Sevalio bölgesindeki tüm birimleri alarma geçirin. Kahire altınını buldular. | Open Subtitles | بلغ جميع الأقسام في منطقة سيفاليو أنهم وجدوا ذهب القاهرة |
Okyanusun derinliklerinde keşfedilmemiş sayısız tür var ve alacakaranlık bölgesindeki hayat Dünya iklimiyle iç içe geçmiş durumda. | TED | هناك العديد من الكائنات التي لم يتم اكتشافها بعد في أعماق البحار، والحياة في منطقة الغسق مرتبطة بمناخ الأرض. |
Bu demek oluyor ki, Ross denizi bölgesindeki bu buz şelfi tam 35 kez erimiş ve yeniden buz haline gelmiş. | TED | لذا ذلك ما يعني هو، ما يخبرنا منطقة بحر الروس، هي الجرف الجليدي، ذاب مرة أخرى و تشكل من جديد حوالي 35 مرة. |
Nassau bölgesindeki bir numaralı kaçağın peşindeyim onu bulduğum zaman, ki bulacağım sizinkiler, ben o rozeti takayım diye ters parendeler atacak. | Open Subtitles | أنا الاول في المتغيب في مقاطعة ناسو وعندما أجدها وأنا سأجدها أولادك سيظربون التحيه للتاكيد أنني ألبس تلك الشارة |
Ve güzel ülkemizin her bir bölgesindeki farklılıkları görmek güzeldi. | Open Subtitles | ورؤية اختلافات شاسعة من إقليم إلى آخر... داخل بلادنا الرائعة. |
Alışveriş bölgesindeki kasaba menüsü bu şekilde. | Open Subtitles | حديث المدينة هو قائمة الطعام بمقاطعة التسوق هذه |
Sonra Paris bölgesindeki tüm SS ve Gestapo subaylarını tutuklayacağız. | Open Subtitles | ثم سنمضى في القبض على على كل ضابط اٍس اٍس و جستابو في منطقة باريس الكبرى |
Outer Banks bölgesindeki antetli kağıt satan yerleri aramamı söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين عندما سألتينى لأتصل بكل مخازن الورق فى منطقة الضفاف الخارجية؟ |
-Et paketleme bölgesindeki geç saatlere kadar açık olan bir eşcinseller kulübünde. | Open Subtitles | في لمثلي الجنس بعد ساعات النادي في منطقة تعليب اللحوم. |
Gen Su bölgesindeki Şan Si'de polis müfettişiyim. | Open Subtitles | أَنا مفتش الشرطة مِنْ شان الحادي عشر، منطقة جن سو. |
Temple bölgesindeki şüpheli herkesi toplayın. | Open Subtitles | أقبض على المشتبه بهم في محيط منطقة المعبد |
Ayak bileği bölgesindeki kaval ve kamış kemiklerini ölçtüm. | Open Subtitles | قست عظمة الظنبوب و الشظية حول منطقة الكاحل |
Nerima bölgesindeki boş bir evde, bir kadın cesedi bulundu. | Open Subtitles | جثة إمرأةِ وُجِدَت في بيتِ فارغِ في منطقة نيريما |
Ama Grayson bölgesindeki her soruşturmayı ben yapacağım. | Open Subtitles | ولكن أي ملاحقتة قضـائية سـتكون من اختصاص منطقة جريسـون وكل أمر يأتي مني دون اسـتثناءات وسـآخذ كل القضيـة |
Yetkililer şüphelinin bölgesindeki depoda uyuşturucu anlaşmasına katıldığına inanıyorlar. | Open Subtitles | يخصّ المشتبـه بـه الذي تعتقد السلطات أنه متورّط في صفقة المخدّرات في مستودع عند منطقة عبور الملك |
- Benim Booth. Potomac bölgesindeki Kelly DeMarco'nun adresine ve telefon numarasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد هاتف و عنوان كيلي ديماركو في منطقة بوتوماك |
Seattle bölgesindeki, içinde müzik kutusu olan bütün lokantalar. | Open Subtitles | كل مكان فى معظم منطقة سياتل التى بها صندوق للموسيقى |
Önce tahmini öldürme bölgesindeki jip sahiplerini bulacağız. | Open Subtitles | اولا سنجد كل مالكي السيارات الرياضية الزرقاء الصغيرة في منطقة القتل المحددة |
Ve Midtown bölgesindeki benzer kulüplere takıldığına inanıyoruz. | Open Subtitles | و نظن انه قد يكون يذهب الى ملاهٍ مشابهة في مقاطعة منتصف البلدة |
Ve Kafkasya bölgesindeki Krubera Voronya gibi dipsiz bir uçurum, aslında dünyanın keşfedilen en derin mağarası, yüzeyden 2000 metre derinliğe uzanabilir. | TED | وكهاوية مثل كروبيرا فورونيا الموجودة في إقليم القوقاز، في الواقع أعمق كهف تم اكتشافه في العالم، قد يصل عمقه حتى 2000 متر تحت سطح الأرض. |
Savaştan sonra, geçinmek için Colorado bölgesindeki Kızılderilileri katletti. | Open Subtitles | بعد الحرب ذبح الهنود بمقاطعة "كولورادو" من أجل المعيشة |
Güneybatı bölgesindeki anahtar bölgeleri boşaltmaya konsantre olmalıyız. | Open Subtitles | لذا يجب أن نكثف جهودنا في مناطق الإخلاء المركزية في الجنوب الغربي |
Çünkü Greenpoint bölgesindeki tekrar yapılandırma çalışmaları yüzünden bölge halkı size kızgın. | Open Subtitles | لأن المنتخبون غاضبون بخصوص تقسيم مقاطعة جرينبوينت |