Ne benim, ne de başkasının umurundaydı. Büyükannelerin işi bu-ölmek! | Open Subtitles | لا أحد مهتم، ذلك اللذي يفعلونه الجدات ، يموتون |
Büyükannelerin torunlarıyla, arakadaşlarıyla sosyal oyunlar oynayabildiğini ve evdeki başka hertürlü aktiviteyi, uyumadan önce anlatılan bir hikaye gibi, paylaşabildiğini hayal edebiliyorum. | TED | بامكاني تخيل الجدات ان يكن قادرات على القيام بأدوار اجتماعية مع حفيداتهن مع اصدقائهن و امكانية المشاركة في كل انواع النشاطات حول المنزل مثل المشاركة في قصة قبل النوم |
diye sor. Diğer sayfada ne varmış, Tanrım ben sizin yaşınızdayken bunların hiç birini yapamazdım." de. Büyükannelerin ne yaptığını bilirsin. | TED | "ما هي الصفحة التالية؟ ياللهول، عندما كنت بعمرك، كان لا يمكنني فعل ذلك" كما تفعل الجدات" |
Büyükannelerin uzmanlıkları aileleri için yaşam ve ölüm arasındaki fark anlamına gelebilir – peki neden yavru doğurmayı bırakırlar? | TED | خبرات هذه الجدات يمكن أن تكون الفرق بين الحياة والموت لعائلاتهم ... ولكن لماذا يتوقفن عن ولادة العجول؟ |
Büyükannelerin yapması gereken de bu. | Open Subtitles | هذا ما يفترض أن تقوم به الجدات |
(Alkış) Geçenlerde Amerikan Tıp Derneği bülteninde Büyükannelerin başardığı bu işi yayınladık. | TED | (تصفيق) ومؤخرا، قمنا بنشر هذا العمل الذي تقوم به هؤلاء الجدات في مجلة الجمعية الطبية الأمريكية. |
Müdahil olmak Büyükannelerin görevidir. | Open Subtitles | هذا هو دور الجدات للتدخل. |
Tucker bir güzellik yarışmasıyla ilgilenecekmiş ve annelerin veya Büyükannelerin biyografisini yazmanın eğlenceli olacağını düşünmüş. | Open Subtitles | (تاكر) عليه أن يغطي أحداث مسابقة جمال للأطفال وظن أن الامر سيكون ممتعاً لو استطاع أن يسجل مع واحدة من الامهات او الجدات |