Bazı ünlü yapay zekâ araştırmacıları, Rodney Brooks gibi, bunun yüzlerce yıl daha gerçekleşmeyeceğini düşünüyor. | TED | بعض باحثي الذكاء الاصطناعي المشاهير مثل رودني بروكس يعتقدون بأن هذا لن يحدث لمئات السنين. |
Konuşmayı yaptıklarında konferanstakiler bilgisayar güvenliği araştırmacıları olmasına rağmen sonuçlar herkesi şaşırtmıştı. | TED | النتائج مذهلة، وعندما قدموا ذلك الحديث، على الرغم من أنهم ألقوا هذا الحديث في مؤتمر لمجموعة من باحثي أمن الحاسوب الجميع كان مبهوراً. |
Pittsburgh Üniversitesi araştırmacıları iyimser insanların daha uzun yaşadığını ispatladı. | Open Subtitles | الباحثون في جامعة بيتروسبيج اثبتوا ان المتفائلون يعيشون مدة اطول. |
Bu tarihsel buluşların yanı sıra, dil bilim araştırmacıları da el yazmasındaki kelimelerin birkaçının koşullu tanımlamasını öne sürdüler. | TED | بالإضافة إلى هذه الاختراقات التاريخية، اقترح باحثو اللغة مؤخراً تقديم تعريف مبدئي لبعض الكلمات في المخطوطة. |
Lawrence, Alfred Kinsey gibi araştırmacıları muazzam bir trans ağı ile tanıştırdı. | TED | قدّمت الباحثين الجنسيين مثل ألفرد كينسي إلى شبكة كبيرة من المتحولين جنسيًا. |
Hayalet avcısı değiller. Olağandışı olay araştırmacıları. | Open Subtitles | ـ هم صيادين اشباح ـ محققون خارقون للعادة |
Pek çok şeyi düşündük, Afrika Enstitüleri ve araştırmacıları, uluslararası araştırmacılar ile yaptıkları çalışmalarda durumun böyle olmadığını gösterdi. | TED | كثير من معتقداتنا تم نفيها من خلال أبحاث جيدة قام بها باحثون و مؤسسات إفريقية بالتعاون مع مؤسسات عالمية |
On yıl evvel, bilgisayarlı görme araştırmacıları, bir bilgisayara bir köpekle kedi arasında ayrım yaptırmanın neredeyse imkânsız olacağını düşünürdü, hem de yapay zekâ alanındaki büyük gelişmelere rağmen. | TED | منذ عشر سنوات مضت، اعتقد باحثوا رؤية الكمبيوتر أن الحصول على جهاز كمبيوتر لمعرفة الفرق بين القط والكلب سيكون شبه مستحيل، وحتى مع التقدم الكبير فى حالة الذكاء الاصطناعي. |
Darwin'in farklı zamanlarda ne yaptığını biliyoruz çünkü yaratıcılık araştırmacıları Howard Gruber ve Sara Davis günlüklerini ve defterlerini inceledi. | TED | نحن نعرف ما كان يفعله داروين في أوقات مختلفة، لأن باحثي الإبداع (هوارد جروبر) و(سارة ديفيس) حللوا يومياته ومذكراته. |
Kansas Üniversitesi araştırmacıları salyangozlar üzerinde çalışırken yüksek metabolizmanın soyu tükenen salyangozu bulmada tahminde bulunduğunu ortaya koydu. | TED | الباحثون فى جامعة كانساس كانو يدرسون الرخويات وجدوا أن ارتفاع الإيض تتنبأ بفصيلة الرخويات التى ستنقرض. |
Avrupa'nın saygın araştırmacıları bunu araştırmaya giriştiler. | Open Subtitles | انشغل الباحثون المهرة عبر أوروبا بهذا الأمر |
Kaliforniya Üniversitesi Tıp Merkezi araştırmacıları bugün, tamamlayıcılık gösteren bir çalışma ortaya çıkardılar... | Open Subtitles | قام الباحثون بمركز جامعة كاليفورنيا للأبحاث الطبية... بإصار نتيجة دراسة اليوم، توضح أن إمداد الجسم... |
Dünya'nın dört bir yanından kanser araştırmacıları bu hastalığı yenmek içim çok sıkı çalışıyorlar. Muazzam bir gelişme kaydedildi. | TED | باحثو أمراض السرطان في أنحاء العالم يعملون بكل جهدهم ليقضوا على هذا المرض، وهم يحرزون تقدماتٍ هائلة. |
Yapay zekâ araştırmacıları her zaman biz insanların endişe etmesine gerek olmadığını söyler çünkü makineler sadece önemsiz işleri devralacaktır. | TED | باحثو الذكاء الاصطناعى كانوا دائمًا يقولون أننا نحن البشر لا يجب أن نقلق، لأن الوظائف المهينة فقط هي ما ستقوم به الآلات. |
NASA araştırmacıları on yıllar önce bunu NASA araştırması için uydurdular. | Open Subtitles | باحثو وكالة (ناسا) قد صنعوها قبل عقود من أجل أبحاث الوكالة. |
Bazen sorunları beraber çözüyorlar, hatta bazen eşlerini manipüle ediyorlar ya da araştırmacıları bile kandırabiliyorlar. | TED | كما أنها أيضا تعالج المشاكل بشكل متعاون، حتى أنها في بعض الأحيان فاقت ذكاء الباحثين وتلاعبت بشركائها. |
Bu yüzden kanser araştırmacıları aslında kanserle mücadele için immün sistemini kullanma fikrinden vazgeçtiler. | TED | لذا فإن الباحثين في مجال السرطان أقلعوا عن فكرة استخدام الجهاز المناعي لمحاربة السرطان. |
Ağaçların üstüne çıkartırsın ve araştırmacıları tehlikeden uzak tutarsın. | Open Subtitles | يصل إلى الأعلى حيث توجد الأشجار و يبقى الباحثين بعيدا عن الخطر |
Davranış araştırmacıları, izlenimlerimizi değiştirirken izlediğimiz bir yol olduğunu keşfetti. | TED | أبحاث السلوك حددت الأنماط الثابتة التي تظهر لتوجيه هذه العملية من تغيير الانطباع. |
Kök hücre araştırmacıları, kök hücreleri kullanarak yeni dokular oluşturmanın hastalık veya yaralanmayla hasar gören organları yenilemenin yollarını bulmak için çok sıkı çalışmaktadırlar . | TED | باحثوا الخلايا الجذعية يعملون بجد لإيجاد طرق نستطيع من خلالها استخدام الخلايا الجذعية لصنع نسيج جديد لاستبدال أقسام الأعضاء التي تضررت جراء حادث أو مرض . |