"anlamak zorundasın" - Traduction Turc en Arabe

    • عليك أن تفهم
        
    • يجب أن تفهم
        
    • يجب أن تفهمي
        
    • عليك أن تفهمي
        
    • لابد أن تفهم
        
    • عليكِ أن تفهمي
        
    • يجب أن تفهمى
        
    • يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ
        
    • عليك ان تفهمي
        
    • عليكي أن تفهمي
        
    • علي أن اجعلك تفهم
        
    • تجدينه ويجب علي تصديق
        
    Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. Open Subtitles هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك
    anlamak zorundasın, vazgeçmek için zaman yok. Open Subtitles عليك أن تفهم أنه لم يعد هناك مجال للتوقف.
    Şerif lütfen anlamak zorundasın. Open Subtitles لا تفعل ذلك أيها المارشال، أرجوك يجب أن تفهم أمراً
    Bunun çok acı bir an olduğunu biliyorum ama halkın bu operasyonu desteklediğini anlamak zorundasın. Open Subtitles أعلم أن هذا صعب لكن يجب أن تفهم العامة دعموا هذه العملية
    Ama anlamak zorundasın. Tek isteğim on beş bin dolar değil. Open Subtitles ولكن يجب أن تفهمي 15 ألف هي ليس كل ما اريده
    - Franny, bu ülkede erkek olmanın ne demek olduğunu anlamak zorundasın. Open Subtitles عليك أن تفهمي ما يعنيه أن يكون المرء رجلاً بهذه البلاد
    (Styles) Bir şeyi anlamak zorundasın. Bu iş büyük bir cerrah olmaya benzer. Open Subtitles عليك أن تفهم شيئاً هذا العمل يشبه عمل الجراح
    anlamak zorundasın, ayrılmıştık çünkü ben o şeyi yapmak istiyordum. Open Subtitles انظر عليك أن تفهم أننا انفصلنا لأننى أردت أن نمارس الجنس
    Bir şeyi anlamak zorundasın O kıza bir daha elini sürersen seni öldürmek zorunda kalırım. Open Subtitles عليك أن تفهم شيئاً إذا قمت بلمس تلك الفتاة مجدداً
    Ama anlamak zorundasın ailemi öldürmekle tehdit ediyordu nerede yaşadıklarını biliyordu. Open Subtitles لكن عليك أن تفهم أنها كانت تهدد بقتل عائلتي، كانت تعرف مكان سكنهم
    anlamak zorundasın, bunu isteyerek yapmıyoruz. Open Subtitles يجب أن تفهم ، بأن هذا ليسَ شيئاً نرغبُ بفعلهُ
    Ama sonu anlamak için öncelikle başlangıcı anlamak zorundasın. Open Subtitles ، لكن كي تعي النهاية يجب أن تفهم الـبداية
    Büyük panik faktörünü anlamak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تفهمي أن عامل الهلع الرئيسي هو الذي سيطر هناك
    anlamak zorundasın, Solveig. Benim durumumdaki biri için kolay değil. Open Subtitles يجب أن تفهمي , ليس من السهل أن تكوني في موقعي
    anlamak zorundasın. Başıboş dolaşan bir katil vardı. Open Subtitles يجب أن تفهمي, أنه قد كان هناك قاتل طليق.
    Bence herkesin bu şehirli, güçlü kadın, 'vajina göstermiş' şeylerine karşılık vermeyeceğini anlamak zorundasın. Open Subtitles أعتقد أنه يجب عليك أن تفهمي أن ليس الجميع يستطيع الاستجابة لكل مولوجاتك التي تعملين
    Bunlar bir hata. Bunu anlamak zorundasın. Open Subtitles الأمر برمته خطا لابد أن تفهم ذلك
    Hükümdarlığının Parlemento'nun kanunlarıyla sürdüğünü anlamak zorundasın. Open Subtitles عليكِ أن تفهمي بأنكِ الحاكمة بحق في البرلمان.
    Sydney, anlamak zorundasın, Soğuk Savaş'ın doruklarındaydık. Open Subtitles يجب أن تفهمى انه كان فى قمة الحرب البارده
    sadece bir aile olduğunu anlamak zorundasın. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تَفْهمَ بأنّك تَتعاملُ مَع عائلة وحيدة هنا
    Jane, bak, anlamak zorundasın. Open Subtitles جاين اسمعي عليك ان تفهمي لينيت كانت
    Dinle. Birşeyi anlamak zorundasın. Open Subtitles الآن اسمعي,عليكي أن تفهمي شيئاً
    Jennifer'ın öldüğünü anlamak zorundasın. Open Subtitles علي أن اجعلك تفهم أن جنيفر قد قضت لقد قضت
    Eninde sonunda bunu anlamak zorundasın. Open Subtitles يوم من الأيام سوف تجدينه ويجب علي تصديق ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus