| Kovuşturma avukatı olarak davalarımıza bakacak. | Open Subtitles | ستكون الحقل الخلفي لقضايانا كمحامية إدعاء |
| Bay Garber geçenlerde beni avukatı olarak tutmak istedi. | Open Subtitles | اراد السيد غاربر مؤخرا ان يعيننى كمحامية |
| Babam, New York'un en zengin ailesinin avukatı olarak çalışıyordu. | Open Subtitles | عمل والدي كمحام ٍ لأثرى عائلة في نيويورك |
| Katılıyorum. Ama eski avukatı olarak Grossman, Dansby hakkında engin bilgiye sahipti. | Open Subtitles | أوافقك الرأي، ولكن كمحاميه السابق، |
| Aile avukatı olarak senin buraya neden geldiğini öğrenmemi istedi. | Open Subtitles | بصفتي محامي العائلة الملكي تريدني أن أفهم لماذا أنت هنا |
| avukatı olarak göreviniz ve iyi avukatsanız kabul etmesini önerirsiniz. | Open Subtitles | إنه من واجبك كمحامي لو كانت محامياَ جيداَ ستنصحها بالقبول |
| Onun avukatı olarak bu benim sorumluluğumda. | Open Subtitles | ومن بلدي الائتمانية المسؤولية كما محاميه. |
| Barodan ihraç edilmesine karşın Gerard, yeraltı suç dünyasındaki en büyük oyuncuların gölge avukatı olarak hareket ediyor... | Open Subtitles | بالرغم من شطبه من نقابة المحامين فهو يعمل كمستشار في الظل لصالح بعض من أعظم اللاعبين في عالم الإجرام |
| Bu cesur kadın beni avukatı olarak seçtiği için şeref duyuyorum. | Open Subtitles | "يُشرّفني أنّ هذه المرأة الشجاعة قد إختارتني كمحامية عنها." |
| Bir insan hakları avukatı olarak, bence bu kişiliğe saldırıdır. | Open Subtitles | كمحامية لحقوق الإنسان أجد هذا هجوماً |
| Isenstadtlar Tara'nın avukatı olarak işinize son veriyorlar. | Open Subtitles | عائلة "آيسنتادس" إستغنوا عنكِ كمحامية "تارا" |
| Ama onlara bir vergi avukatı olarak uzmanlık alanının, radarda gözükürken, sistemdeki gerekli açıkları oluşturmak olduğunu söyle. | Open Subtitles | ولكن قل لهم أن تخصصك كمحام للضرائب، هو خلق الثغرات أثناء ظهورها تحت الرادار. |
| Bir arkadaşın olarak sormuyorum Quentin'in avukatı olarak soruyorum. | Open Subtitles | لن اسألك هذا كزميل لك انا اسألك كمحام لغوينتن |
| Çocuğun mahkemece atanan avukatı olarak, bunun mümkün olabileceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | كمحام الطفل المعين من قبل المحكمة, فلا أرى أي تغيير في الظروف |
| Bana avukatı olarak güvenmesi gerek. | Open Subtitles | أريده أن يثق بي كمحاميه |
| - Onun avukatı olarak... | Open Subtitles | -ولكن، كمحاميه .. |
| - Mr. Kellogg'ın avukatı olarak size tavsiyem, bunları kesin bulacağınızdır. | Open Subtitles | بصفتي محامي السيد كيلوج أنصحك بأن تكون متأكداً من انك ستعثر على بعض منها |
| Böylece hayvan koruma avukatı olarak çalışmaya başladım. | TED | و بدأت العمل بصفتي محامي عن الحيوانات. |
| Bir savunma avukatı olarak, bir davanın, hiç hızlı görülmesini kabul ettiniz mi? | Open Subtitles | كمحامي دفاع هل وافقت قبل ذلك علي تعقب سريع لقضيةٍ ما؟ |
| Sevgili günlük, on sekiz yıllık kocam bu hafta Atlanta şehri tarafından "Jacob Frienstein yılın avukatı" olarak onurlandırıldı. | Open Subtitles | مفكّرتي العزيزة زوجي منذ 18 سنة هذا الإسبوع سيُكرّم في مدينة أطلانطا بجائزة جاكوب فرينستين كمحامي السنة |
| Bu doğru, Baltar'ın avukatı olarak geldiğinde dosyanda bunlar vardı. | Open Subtitles | حقاً لد كان هذا بملفك عندما توليت العمل كمستشار (بالتر) |
| Edgar'ın avukatı olarak atanır atanmaz Ted'i gözetlemek için bu işe girdin. | Open Subtitles | انتى رشحتى نفسك لتُبقى عينيك على تيد حتى يتم تعينة كمحامى لأدجار |