Gençler neredelerse, anneleri de hemen yanı başlarındadır, hiperaktif yavrularına gözcülük etmek için. | Open Subtitles | أينما كان الصغار فان أمهم لا تكون بعيده تعمل كمراقبة لصغارها متزايدي النشاط |
Hem anneleri hem de müdür yardımcıları olman zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن ذلك صعب كونك أمهم و نائبة المديرة |
anneleri işten dönene kadar onlara bakıyorum. Çoğunun babası yok. | Open Subtitles | أرعاهم حتى تعود أمهاتهم من العمل، لا يملك أغلبهم آباء. |
Çocuklar merhamet dileyerek ağlarken, ...anneleri de bu dehşeti izlemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | بينما الأطفال يصرخون طالبين الرحمة، أجبروا والدتهم أن تشاهدهم وهم يشعرون بالرعب. |
ve zenci erkeklerin çoğu yalnızca anneleri tarafından yetiştiriliyor. | TED | وأكثرية الأولاد السّود تمت تنشئتهم من قبل أمهات عازبات. |
Hayatlarının ilk iki yılında yavrular onu anneleri olarak düşünecekler. | Open Subtitles | لأول سنتين من حياتهم, ستعتقد هذه الكتاكيت انه هو الأم, |
Onların kaderi çizilirken anneleri daha hamile olduğundan bile habersizdi. | Open Subtitles | كان مصيرهما مقدوراً حتى قبل أن تعرف أمهما أنها حبلى. |
anneleri eve gelmiş ve demiş ki, "Kedicikler, kaybetmişsiniz eldivenlerinizi." | Open Subtitles | وعادت أمهم الى البيت وقالت لهم ايتها القطط, لقد فقدتم القفازات |
anneleri onları kurtarmaya çalışmış ama akıntıya karşı koyamamış. | Open Subtitles | أمهم حاولت أن تنقذهم ولكن سحبت للأسفل بواسطة الدوامات |
Bunların ise anneleri öldü. Babaları da trenin altına atladı. | Open Subtitles | أمهم ماتت ، و والدهم رمى بنفسة تحت القطار |
Şuna bakın. Bu da anneleri olmalı. Yaşlı bir ağaç. | Open Subtitles | انظر هناك لابد انها أمهم , الشجرة الاخيره |
Hep diğer insanların anneleri tarafından sarıldıklarında hissettikleri şefkati anlamak istedim. | Open Subtitles | أردت دائماً فهم الشعور اللي يحس به الناس عندما تعناقهم أمهاتهم |
Bunun anlamı, anneleri tarafından neyi yemenin güvenli olup olmadığı konusunda fetüslerin iyi bir şekilde eğitildiğidir. | TED | هذا يعني أن الأجنة يتم تعليمها بشكل فعال من قبل أمهاتهم حول ما هو آمن وجيد للأكل. |
Onlar anneleri gibi giyinirler. Çocuklar için tehlikedirler. | Open Subtitles | ويلبسون مثل أمهاتهم وإنهم خطرون على الأطفال |
onlar bilmiyorlarsa anneleri olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصبحي والدتهم دون معرفة عددهم |
Her Şubat ayında, Yubari Film Festivali sırasında anneleri yardım için onları çağırıyor. | Open Subtitles | في كل فبراير خلال مهرجان يوباري السينمائي... كانت والدتهم تطلب منهم العودة للمساعدة |
Ama o parayla çevresinde yaşayan bekar anneleri okula gönderiyor. | TED | تأخذ تلك الأموال وتبحث عن أمهات عازبات في مجتمعها لترسلهم إلى المدارس. |
Bu farelerin özelliklerini biyolojik anneleri belirlemiyordu. | TED | لم تكن الأم البيولوجية هي من حددت هذه الصفة في تلك الجرذان. |
Kızların seni etkilemesine izin verme. Aynı anneleri gibi kılıksızlar. | Open Subtitles | لا تدعي ذينكما البنتين تثيران غضبك إنهما لئيمتان مثل أمهما |
Neyse ki, anneleri seslerini duyup hemen yuvaya geliyor. | Open Subtitles | على أمل ان امهم ستسمع نداءاتهم وتصل العش أولا |
Atılan her kurşun sadece oğlunu değil anneleri de öldürüyor. | Open Subtitles | مع كل رصاصـة ليس فقط الابناء لكن الامهات ايضا يقتلن |
O bir çocuk... küçük kızlar her zaman anneleri ile sorunludur. | Open Subtitles | إنها طفلة , فتاة صغيرة , لديها بعض الخلافات مع أمها |
Babamın halkının inanışına göre, güneş ve kardeşi olan ayın doğumu sırasında anneleri ölmüş. | Open Subtitles | شعب أبي يقولون بأنه عند ولادة الشمس وأخيه القمر، ماتت والدتهما |
Tanrı her yere yetişemez, anneleri de bunun için yarattı zaten. | Open Subtitles | لا يمكن لله التواجد في كل مكان لذلك قام بخلق الأمهات |
"anneleri bedava içkiye bekliyoruz" geceleri düzenliyoruz. | Open Subtitles | الذين تدخن امهاتهم الحوامل بهم ويشربن بالليل |
anneleri sadece anne olarak düşündüğüm için kendime kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني أفكّر في الأمّهات كمجرد أمّهات. |
Ve bazılarına göre anneleri sabit fikirliymiş ama aynı fikirde değilim. | Open Subtitles | والاخر يقول ان الام مجرد مربية متحكمة ولكنى اعارض ذلك |