Ve bunu kanıtladığımızda hep beraber Büyülü Orman'a geri dönebiliriz. | Open Subtitles | و عندما نثبت ذلك، نستطيع العودة جميعاً إلى الغابة المسحورة |
Büyülü Orman'daki herkesi yerinden söküp alan ve buraya getiren lanet. | Open Subtitles | اللعنة اللعنة التي اقتلعت الجميع مِن الغابة المسحورة و رمتهم هنا |
Büyülü Orman'daki herkesi buraya gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلت الجميع من الغابة المسحورة إلى هنا. |
Kötü Kraliçe, Büyülü Orman'daki herkesi buraya gönderdi. | Open Subtitles | أرسلت الملكة الشرّيرة الجميع من الغابة المسحورة إلى هنا. |
Gitmeniz akıllıca olmaz. Büyülü Orman hatırladığın gibi değil. | Open Subtitles | الرحيل ليس أمراً حكيماً لمْ تعد الغابة المسحورة كما تتذكّرينها |
Büyülü Orman'a dönmek için fasulyeleri mi kullanmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدون استخدام الفاصولياء للعودة إلى الغابة المسحورة |
Kaybolmadan önce buradan çıkabiliriz. Bunu kullanarak Büyülü Orman'a geri döneriz. | Open Subtitles | نستطيع الهرب أوّلاً، و العودة إلى الغابة المسحورة باستخدام هذه |
Yani Büyülü Orman'a gitmenin bir yolu olsaydı? | Open Subtitles | أعني إنْ كانت هناك طريقة للعودة إلى الغابة المسحورة |
Sonra fasulyeleri Storybrooke yok olmadan önce herkesi Büyülü Orman'a geri götürmek için kullanırız. | Open Subtitles | واستخدامها لإعادة الجميع إلى الغابة ''المسحورة قبل اختفاء ''ستوري بروك |
Ailem daha önce Büyülü Orman'daydı ama tekrar geri dönmeyi başardılar. | Open Subtitles | ذهبت عائلتي إلى الغابة المسحورة سابقاً و بإمكانهم المجيء إلى هنا ثانيةً |
Büyülü Orman'da doğdum ve bir ağacın içindeki bir portalla, bir laneti kırabileyim diye gönderildim. | Open Subtitles | وُلدتُ في الغابة المسحورة و أُرسلتُ عبرَ بوّابة في شجرة لأتمكّن مِنْ إبطال لعنة |
Hepimizin Büyülü Orman'a gidip bir sene boyunca orada kaldığımızı ama hiçbir şey hatırlamadığımızı duyana kadar neler olduğunu anlamadım. | Open Subtitles | لمْ أفهم ماذا حدث إلى أنْ سمعت الجميع يقولون... أنّنا عدنا إلى الغابة المسحورة ومكثنا هناك عاماً دون أنْ نعرف |
Bir sefer bebekken, bir kez de Büyülü Orman'a onsuz dönmeye zorlandığımızda. | Open Subtitles | مرّةً في طفولتها ومجدّداً حين أُرغمنا على العودة إلى الغابة المسحورة مِنْ دونها |
Sanırım Büyülü Orman'da öğrendiklerimi ona anlatmamış olabilirim. | Open Subtitles | لعلّي لمْ أخبرها تماماً بما اكتشفته في الغابة المسحورة |
Büyülü Orman'dan dönerken kötü bir büyücüden çaldım sayılır. | Open Subtitles | سرقته نوعاً ما مِنْ مشعوذ شرّير حين كنت في الغابة المسحورة |
Büyülü Orman'da aramızda yaşananları hiçkimse bilmemeli. | Open Subtitles | يجب ألّا يعرف أحد بما جرى بيننا في الغابة المسحورة |
O da bizim gibi Büyülü Orman'dan gelip burada senelerce yaşadı. | Open Subtitles | قدم مِن الغابة المسحورة مثلنا وأقام هنا لسنوات عديدة |
Bence buraya hiç gelmediler. Büyülü Orman'a geri dönmenin bir yolunu bulmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | يجدر بنا البحث إذاً عن طريق العودة إلى الغابة المسحورة |
Aslında Büyülü Orman'daki evimizin yanında tam da bu nehirden gelen bir pınar vardı. | Open Subtitles | في الواقع كان هناك جدول مِنْ هذا النهر نفسه قرب أرضنا في الغابة المسحورة |
Büyülü Orman'da oldukları kesin. | Open Subtitles | إنّهما في الغابة المسحورة هذا مؤكّد. |