"anlayacağınız" - Traduction Turc en Arabe

    • كما ترون
        
    • كما تروا
        
    • كما ترى يا سيدي
        
    • السبب كما أعتقد
        
    anlayacağınız, yasada kurbanların failleri affetmelerine izin vererek hapisten kurtulmak için bir boşluk vardı. TED كما ترون هناك ثغرة في القانون تسمح للضحية بمسامحة الجاني وبالتالي يتجنبون السجن.
    anlayacağınız ben casusluk filmleriyle büyüdüm. Open Subtitles كما ترون لقد نشأت في مشاهدة أفلام التجسس
    Yani anlayacağınız yaptığım bu işin en iyisiyim diyebilirim. Open Subtitles كما ترون , انا اغتنم فرصة عظيمة للفخر بسلالتى بينما ازاولها
    Bayım anlayacağınız... Open Subtitles ..آاه، حسنا يا سيدي ..كما ترى يا سيدي..
    anlayacağınız, fakirlik. Open Subtitles الفقر هو السبب كما أعتقد
    anlayacağınız üzere, batı gelenekleri insanlığın yaptığı en büyük kötülüklerin bencillikten doğduğunu varsayarak hataya düşerler. Open Subtitles كما ترون التقاليد الغربية تعاني من ذلك الإفتراض المسبق بأن
    İşin için buradayız, sizin de anlayacağınız gibi. Kulübe bakıyoruz. Open Subtitles نحنُ هنا من أجل عمل تجاري ، كما ترون نحنُ نتفحص النادي
    anlayacağınız üzere intikam vazifemde bana katılmadan önce sadakatinizden emin olmak zorundaydım. Open Subtitles ..كما ترون ..تحتّم عليّ أن أتيقّن بأنكم رجالٌ مخلصون قبل أن أثقَ بكما للانضمام إلى مسعاي الانتقاميّ
    anlayacağınız sayın yargıç annemin yüzünden başkaları gibi olma şansını yakalayamadım. Open Subtitles إذن كما ترون حضراتكم وبفضل أمي لم تكن لدي الفرصة في اكون مثل الآخرين
    anlayacağınız üzere müzik hayatımı kurtardı. Open Subtitles كما ترون الموسيقا أنقذت حياتي
    Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. Open Subtitles كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا
    anlayacağınız çocuklar, iki balık birbirini sevdiğinde... Open Subtitles حسنًا كما ترون يا رفاق،
    Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. Open Subtitles كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا
    Yani anlayacağınız, kadınların gazabı cehennemde yoktur. Open Subtitles حسنًا، كما ترى يا سيدي "غضبها ليس في محلّه"
    anlayacağınız, fakirlik. Open Subtitles الفقر هو السبب كما أعتقد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus