Sevginin aynı zamanda bırakmayı gerektirdiğini anlayana kadar, onu taparcasına seviyordum. | TED | لقد أحببتها، بكل ضراوة الطفولة قبل أن تدرك أن الحب يتطلب الابتعاد أيضا. |
Barış Gönüllüsü tipler sadece kimseye yardımları dokunmadığını anlayana dek ortalarda dolanır. | Open Subtitles | منظمات السلام دائما ما تقول: ابق بالجوار فترة كافية كي تدرك أنهم لا يساعدون أي شخص |
Elimizdekinin ne olduğunu anlayana kadar insanları içeride tut. | Open Subtitles | وسع البحث أبقي أولئك الرجال بالداخل حتى نفهم ما الذي يجري هنا |
Nasıl taşındığını anlayana kadar, her 4400'ün potansiyel bir virüs olduğunu farzetmeliyiz. | Open Subtitles | حتى نفهم كيف ينتشر يجب ان نفترض ان كل الـ 4400 محتمل اصابتهم |
Ne olduğunu anlayana dek senin korumalarınız. | Open Subtitles | حتى نكتشف ما حدث لكِ فنحن حرّاسكِ الشخصيُّون |
Bana saldırmasının iyi olmadığını anlayana kadar onu zayıflatmalıyım. | Open Subtitles | علي ان اُرضِخه حتى يدرك انه ليس من الفائدة مهاجمتي. |
İlk başta maymunlar için değersizdi, onunla ne yapabileceklerini anlayana kadar. | TED | وهي كانت بلا فائدة للقرود في البداية قبل أن يدركوا ما الذي يمكنهم أن يصنعوا بها. |
Öyle bir ateşli ki, daha destekleyici bir şey giymen gerektiğini anlayana kadar, kendini yukarıya, boşluğa doğru tırmanıyor halde buluyorsun. | Open Subtitles | .. نوع الإثارة الذي يجعلك تصعد السلالم ليس أبعد من تلك النقطة عندما تدرك بأنه كان يجب أن تلبس شيئا ً أكثر تدعيما ً |
Bence bunu bir daha deneyemeyeceğimizi anlayana kadar onu suçluyordun. | Open Subtitles | لا .. أظن بأنك تلومها و إلى أن تدرك ذلك لن نكون قادرين على المحاولة مجددًا |
Genellikle sorun şöyle oluyor, ...kurbanlar gerçekte neler döndüğünü anlayana kadar iş işten geçmiş oluyor. | Open Subtitles | حسناً. حسناً، إليك الأمر، في الوقت الذي تدرك فيه الضحايا ما حدث، يكون الأوان قد فات |
Nişanlısının zavallının biri olduğunu anlayana kadar. | Open Subtitles | أجل، هي كذلك. حتى تدرك أن خطيبها فاشل تماماً. |
- Peki neyi yanlış yaptığımızı anlayana kadar beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | --حسنا, الا يجب ان ننتظر حتي نفهم مالذي فعلناه خطا ؟ |
Söylediğimiz şey olan biteni anlayana kadar en güvenli yer bizim yanımız. | Open Subtitles | ما نطلبه منك هو أن تنتظر إلى أن نفهم هذا أكثر الأماكن آمناً هو معنا |
Buranın ne olduğunu ve kime güvenebileceğimizi anlayana kadar hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لن نفعل شيء ، حتى نفهم هذا المكان ومن الذى يمكننا الثقة به |
Katılıyorum neler olduğunu anlayana. Kadar burada kalmalıyız. | Open Subtitles | أنا موافق، دعونا نبقى هنا حتى نكتشف الأمر |
Ne halt edeceğimizi anlayana kadar, kimse oraya girmeyecek | Open Subtitles | لن يدخل أحد إلى أن نكتشف ما يحدث كيف حاله؟ |
Bunu anlayana dek, ...en iyi savunma şeklimiz FTL dışında mümkün olduğunca az zaman geçirmektir. | Open Subtitles | الان، وحتى نكتشف ذلك فدفاعنا الأفضل أن نقضي القليل من الوقت خارج السرعة أعلى من الضوء |
Bu işi gümrükçüleriniz uçaktan indiğimi anlayana kadar bitirmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب علينا حل هذا الأمر قبل أن يدرك رجال الجمارك بأني خـرجت من الطائرة |
Banka, kasabanın diğer tarafında kalıyor, bu da bize şerifin yanlış raporu anlayana kadar bir saat verir. | Open Subtitles | المصرف على الجانب الآخر من المقاطعة مما يتيح لنا حوالى الساعة قبل أن يدرك المأمور أن رسالتى خاطئة |
Çin olayının uydurma olduğunu insanlar anlayana kadar, ...100 milyon dolar temiz para kazanacağım, ...ve suçlu iadesi olmayan bir ülkede yaşamıma başlayacağım. | Open Subtitles | بحلول الوقت الذي يدرك الناس فيه أنّ أمر الصين كاذب، فسأكون قد سحبتُ 100 مليون دولار، وسأعيش في بلاد لا تسلّم المجرمين |
- Polislerin, arayanın gerçekten D.C. Keskin Nişancısı (*) olduğunu anlayana kadar telefonu 3 kez suratına kapattığını biliyor muydun? | Open Subtitles | اغلقوا الخط على قناص العاصمة 3 مرات قبل ان يدركوا انهم كانوا يتحدثون مع الرجل الصحيح |
Bana acı çektirdiler acı çektirdiler acı çektirdiler ta ki bana ihanet edenin sen olduğunu anlayana kadar. | Open Subtitles | لكنّهم جعلوني أتعذّب و أتعذّب و أتعذّب إلى أنْ أدركت... |