| Millet geldik! Biri Arkadaki uyuyan güzeli uyandırsın artık. Gelmedik mi daha? | Open Subtitles | يا رفاق لقد وصلنا يوقظ أحدكم الأمير النائمة في الخلف هل وصلنا؟ |
| Malcolm'un izini Arkadaki açıklığa kadar takip ettim ama çok silikti. | Open Subtitles | لقد تتبعت اثر ,مالكوم في الاحراش في الخلف كان قد اختفى |
| Şimdi Arkadaki bu küçük parça ile eğitilebiliyor. | TED | أما الآن فيمكن تدريبها بوجود ذلك الجهاز الصغير في الخلف. |
| Buffy ve ben bu günlerce sıkı çalışıyoruz. Arkada Arkadaki oda da... | Open Subtitles | أنا وبافي نتدرب هنا كثيراً هذه الأيام هناك غرفة بالخلف والتي نحن.. |
| Benden ya da Arkadaki adamlardan çok farkın olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن بأنك مختلف عنى .. او هؤلاء الناس الذين بالخلف ؟ |
| Kızkardeşim Arkadaki yatak odasında öldü ve o öyleydi, pis bir sır. | Open Subtitles | اختى ماتت فى غرفة النوم الخلفي و هذا ما كانت عليه سر |
| Masanın üstüne, domatese ve Arkadaki duvara yayılan dalgaları görebilirsiniz. | TED | يمكنكم مجددا مشاهدة التموجات تعبر مرور الكرام على الطاولة الطماطم والجدار في الخلف. |
| Arkadaki araba, öndeki arabaya göre çok daha büyük görünüyor. | TED | السيارة التي في الخلف تبدوا أكبر من السيارة التي في المقدمة. |
| Arkadaki bir helyum kamyonudur. | TED | تلك شاحنة غاز الهِليوم موجودة في الخلف. |
| Arkadaki merdivenin üzerine hızlıca çıktım, ayağa kalktığımda, elektrik akımı kolumdan girdi, beni devirdi ve ayaklarımdan çıktı, bu sondu. | TED | هرولت صاعداً على السلم في الخلف وعندما وقفت دخل التيار الكهربائي إلى ذراعي أسفل وخارج قدمي , هذا كل مافي الأمر |
| Bu durum kör nokta ile sonuçlanır. Optik sinir, Arkadaki ışığa duyarlı tabakaya ulaşmak için ağ tabakayı delmek zorundadır. | TED | هذه أدى إلى نشوء بقعة عمياء حيث يجب على العصب البشري أن يخترق الشبكية للوصول للطبقة الحساسة في الخلف |
| Bütün paketleri Arkadaki esnaf girişinden dağıt. | Open Subtitles | سلم كل الطرود فى الخلف. هذا مدخل التجار. |
| Her birinin Arkadaki kilitli yerde saçları bulunmakta ve fildişinde de isimleri yazılı. | Open Subtitles | كل واحدة منها تحوي خصلة من شعر الشخص من الخلف واسمه مكتوب على العاج |
| Arkadaki oydu... o belli belirsiz şekil... o hiç kıpırdamayan gölge. | Open Subtitles | كان ذلك هو في الخلف هذا الشكل المرئي نادرا الذي لم يصدر حركة، سُحق |
| Tamam, tamam. Arkadaki çocuk için çan ve süt alacağız. | Open Subtitles | جيد جيد , وبعدها سوف نحضر بعض حلقات الدينجز و اللبن للطفل الذي في الخلف |
| Baktığınızda, çarpışma esnasında Arkadaki çocuğun çok iyi bir durumda olacağına inanmak oldukça zor. | TED | انه من الصعب التصديق عندما تنظر الى ذلك ذلك الطفل الذي بالخلف سوف يصمد أكثر عند حدوث الحادث |
| Arkadaki adam ayakta mıydı? Ona vurdu mu? | Open Subtitles | الرجل الذى بالخلف كان واقفا هل قام بضربه ؟ |
| Arkadaki tökezlemeye başlar. O henüz mevcut hızını aşacak güçte değildir. | Open Subtitles | السيارة بالخلف لا تستطيع فعل ذلك لكنه يمكنه الأنطلاق بسرعة من خلال العزم الأحتياطي |
| Biraz daha bağır! Sanırım, Arkadaki adam seni duyamadı! | Open Subtitles | إرفعي صوتك , لا أظن الرجل الذي بالخلف سمعك |
| Onlara, ölü adam sırtına çıkarken her zaman Arkadaki yolu kullandığımızı söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأننا نسلك الطريق الخلفي دائماً عندما يسقط رجل من أعلى حافة |
| "Arkadaki küçük kapıdan çıkıp, hep birlikte bahçeden geçtiler," | Open Subtitles | كانوا يسيرون بهدوء في الحديقة خارج الباب الخلفي الصغير |
| Tekrar izlemeye hiç gerek yok. Adamın konuşmasından sonra Arkadaki sesleri dinleyin. | Open Subtitles | لسنا بحاجةٍ لرؤية ذلك مجدّداً - اسمعوا، صوت الخلفيّة بعدَ كلامه - |
| En Arkadaki oyuncu topla zikzak çizerek diğer oyuncuların... arasından geçer ve en öndeki oyuncunun 1 metre önünde durur. | Open Subtitles | الاعب الخلفى يوجه الكره بحركه تموجيه حول الاعب الأخر و يتوقف على بعد 3 أقدام من الاعب الأول |
| Düz olmayan turuncu tonlara ve Arkadaki kabartmaya bir bakın. | Open Subtitles | لاحظو درجة اللون البرتقالي الغير متساويه و النقش على الجهة الخلفيه |
| Çünkü asıl yapmaya çalıştığım Arkadaki o kauçuk bitkisini onun başına bir at kuyruğu olarak oturtmak. | TED | وما أكون أفعله هو أني أحاول أن أجعل شجرة التين التي في الخلفية تبرز من رأسها كربطة ذيل الحصان. |
| 2005'te Arkadaki kanyonu görmene imkan yoktu. | Open Subtitles | في 2005، لم يكن من الممكن أن تنظر حتّى الى الوادي في الوراء هناك |