| Tüm ekiplerin dikkatine, Uluslararası Suçlarla Mücadele binasında ateş edildi. Çin Büyükelçisi vuruldu. | Open Subtitles | إلى جميع الوحدات التوجه إلى مبنى الجنايات العالمي السفير الصيني قد تم إصابته |
| Adamlarımın dediğine göre Sovyet Büyükelçisi bu hafta şehirde olacakmış. | Open Subtitles | أحد مصادري أخبرني بأن السفير السوفييتي سيكون هنا هذا الأسبوع |
| - Var. Başkan, Rus Büyükelçisi'yle olumlu bir görüşme yaptı. | Open Subtitles | أجل، الرئيس كان على إجتماع مثمرًا جدًا مع السفير الروسي |
| Önceki müşterileri arasında Estonya Büyükelçisi, ve Chicago Filarmoni'nin maestrosu da bulunuyor. | Open Subtitles | النزلاء السابقين بمن فيهم سفير استونيا و قائد فرقة شيكاغو هارمونيك الموسيقية |
| Sovyet Büyükelçisi, Birleşik Devletler Büyükelçisi... ve birçok yabancı misafir. | Open Subtitles | سفير الاتحاد السوفياتي، سفير الولايات المتحدة والعديد من الضيوف الأجانب. |
| Öteki gün, konsolos saldırıya uğruyor, Amerikan Büyükelçisi cinayete kurban gidiyordu. | TED | ويومًا نفيق علي أخبار قتل السفير الأمريكي و الإعتداء علي القنصلية الامريكية. |
| Bu yüzden donanımımız tamamen yasaldı ve İsviçre Büyükelçisi, Şansölye Merkel'e bundan bahsetti. | TED | كان وضعنا لهذه الهوائيات قانونيًا تمامًا، كما أبلغ السفير السويسري المستشارة ميركل بشأن هذا الموضوع. |
| Majesteleri, Prens hazretleri Ekselansları İngiltere Büyükelçisi ve Lady Topham. | Open Subtitles | صاحب السمو الملكى .. صاحب المعالى السفير البريطانى .. و ليدى توفام |
| Panda Dört takipte. Amerika Büyükelçisi, beyaz bir arabada. | Open Subtitles | باندا 4 تتعقب السفير الأمريكى فى سياره بيضاء |
| Roosevelt ve Japon Büyükelçisi arasındaki uzlaşma ümitleri giderek azalıyor. | Open Subtitles | أملضئيلفي التقدم... بين الرئيس روزفلت و السفير... الياباني في واشنطن. |
| Başbakanımız, dışişleri bakanımız ve Alman Büyükelçisi. | Open Subtitles | رئيس الوزراء و وزير الخارجيه و السفير الألماني |
| Bu sabah Berlin'deki İngiliz Büyükelçisi Alman hükümetine son bir nota verdi. | Open Subtitles | هذا الصباح السفير البريطاني في برلين عقدت الحكومة الألمانية آخر اتفاقية |
| Biscay Belediye Başkanı'nın yönettiği merasim sırasında İspanya'daki Almanya Büyükelçisi bir konuşma yaptı. | Open Subtitles | ، أثناء المراسم السفير الألماني في إسبانيا حمل خطاب |
| Ama Atina'da, bu sabah İtalyan Büyükelçisi bir kez daha reddetti ki... | Open Subtitles | في أثينا هذا الصباح أنكر السفير الإيطالي الإشاعات |
| Borren, sizinle resmi temsilcimizi tanıştırmak isterim, Birleşik Devletler Büyükelçisi Joseph Faxon. | Open Subtitles | يابودين ، هل يمكننى أن أقدم ممثلنا الرسمى، السفير جوزيف فاكسون من الولايات المتحدة. |
| Bu akşam Sauvage'ın yeni Fransız Büyükelçisi için verdiği resepsiyona gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً الليله ساكون عند سوفاج من اجل السفير الجديد |
| Vatikan Büyükelçisi 85 şirketin yöneticisi | Open Subtitles | سفير الفاتيكان رئيس مجموعة مكونة من 85 شركة |
| Tabii Letonya Büyükelçisi'nin de bir kaç adım ötenizde olduğundan haberiniz bile yoktu. | Open Subtitles | بالطبع,لم تلاحظ أن سفير لاتفيه كان يجلس علي بعد عدة اقدام منك |
| Amerikanın en genç Büyükelçisi. | Open Subtitles | بعمر 34 عاماً , أصغر سفير للولايات المتحدة الأمريكية |
| Seni ülkenin Büyükelçisi yapmalıyız. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن نجعلكِ سفيرة للإمبراطور |
| Bu muhteşem ülkenin insanlarına...... sunmaktan büyük gurur duyarım yeni birleşmiş milletler Büyükelçisi.. | Open Subtitles | إذاً و تعبيراً عن شكر الأمة سأقوم بتقديم سفيرنا إلى الأمم المتحدة |
| O geceyi hatırlıyorum. Trakya Büyükelçisi'yle içki içmiştik. | Open Subtitles | أتذكر تلك الليلة، وتقديم الشراب للسفير التراقي |
| Az önce beni Bolivya Büyükelçisi ilan etti. | Open Subtitles | - ! لقد تم تعيينى سفيراً لبوليفيا |
| Bana Fransız Büyükelçisi'ni bulun. | Open Subtitles | اتصل بالسفير الفرنسي |
| Fransa Büyükelçisi geliyor ve Suudi Arabistan prensi karılarından birini getirecekmiş. | Open Subtitles | والسفير الفرنسي قادم واميرا من السعودية احضر احد زوجاته |