Çünkü sorunu anladığımız için, düzeltebiliriz de, daha iyi canlılar oluşturabiliriz. | TED | لأننا نفهم ذلك نستطيع ايجاد حلول ، نحسن من هذه المخلوقات |
Artık beyni daha iyi anladığımız için, EKT'yi çok daha etkili bir hâle getirebiliriz. | TED | عندما نفهم الدماغ بشكلٍ أفضل، سنصبح قادرين على جعل العلاج بالصدمات الكهربائية أكثر فعالية. |
Birbirimizi anladığımız sürece düşüncelerini kendine sakla. | Open Subtitles | أياً كان ما تريده، فاحتفظ به لنفسك طالما نحنُ نفهم بعضنا البعض |
Ama anladığımız kadarıyla söz konusu evrak bir toplantı programıymış. | Open Subtitles | ولكن حسبما فهمنا أنه المستند المقصود هو مجرد جدول اجتماعات |
Birbirimize aşık olduğumuz sürece anladığımız tek şey... anlaşıIması gereken bir şey olmadığıydı. | Open Subtitles | طالما وقعنا بالحب فنحن فهمنا بعضنا البعض فهذا الشيء لا يحتاج للفهم |
Bizim anladığımız, ama onların anlamadığı bir silahla onları vurabiliyorduk: Sosyal medyada utandırma. | TED | يمككنا مواجهته بإعتماد السلاح نفهمه نحن ولكنهم لا يفهمونه-- عار وسائل التواصل الأجتماعية. |
Şu andan itibaren, anladığımız kadarıyla tesis ele geçirildi. | Open Subtitles | إعتباراً من هذه اللحظة نحن نتفهم , أن هذه المنشأة |
Fiziksel yaşlanma gibi görünen şey aslında zar zor anladığımız karmaşık bir sistemin ürünü. | Open Subtitles | ما يظهر كشيخوخة طبيعية هو حصيلة ثانوية لعملية معقدة نحن بالكاد نفهمها |
İyi adamdı. anladığımız kadarıyla size satmanız için bir şey vermiş. | Open Subtitles | نفهم أنّه وضع عنصراً هنا للمزاد ونتساءل عمّا كان |
Ben bu dünyada anladığımız şeylerden çok anlamadığımız şeyler olduğu fikrine sıcak bakan insanlardanım. | Open Subtitles | أنا واحد من هؤلاء الناس الذين هو مريح مع فكرة أن هناك أكثر يدور في هذا العالم أننا لا نفهم من كل الأشياء التي نقوم به. |
anladığımız kadarıyla doğru oldukları da kanıtlanmadı. | Open Subtitles | لكن كما نفهم أكثر، هل من الممكن أن يكون إثباتهم صحيح؟ |
Bence eğer fiziksel sınırlarımız olduğunu anladığımız şekilde, algılsal sınırlarımız olduğunu da kavrayabilirsek, her ne kadar gözümüze aynı şekilde görünmeseler de, daha iyi bir dünya tasarlayabiliriz. Ve, bana kalırsa, işin umut verici tarafı da bu. | TED | نعتقد أننا إن فهمنا قصورنا المعرفي بنفس الطريقة التي نفهم بها قصورنا الفيزيائي، بالرغم من أنه لا يحدق بنا في المواجهة بنفس الطريقة ، يمكننا تصميم عالم أفضل. وذلك كما أعتقد، هو أمل هذا الشئ. |
Birbirimizi anladığımız konusunda iyimserim. | Open Subtitles | وأخبر نفسى بأننا نفهم بعضنا البعض |
- anladığımız kadarıyla fazlaca atınız var. | Open Subtitles | نحن نفهم أن لديك العديد من الخيول |
anladığımız kadarıyla efendiniz evde değil. Evet ama yarın gelmesini bekliyoruz, efendim. | Open Subtitles | سيدك ليس في المنزل، كما فهمنا.- نعم، ولكننا نتوقع وصوله غدا، سيدي.- |
anladığımız kadarıyla, Jonas araştırmayı yukarıdan izlemekle görevliydi. | Open Subtitles | كما فهمنا , جوناس كان مسؤول الإشراف على الأبحاث |
Mr. Larsen, anladığımız kadarıyla Elliott D'Souza dergiyi... kapatmayı planlıyordu. | Open Subtitles | سيد لانسر نحن فهمنا بأن السيد إليوت دي سوزا كان يخطط لاغلاق مجلتك |
Birincisi, anladığımız üzere kurban nehrin üst kısmında atının üstündeyken vurulmuş ve sonra aşağıya nehir kenarına yuvarlanmış. | Open Subtitles | أولا: حسب فهمنا ان الضحية أطلق عليه النار وسقط من حصانه |
Onun hiçbir zaman kabul etmeyeceği şey, anladığımız şeyin bizi bir yere götürmediği. | Open Subtitles | و لكن ما لا يقبله مطلقا هو أن ما نفهمه نحن لا يجدي نفعا |
İnanç, korku ve aşk gibi olguları izafiyet teorisi ve belirsizlik ilkelerini anladığımız yollardan anlamaya zorlandık. | Open Subtitles | الإيمان كالخوف أو الحب يجب أن نفهمه على أنه نظرية .مفهومة من النسبية والاحتمالات |
Şanslarına anladığımız kadarıyla sevgi dolu birer dedeleri ve neneleri var. | Open Subtitles | من حسن حظهم نحن نتفهم كون لديهم اجداد رائعين |
Bana göre buradaki esas nokta akla yakınlıktır. Şu anda anladığımız hâliyle fizik yasalarının sorularımıza cevaben akla yakın bir hikâye sunması bana o kadar müthiş, o kadar etkileyici ve o kadar kutlanmaya değer geliyor ki. | Open Subtitles | انه من المدهش و هذا يبهرني حقاً أن قوانين الفيزياء كما نفهمها اليوم |