Autumn bana söylemesi gerekmiyordu, fakat söyledi çünkü benden hoşlanıyor. | Open Subtitles | أوتمن ما كان يفترض بها أن تخبرني لكنها فعلت ذلك لأنها تحبني |
Autumn Jake'i, kalbinin Tamara'da olduğuna ikane eder etmez bu kandırmaca biter. | Open Subtitles | حالما تُقنع (أوتمن) (جيك) أن (تمارا) تملك قلبه. سوف يُقلى هذا الصيد. |
Peter, Autumn's Piano'u beraber izleyeceğimize dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أن تأتي معي لمشاهدة فيلم بيانو الخريف |
İkinizin de balkabağı kıyafetleri giyip birlikte "Autumn Leaves"i söylediğinizi düşünsene. | Open Subtitles | تخيلي كلاكما يغني " أوراق الخريف " تماشيا مع بدلات القرع |
Babam, Autumn'un annesine kızından hoşlandığımı yetiştirdi. | Open Subtitles | أبي أفشى السر لـ أم آوتم أنني معجب بـ آوتم |
Letty, Sanırım Sean'ın başlattığı tüm bu olaylar kazayla TV reklamındaki oyuncunun Jacob'ın babası olduğunu Autumn'a söyledim. | Open Subtitles | ليتي أنا أعتقد أن الأمر بالكامل مع شون ربما بدأ لأني مصادفة قررت أخبر اوتمن |
- Autumn, Dr. Holt'tan haber var mı? | Open Subtitles | أوتوم" أهناكَ أي أخبار عن الطبيب "هولت"؟" |
Autumn, Dax ve dadıyla birlikte sinemada. | Open Subtitles | هو في السينما مع "أوتمن" و "داكس" والمربية |
Sorun değil. Autumn'la oynadım. | Open Subtitles | الأمر على ما يرام لعبت مع أوتمن |
Autumn babamı TV'de gördüğünü söyledin. | Open Subtitles | أوتمن قال لي إنه شاهد أبي على التليفاز |
Autumn ve Crystal adındaki iki striptizci, suçları çözüyor-- tabi ki klüp sahibi Bay Lashade'in yardımıyla. | Open Subtitles | يحكي عن (أوتمن) و (كريستال) راقصتان متعريتان يحلان الجرائم بمساعدة مالك الملهى سيد (لاشاد) |
Yani, evet ama bu Autumn'un telefonu. | Open Subtitles | -لا . حسناً، نعم، لكن هذا ملك لـ(أوتمن). |
Sana her şeyi anlatabilecekmişim gibi hissediyorum, Autumn. | Open Subtitles | أشعر أن باستطاعتي إخباركِ عن أيّ شيء يا (أوتمن). |
Autumn Dunbar'ın kan örnekleri birkaç suç laboratuvarında saklanıyor. | Open Subtitles | عينات من الدم الخريف دنبار حفظت في عدة مختبرات الجريمة. |
Onları, temin ettiğimiz bıçak ve Autumn Dunbar'ın kanına nakledeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بعد ذلك نقلها إلى السكين نحن المشتراة، جنبا إلى جنب مع بعض من الدم الخريف دنبار. |
Autumn Dunbar Amerika Posta Servisi'nde veznedar olarak çalışıyordu. | Open Subtitles | الخريف دنبار كان يعمل كموظف نافذة لخدمة البريدية في الولايات المتحدة. |
Autumn Dunbar'ın öldürüldüğü çok katlı otoparkta. | Open Subtitles | في هيكل وقوف السيارات حيث قتل الخريف دنبار. |
Autumn Dunbar'ın cinayetini kolayca kafasından atamaz. | Open Subtitles | وقال انه لن تتغاضى بسهولة قبالة القتل الخريف دنبار، |
Brick, Autumn'un durumdan haberdar olmasını istemediğini biliyoruz ama bu iyi bir şey olabilir. | Open Subtitles | أسمع يا بريك نحن نعرف أنك لاتريد أن تعرف آوتم انك معجب بها بعد لكن هذا ربما يكون شيء جيد |
- Autumn'un öğrenmesini istememiş olsan bile-- - Beğendiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لذا، إليك الأمر، حتى إن كنتَ تريد أن لاتعلم آوتم لقد قلتِ أنكِ أحببته |
En sevdiğiniz yıldızlarla birlikte olun. Meselâ Autumn Bliss... | Open Subtitles | اذن , شارك نجمتك المفضلة بما فيهم " اوتمن بليس " ِ |
Jake az önce Autumn'u kendi Bay PHL performansını izlemeye davet etti. | Open Subtitles | لقد دعا (جيك) للتو (اوتمن) كي تشاهده في مسابقة سيد المدرسة. |
Autumn Leaves'i çekerken aynen öyle olmuştu. | Open Subtitles | هذا بالظبط ما حدث في " أوني أوتوم " |