Anneannem gibi kadınların Türkiye'de yaptıkları bir başka şey de aynaları kadifelerle örtmek veya ters çevirerek duvara asmaktır. | TED | أمر آخر تفعله نساء كجدتي في تركيا هو تغطية المرايا بقماش من القطيفة, أو تعليقها على الجدران وهي مقلوبة. |
Söz veriyorum evi terk edeceğim. Şimdi aynaları kapatmama izin ver. | Open Subtitles | أعدك أني سأغادر المنزل فقط اسمحي لي بتحطيم هذه المرايا اللعينة |
Öyle bir çocuğu Ducati'ye bindirirsen babasının görüşünden kurtulmak için dikiz aynaları kırar. | Open Subtitles | تضع طفل مثله على دراجة نارية سيقودها حتى يكسر المرايا الجانبية ليزعج أبيه |
Çünkü uçakların arka camları... veya aynaları yoktur, bu sayede yaklaştığımızı göremeyecekler. | Open Subtitles | هو أننا سنداهم الطائرة من الخلف لأن الطائرات ليس بها نافذات خلفية وليس بها مرايا ولذا لَن يرونا ونحن نتسللُ إليها |
İhtiyacın olan tek şey onu tanımak aynaları buğuladığından dolayı duş alamaz. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي يجب ان تعرفه عنه... انه لا ياخذ دش حتي لا يحدث بخار علي المرايات |
Gelip aynaları söküyorlar ve tek taraflı ayna takıp diğer tarafa kamera koyuyorlar. | Open Subtitles | انهم قادمون وانهم يأخذون من المرايا وانهم سيضعون قطعة من الزجاج في اتجاه واحد ويلصقون كاميرة على الجانب الاخر |
Yas döneminde aynaları örteriz. | Open Subtitles | نحن نغطي المرايا دائما في اليوم السابع للوفاة |
Evimdeki aynaları örttüm. Neden olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | المرايا بالمنزل، انا مضطرة لتغطيتها أتعرفين السبب ؟ |
Fosiller eski aynaları yeniden sırlamak için kullanılır. | Open Subtitles | تركت المستحاثات كي أعمل في إعادة تفضيض المرايا القديمة |
Bütün aynaları kırıyor... sadece kullanacağı parçalar için değil. | Open Subtitles | نعم, لعلك لاحظت أنه حطم كل المرايا الموجودة في المنزل أي أنه لم يحطم على قدر القطع الحادة التي يريدها |
Eğer bir evde birisi ölmüşse, insanlar aynaları örterler ki kişinin ruhu hapsolmasın. | Open Subtitles | يغطي الناس المرايا حتي لا تعلق الأشباح بها |
O, aynaları saplantı haline getirmişti. | Open Subtitles | هو كان مهووساً بالكامل بهذه المرايا الملعونة |
Söz veriyorum gideceğim. Ama aynaları örtmeme izin ver. | Open Subtitles | أعدك أني سأغادر المنزل فقط اسمحي لي بتحطيم هذه المرايا اللعينة |
Onun yatak başlığında aynaları vardı. | Open Subtitles | قالت انها حصلت عليه حتى على المرايا و المخدات. |
Bu yüzden çıkış yolunu bulsunlar diye aynaları kapar, mumlar yakar, kapıları açarız. | Open Subtitles | ولهذا نقوم بتغطية المرايا, أضواء الشموع نُمهّد لهم العتمة حتى يجدوا طريقهم. |
Tanrım, sakın yapma. İçerideki tüm aynaları kıracaksın. Hadi. | Open Subtitles | يا الهي ، لا تفعل ذلك، سوف تتسبب بكسر جميع المرايا التي نملك، هيا بنا |
İzlenmediklerine emin olmak için aynaları kullanırken gözetlenme ihtimaline karşı gözleri çevredeki insanların üstünde olur. | Open Subtitles | يستخدمون المرايا لاكتشاف المتتبعين وفحص كامل المنطقة بحثاً عن فِرَق المتابعة |
Uçakların aynaları gerçeği yansıtmıyor, değil mi? | Open Subtitles | مرايا الطائرة غير دقيقة , صحيح؟ |
Bu boyutta aynaları hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر مرايا علي هذا النحو من قبل |
Tüm aynaları yok edin. Hayır! | Open Subtitles | _ لم يحدث شىء,دمروا جميع المرايات الان _ |
aynaların çok güçlü olduğuna inanıyorlar, aynayı tanımlayacak bir kelimeleri yok, onun yerine, aynaları ne gösterdiğine göre tanımlıyorlar. | Open Subtitles | تؤمن بأن المرايا قوية للغاية ليس لديهم أي شيء عنها ، لذا بدلاً عن ذلك يشيروا للمرايا بأظهار ما يفعلون |
Belki de uzay aynaları kullanmak ısı ve güç sağlayacaktır. | Open Subtitles | ربما باستخدام مرايات في الفضاء لتمدنا بالدفء والطاقة |