| Gece gelen aslanlara işte bu şekilde görünüyor. | TED | وهذا كيف تبدو للأسود عندما يأتون في الليل. |
| Onu hayvanat bahçesindeki aslanlara ya da ayılara verebilirim. | Open Subtitles | حسناً, بإمكاني أن أعطيه للأسود أو الدببة في حديقة الحيوان. |
| Sadece koyunlara ve zebralara değil aslanlara da. | Open Subtitles | ليس فقط للخراف وحُمُر الوحش بل للأسود أيضًا |
| Yapsaydım, bu aslanlara şapka takamazdım, gece nöbeti de tutamazdım, | Open Subtitles | لم أكن لأضع قبعة على الأسد أو أخرج في مراقبة |
| Az önce sekiz yavrusuyla beraber aslanlara rastladık. | Open Subtitles | لقد قدِمنا نحو اللبؤات مع أشبالهم الثمانية |
| aslanlara atılan Hıristiyanları gördüm kendi gözlerimle. | Open Subtitles | رأيت المسيحيّين يُقدّمون طعاماً للأسود بأمّ عيني. |
| Komodo ejderi gösterisini çok sevdi ama sanırım aslanlara karşı alerjisi var. | Open Subtitles | أحب معرض تنين الكومودو لكن أعتقد أن عنده حساسية للأسود |
| Amma "kendini aslanlara yem eden" tipte bir zavallısın bu günlerde, değil mi? | Open Subtitles | أليس "يلقي نفسه للأسود" قديمة إلى حد ما هذه الأيام ؟ |
| aslanlara umduklarından çok daha yakınlar. | Open Subtitles | إنهم أقرب للأسود أكثر مما يظنوا |
| aslanlara atın şunu! Bana emir vermek neymiş öğrensin! | Open Subtitles | أرموا به للأسود ذلك سوف يلقنه درس |
| Babamın babası onların arenada katledildiklerini aslanlara yem edildiğini gördü. | Open Subtitles | جدّي أرسلهم... ليُصلبوا في السّيرك ويُرمَون للأسود |
| aslanlara atılan Hıristiyanları gördüm kendi gözlerimle. | Open Subtitles | رأيت المسيحيين وهم يُقذفون للأسود. |
| Seni aslanlara yem yaparlar. | Open Subtitles | سوف يُطعموك للأسود |
| Seni aslanlara atacaklar. | Open Subtitles | سوف يطعمونك للأسود |
| Seni aslanlara yem yaparlar. | Open Subtitles | سوف يُطعموك للأسود |
| Bazı fareler, oturup aslanlara gülebilir ama akıllı olanlar bunu yapmaz. | Open Subtitles | بعض الفئران يحبون أن يجلسون ويضحكون على الأسد لكن ليس الفأر الذكي |
| Kimse seni aslanlara yem etmeyecek. | Open Subtitles | لا أحد سيحولك ألئ وجبت الأسد بعد. |
| Az önce aslanlara rastladık, erkek ve diğer yavrular ölü avın etrafında, ve biz yaklaşık... beş metre uzaktayız. | Open Subtitles | لقد جئنا نحو اللبؤات والذكر وكل أشبالهم عند الصيد , ونحن على بعد... خمسة أمتار فقط. |