Kuyumun içine bir ton gübreyi kimin attığı hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل عندك فكرة عمن رمى طن السماد فى بئرى ؟ |
Ben bu işin içine boktan beyaz bir polis daha boktan beyaz bir adamın kardeşini çatıdan aşağıya attığı için mi girdim? | Open Subtitles | انتظر لحظة تعني اني في هذه الورطة لأن لأن ابيضا احمق رمى اخو ابيض احمق من على السطح |
En mantıklı tahminimiz, birinin yüzüne sülfürik asit attığı yönünde. | Open Subtitles | أفضل تخمين لدينا أن شخص ما ألقى عليها حمض الكبريتيك. |
En küçük oğlumu hala orada Amerikan askerlerinin attığı küçük paraşütten çıkan... şekerleme, sakız ve çikolatayla hatırlarım. | Open Subtitles | ما زلت أتذكر أنّ أصغر أبنائي كان هناك عندما ألقى الجنود الأمريكان مظلات صغيرة تحتوي على حلويات وعلكة وشوكولا |
PekaIa, attığı yere bakarım ben. | Open Subtitles | حسناً، سألقي نظرة على المكان الّذي رماها فيه. |
Bakıyorum, insanların beğenmeyip aşağı attığı boktan şeyler var. - Tekrar bak. | Open Subtitles | مجموعة من الناس ألقت مجموعة من القاذورات هنا |
Bir kodamanın, bir asistan için kendini kamyonun altına attığı pek sık görülmez. | Open Subtitles | ليس غالبا ان ترى شيء مثل هذا يرمي نفسه على حافلة.. |
Katilin, kurbanın kıyafetini çıkartıp göle attığı bir cinayet, nasıl bir cinayettir? | Open Subtitles | و أي نوع من جرائم القتل كانت؟ حيث يقوم القاتل بنزع ملابس الضحية و يرميها في البحيرة؟ |
İnsanların Evimize attığı Yumurtalardan Omlet Yaptım. | Open Subtitles | صنعت لك عجة من البيض الذي رماه الناس على بيتنا |
"Confessor Ana'nın saf kalbi attığı müddetçe Gardiyan, başarısızlığa mahkumdur." | Open Subtitles | " طالما أنّ قلب المؤمنة المُعترف ينبض ، .فـ"الصائن"، ملعونبالأخفاق" |
Diğer öğrenciler, Kyle'ın ilk yumruğu attığı üzerine ısrar ediyor. | Open Subtitles | يصر الطالب الآخر أن كايل رمى اللكمة الأولى |
Seni camdan aşağıya attığı... ve felçli olduğun? | Open Subtitles | أنّه رمى بك من النافذة؟ أنّك كنت مشلولا؟ |
Kız arkadaşının benim tırıma içkisini attığı zamanı hatırladın mı? | Open Subtitles | تتذكرين عندما رمى صديقك شرابه على مركبتي |
Elemanın attığı el bombası da ağaçtan sekip önümüze düştü. | Open Subtitles | وجي أي جو لقد ألقى بقنبله يدويه على شجره فعادت القنبله مباشره إلى أقدامنا |
O gece duyduklarını hatırlıyor musun? Büyücü uzvunu ateşe attığı zaman çıkan sesi? | Open Subtitles | هل تتذكر ما سمعته تلك الليلة عندما ألقى الساحر بأعضائك في النار؟ |
Bu arada baba görevinden ayrılan Ieyasu-sama'nın attığı ninja parşomeni şu anda nerede? | Open Subtitles | بالمناسبة ياأبّي قائمة الأسماء التي رماها السيـد لياسو الراحل أين هي الآن؟ |
Aktörden dönme asker Pilot Abilene dün Irak'taki çatışma sırasında, kendi birliğinden bir askerin attığı bir bombanın şarapnel parçası isabet etmesi ile kötü şekilde yaralandı. | Open Subtitles | (الجندى (بالوت ابالين جرح بشدة اثناء المعركة التى حدثت ليل امس بالعراق بسبب شظايا قنبلة رماها احد الاشخاص من وحدتة |
Ya şirketin kayıtlarına el atar ya da EmeryVision'ın çöpünü attığı yerleri arar. | Open Subtitles | يضع يديه على سجلات الشركة يتتبع المواقع أين " إيمرفيشن " ألقت القمامة |
Cesetleri attığı araziyi düşününce de yapılı ya da fiziksel açıdan oldukça fit olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | ونظراً للمكان الذي يرمي فيه الجثث نظنه ضخماً أو يتمتع بلياقة بدنية على الأقل |
İnsanların çöpe attığı şeylere inanamazsın. | Open Subtitles | لن تصدق الأشياء التي يرميها الناس بعيداً |
Onu iyi açıyla hiç göremedim ama yere attığı bir sigara izmaritini aldım. | Open Subtitles | ولم أتمكن مِن أخذ نظرة عن كثب، ولكن إلتقطتُ عُقب سجائر كان قد رماه |
Confessor Ana'nın saf kalbi attığı sürece kazanamazsınız. | Open Subtitles | لطالما قلب المؤمنة المُعترفة ' '.ينبض بالحياه ، لن تتمكن من الفوز |