصدك |
anlaşma yapmaya hazır değilim. | Open Subtitles | لست مستعدة لعقد صفقة |
Gibbons'ı o kadar çok istiyorsun ki bir polis katiliyle anlaşma yapmaya razısın. | Open Subtitles | سندمّر كل شيء عملنا جاهدين من أجله أنت ترغبين جداً بسجن (غيبنز) حتى أنك مستعدة لعقد صفقة مع قاتل شرطيّ |
anlaşma yapmaya razıyım. | Open Subtitles | أنا مستعد لعقد صفقة. |
Buraya bir anlaşma yapmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لعقد صفقة |
Ablan her şeyi anlattı, ben de bir anlaşma yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | أختك أخبرتني بكل شيء ولذا قررت عقد صفقة معك |
İzin ver açıklayayım. anlaşma yapmaya çalıştığımız Avrupalı bir şirket vardı. | Open Subtitles | هناك شركة أوروبية نحاول عقد صفقة معها حسنا |
Belki annene gidip anlaşma yapmaya çalışırız. | Open Subtitles | لربما يمكننا الذهاب لأمك و عقد صفقة معها |
Bir anlaşma yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل انتِ مستعده لعقد صفقه ؟ |
Eğer girip, başarısız olursam, o zaman anlaşma yapmaya razı olurum. | Open Subtitles | وإن أخذته ولم أنجح، فحينها سأفكر في عقد اتفاق |
Bak buraya anlaşma yapmaya geldim. Anlaşma yapıyor muyuz? Anlaştık mı? | Open Subtitles | إسمع لقد جئت من أجل إتمام صفقة هل سنعقد صفقة هل اتفقنا ؟ |
SG-1 Cassandra'nın hayatı karşılığında anlaşma yapmaya beni ikna etti, Bu gerekli değil. | Open Subtitles | لقد أقنعنى فريق (إس.جى-1) لعقد إتفاق لاجل حياة (كساندرا) وهذا ليس ضرورياً |
Bir mayın üzerinde dururken benimle anlaşma yapmaya mı çalışıyorsun? - Daha iyi bir an olamaz. | Open Subtitles | هل تحاول إجراء صفقة معي فيما أقف على حقل ألغام ؟ |