Paramparça olmuş eklem muhtemelen onu kaskatı bir yüzük parmağıyla bırakacaktı ama diğerleri zamanla normal işlevine kavuşabilirdi. | Open Subtitles | لربما كسر المفصل سيترك له بنصر معيوب ولكن الاصابع لاخرى ستستعيد حركتها بمرور الوقت |
Belki bize kimliğini belirleyemeyeceğimiz bir ceset bırakacaktı ya da kamerayı çevirecekti. | Open Subtitles | ربما كان سيترك لنا جثه لن نستطيع التعرف عليها او ربما ستظهر فقط الكاميرا |
Meslektaşların ağlayarak hoparlörlerden vurguladıkları eski rejim mirası, sabık Doğu Almanya vatandaşlarında iz bırakacaktı. | Open Subtitles | كل المتحدثين أكدوا على أن ما خلّفه النظام القديم سيترك أثراً في حياة المواطنين الذين عاشوا في "جمهورية ألمانيا الديمقراطية" |
Onu da bırakacaktı. | Open Subtitles | كان سيترك تلك أيضاً. |
Ama iz bırakacaktı oraya. | Open Subtitles | كان سيترك اثراً! |
Başarırsam Bom'u diğer tarafta serbest bırakacaktı. | Open Subtitles | إذا نجحت، سيترك (بوم) على الجانب الآخر. |
Jeremy Niles'ı bırakacaktı. | Open Subtitles | إنه كان سيترك (جيرمى نيلز)... |