Sizi nacizane lokantamda görmek ne büyük onur. | Open Subtitles | أنه شرف عظيم أن أستضيفكم في مطعمي المتواضع |
Bu kadın, ülkemizin ona verdiği büyük onur ve sorumluluğa uygun hareket etmiyor. | Open Subtitles | هذه المرأة تلعب بسرعة وبرخوٍ مع شرف عظيم ومسؤولية منحها بلدنا لها |
Fransa bu bilim çiftine bilime ve insanlığa yaptıkları hizmetin karşılığında büyük onur bahşetmeyi uygun görüyor. | Open Subtitles | فرنسا ترى أنه من المناسب أن تضفي الزوجين العلمي الشهير لشرف عظيم حقا في مكافأة لخدماتهم بالعلم وللبشرية. |
Seni ve bu çocuğu korumak hayatımdaki en büyük onur olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون أعلى شرف في حياتي أن أحميكِ أنتِ و الطفل |
Böyle bir adamın yanında yürümeme izin verilmesi ne büyük onur! | Open Subtitles | يا له من شرف أن يكون مسموح لي بالمشي مع رجل كهذا. |
Burada sizi ağırlamak büyük onur. | Open Subtitles | إنه فخر لنا قدومك |
Bay Shue, büyük onur duydum ama Barbra, Yentl'da kendini yönettiğinde... | Open Subtitles | سيد شو ، أنا أتشرف بذلك ولكن باربرا كانت بعمر 40 |
Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum. Sanırım verebilecekleri en büyük onur bu. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا يعنى هذا لكنه أعظم شرف يمكنهم منحه لى |
Bu büyük onur için sana şükretmeliyiz. | Open Subtitles | لابد أن نمدحك و و نعطيك شرف عظيم .. |
Vay canına, ne büyük onur. Memnun oldum. | Open Subtitles | انة شرف عظيم سعيد بلقائك. |
Çok teşekkürler, benim için büyük onur. | Open Subtitles | شكرًا لكم،هذا شرف عظيم |
Başkan Yardımıcısı, ne büyük onur. | Open Subtitles | نائب المستشار هذا هو شرف عظيم |
Özellikle de sizi beyler. Bizim için büyük onur. | Open Subtitles | خاصّة أنتم أيُّها السادة، إنّه لشرف عظيم. |
Bayanlar ve baylar, onu takdim etmek benim için büyük onur. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي انه لشرف عظيم لاقدم لكم |
Sağ olun efendim. Bunu sizden duymak büyük onur, yani... Sizin gibi biriyle çalışmak... | Open Subtitles | شكرا ، انه لشرف عظيم للعمل معك يا سيدي... |
Yıllar boyu çalışkanlığı ve azmiyle bu geceki kampta yapacağımız törenle bir izcinin alabileceği en büyük onur olan Akbaba Rozeti'ne sahip olacak. | Open Subtitles | بعد سنوات من العمل الصعب والتفاني و انه سيحصل على أعلى شرف في الكشافة شارة كوندور |
Emlak camiasının insana sunabileceği en büyük onur. | Open Subtitles | هو أعلى شرف يمكن أن تمنحة العقارات |
- Burada olman ne büyük onur. - Teşekkür derim. | Open Subtitles | -يا له من شرف أن نحظى بكم هنا |
Burada sizi ağırlamak büyük onur. | Open Subtitles | إنه فخر لنا قدومك |
büyük onur duydum. | Open Subtitles | أتشرف بذلك كثيرا |
Yapılacak çok iş vardı ama bir çocuğa bakmak bir insanın sahip olabileği en büyük onur. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الأعمال لكن رعاية الطفل هو أعظم شرف يمكن للشخص أن يحصل عليه |