Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız. Tüm yapmamız gereken, tüm bu efsanelerin tarihini doğru bir şekilde konumlandırmak. | Open Subtitles | إعتقادي انه حيثما توجد اسطورة توجد هالة كل ما علينا فعله هو تأريخ هذه الأساطير بدقة. |
Yeni Şafak, insan yapımı ve kalıcı bir anomali açacak. Diğer anomalilerin enerjilerini içine çekerek, hepsini eş zamanlı olarak kapatacak. | Open Subtitles | الفجر الجديد سيقوم بفتح هالة صناعية مستقرة وستقوم بغلق كل الهالات الأخرى آنيًا بينما تمتص طاقتهم.. |
Demek ki bu anomali nesillerdir aynı yerde açılıp kapanıyormuş. Asırlardır. | Open Subtitles | هذه الهالة لابد أنها كانت تُفتح وتُقفل لأجيال وقرون من الزمن |
Siz öbür taraftayken anomali kapanırsa ne olacak? | Open Subtitles | ماذا يحدث اذا اغلقت هذه الهالة بينما انتم علي الجانب الاخر؟ |
Bak, yakında, bir anomali açılacak ve bu yaratıklardan binlercesi, belki milyonlarcası, oradan boşalacak. | Open Subtitles | يوما ما ستظهر هذه الهالات ومئات من المخلوقات وربما الملايين ستعبر منها |
Dedektif Monroe'nun durumuyla ilgili anomali dışında, ekibinin kuralları bire bir yerine getirdiği kanısına vardım. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن الشذوذ أنا لاحظ مع المباحث مونرو، قدرة فريقك لمتابعة بروتوكول تتجاوز المعايير المعمول بها. |
Sancak tarafında coğrafik bir anomali var, muhtemelen su altı tepesi. | Open Subtitles | يوجد شذوذ جغرافي إلى الميمنة، قد يكون مرتفعاً تحت الماء |
Onun için anomali dedektörü bir şey bulduğu zaman bizi cepten uyaracak bir uygulama üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لذلكَ أنا أعمل على تطبيق ينبّهنا لو عثرَ الجهاز الكاشف على إحداثيات هالة |
Bulunduğun yerin 6,5km doğusunda bir anomali bulduk. | Open Subtitles | لدينا هالة على بعد حوالي خمسة أميال شرق مكان تواجدك |
Buraya göre son 72 saattir bir anomali açılmamış. | Open Subtitles | وفقاً لهذا، لم تُفتح هالة منذُ الـ 72 ساعة الماضية. |
anomali bulamadık çünkü ortada anomali falan yok. | Open Subtitles | لم نستطع العثور على هالة لأنَّهُ لا يوجد واحدة. |
anomali mahallini, bir kaç bin ton çimento ile doldurmaya başlayacağız. | Open Subtitles | سنبدا بسد موقع الهالة ببضعة الاف طن من الخرسانة |
Bir gün rüzgârdan fazlası da olacak. O anomali tekrar açılacak. | Open Subtitles | يوم ما فسيكون الأمر أكبر من مجرد رياح ستعود [الهالة] للظهور.. |
Bu torpido, anomaliye doğru elektronik pals ateşleyecek işin özü, seyyar sualtı anomali kilitleme cihazı. | Open Subtitles | إذن هذا الطوربيد سيطلق شحنة كهربية بداخل الهالة بمجرد الاصطدات، إنه آداة غلق تحت الماء تقريبًا |
Benim istediğim tüm anomali meselesine devletin el koyması. | Open Subtitles | ما أريده هو أن تتولى الحكومة أمر الهالات تلك |
Beni arasaydın ya da anomali detektörü alarmı işine dahil etseydin, daha erken gelebilirdim. | Open Subtitles | أتعلم, كنتُ سأكون هنا أبكر لو أتصلت أو لو رأيتَ أنَّهُ من المناسب أن تعطيني جهاز لكشف الهالات |
anomali aralıklarla meydana geliyor olmalı yoksa hepsi anında ölürdü. | Open Subtitles | لا بدّ أن هذا الشذوذ متقطّع وإلا لتوفّوا جميعاً خلال يومٍ واحد |
Görücüler olasılıkları hesaplıyor ve bu istatistiksel bir anomali. | Open Subtitles | الآن، المتفرجون ركض الاحتمالات، وأنه هو الشذوذ الإحصائي. |
Son birkaç haftanın enerji tüketiminde herhangi bir anomali fark edip etmediğinizi merak ediyorduk. | Open Subtitles | نحن نتساءل ما إذا كنت قد لاحظت أي شذوذ في استهلاك الطاقة خلال الأسابيع الماضية |
Sanırım kaynağı ve gizemi çözülmesi gereken başka bir anomali ile karşı karşıyayız. | Open Subtitles | لكن يبدو أنها حالة شاذة أخرى يبقى سرها وأصلها الغرض الوحيد لهذه اللجنة. |
Tekrar nöbet geçirmedi subdural sıvının sitolojik incelemesinde anomali görülmedi. | Open Subtitles | لم تعد لديه أيّة نوبات والفحص الخلويّ للسائل تحت الجافية لم يُظهر أيّ إختلال |
O anomaliyi kilitlemek yeterli değil. Connor'ın makinesiyle bir çok başka anomali açabilirler... | Open Subtitles | إغلاق تلك الهالة ليس بالشيء الكافي بآلة (كونر) يمكنهم فتح هالات أخرى متعددة.. |
Küçük bir anomali, ama geçitteki enerji birikimini sağlıyor olabilir. | Open Subtitles | هو شيء شاذ صغير، لكنه يمكنُ أن يكون مساهمة في التصعيد الكهربائي |