Bunun sonucunda, Kruşçev'le Eisenhower arasındaki barış zirvesi başarısız oldu. | Open Subtitles | ونتيجة لذلك, فشلت قمة السلام بين خروتشوف و ايزنهاور |
Fakat Müslümanlar ile Mekkeliler arasındaki barış uzun sürmedi. | Open Subtitles | ولكن السلام بين المسلمين وأهل مكة لم يدم |
Fransa ve Navarre arasındaki barış antlaşmasını genişletmek istiyor. | Open Subtitles | يريد ان يرحب بمعاهدة السلام بين فرنسا ونفار |
Ülkeler arasındaki barış silah ticareti için iyi değildir. | Open Subtitles | سلام بين الأممِ سيئُ لتجارةِ الأسلحةَ. |
Haydutlar arasındaki barış anlaşmaları da böyledir. | Open Subtitles | أشبه باتفاقية سلام بين لصوص |
İkimizin de ülkelerimiz arasındaki barış antlaşmasını yenilemek istemesine çok sevindim. | Open Subtitles | انني ممتن بأن كلانا يرغب بتجديد معاهدة السلام بين بلدينا |
Geceyarısından, iki ülke arasındaki barış anlaşmasının imzalanacağı o tarihi andan önce iki büyük ülkeyi bir araya getiren ruhları cisimleştirmeye çalışan müzik ve dansa kendimizi bırakalım. | Open Subtitles | قبل هذه اللحظة التاريخية،عند منتصف الليل عندما توقع "اتفاقية السلام"بين بلدينا نحن سنتابع الأغاني و الرقصات التي تجسّد ارواح هذه الأمتين العظيمتين |
İki ülke arasındaki barış korunmalı. | Open Subtitles | من أجل السلام بين البلدين |
Bu umut sabahında, insanlar ve Evo'lar arasındaki barış umudu da bu tarihi zirveye engel olmak isteyen radikal eylemciler tarafından saniyeler içinde yok edildi. | Open Subtitles | "في هذا الصباح الآمل، تحطم حلم السلام بين البشر والمتطّورين في ثوانٍ" "بواسطة نشاطات عنصرية والتي أرادت إعاقة هذا المؤتمر التاريخيّ" |
20 yıl içinde, İngilizlerle Napolyon arasındaki barış görüşmelerinde bulunması gerekiyordu. | Open Subtitles | بعد20 سنه، من المفترض ان يتفاوض. لأبرام معاهدة السلام (بين (بريطانيا) و(نابليون. |