Wild, burada bir arkadaşımızın vurulduğu hiç olmadı, değil mi? | Open Subtitles | وايلد انك لم تر صديقنا هنا يطلق ابدا اليس كذلك |
İş arkadaşımızın annesi buranın müdürüyle yatıyor, yani basit olarak... | Open Subtitles | فان أم صديقنا تنام مع مع مدير المحل ، لذا |
- Hayır bayım, sadece arkadaşımızın biraz kendine gelmesini bekliyoruz. | Open Subtitles | لا، سيدي. نحن ننتظر صديقنا هنا حتى يعود لاتزانه الطبيعي |
Durum arkadaşımızın hamile ve acılar içinde olması... ve bu sürtüğün bizi burdan kovdurmaya çalışması. | Open Subtitles | .. الذي يحدث هو ان صديقتنا حامل وتتألم كثيراً وهذه العاهرة على وشك ان تتعرض مؤخرتها للركل |
Hukuk Fakültesinden bir arkadaşımızın doğum günü için yemek düzenlemişti dün gece. | Open Subtitles | لقد أقامت حفل عشاء ليلة البارحة لعيد ميلاد أحد أصدقائنا بكليّة الحقوق. |
arkadaşımızın ilk atışı yapışını izlemeye geldik sosislimiz var ve maçı izleyeceğiz. | Open Subtitles | سيتسنى لنا أن نرى صديقنا يلقي بالرمية الإفتتاحية، نتناول النقانق، نشاهد المباراة. |
Tamamdır, uydu sonunda uçan arkadaşımızın yerini buldu ve buraya geliyor. | Open Subtitles | حسنًا، لقد وجد قمرنا الصناعي أخيرًا صديقنا الطافي وهو عائد لنا |
Yani, maalesef yeni arkadaşımızın maçtaki kötü davranışları yoldaki iyi davranışından daha güçlü bir etki bırakabilir. | TED | لذا، لسوء حظ صديقنا الجديد من مباراة كرة القدم، سلوكه السيء في المباراة قد يطغى على سلوكه في الحديقة. |
arkadaşımızın naaşını toprağa emanet ediyoruz. Ruhunu Cennetteki Tanrımızın korumasına emanet ediyoruz. | Open Subtitles | هانحن نقدم للثرى جثمان صديقنا لنحميه ونطلب من ربنا أن يحفظ روحه فى بالجنة |
Eğer Nijeryalı arkadaşımızın kalbi gerçekten değiştiyse... bize canlıyken daha çok yarar sağlar. | Open Subtitles | لو أنَ صديقنا النيجيري فِعلاُ قَد تغيَّر يُمكنُ أن يكونَ إبقائُهُ حَياً مُفيدٌ لنا كثيراً |
arkadaşımızın böyle araba kullanmasına izin veremeyiz, bundan ben sorumluyum. | Open Subtitles | لا يمكننا أن ندع صديقنا يقود بتلك الحالة أنا مسئول قانونيا هنا |
Başlangıç olarak, yeni arkadaşımızın kanından... 25 mililitre almamız gerekiyor. | Open Subtitles | نريد ان نسحب علي الاقل 25سم مكعب من دماء صديقنا للبدايه |
Wild, burada bir arkadaşımızın vurulduğu hiç olmadı, değil mi? | Open Subtitles | وايلد أنت لم تر صديقنا هنا يطلق أبدا اليس كذلك ؟ |
Şimdi tek yapmamız gereken tüylü arkadaşımızın ortaya çıkmasını beklemek. | Open Subtitles | كل ما علينا الآن هو إنتظار صديقنا ذو الفراء |
Phoenix'in gözde hırsızı buradaki iyi arkadaşımızın tanıklığı için teşekkür ediyor. | Open Subtitles | على لص فونيكس المفضل، بفضل شهادة صديقنا الشهم |
Bana kireç ayakkabılardaki arkadaşımızın önceligi oldugu söylendi. | Open Subtitles | و لكن قيل لي بأن صديقنا ذو الأحذية الاسمنتية له الأسبقية |
Gazetede ortak bir arkadaşımızın öldüğünü okudum. | Open Subtitles | أرى ان الصحف اذاعت نبأ وفاة صديقنا المشترك |
Dua et ki kız arkadaşımızın peşinden koşuyorum yoksa seni dümdüz etmek zorunda kalırdım! | Open Subtitles | أنت محظوظ لأنّي أقوم بملاحقة صديقتنا ، وإلا قمت بتحطيمك |
arkadaşımızın soyulmasına ve tüm paramızı kaybetmemize rağmen ikinizin eğlenebilmesi ne hoş. | Open Subtitles | سعيدة بأنكما تستمتعان بعد أن تمت سرقة صديقتنا وخسرنا كل أموالنا. |
Polise ihbarda bulunup en yakın arkadaşımızın hayatını kurtardığınız için size çiçek getirdik. | Open Subtitles | أحضرت لك الزهور لأنك اتصلت بالشرطة وبذلك أنقذت حياة واحد من أعز أصدقائنا |
ne yapıyorsun burada bizim arkadaşımızın aşkı gerçekten sevdiğini anladık | Open Subtitles | ما الذي احضركم لهنا ؟ اتينا لنكتشف ان كان اصدقائنا بحب حقيقي ام لا |
arkadaşımızın Kenny'ye ithafen şirketimizin adını "Bay İyi Adam" koyduk. | Open Subtitles | ثمّ دعونا الشركة السّيد اللطيف تكريما لصديقنا كيني |
Yeni ev arkadaşımızın, iyi bir espri anlayışı olması önemlidir. | Open Subtitles | من المهم أن يكون لدى زميلنا الجديد روح الدعابة |
Gidip arkadaşımızın işini halledeceğim, sonra da dönüp sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | ساهتم بصديقتنا ثم ساعود و سنصلحك كما لو كنت جديدا |