"bırakmadım" - Traduction Turc en Arabe

    • أترك
        
    • أتوقف
        
    • اتوقف
        
    • أتركك
        
    • أتركه
        
    • أترككِ
        
    • أنسحب
        
    • أتخلى عن
        
    • أخذلك
        
    • استقيل
        
    • أكف عن
        
    • اتخلى
        
    • لم اترك
        
    • لم أستقيل
        
    • لم أنسى
        
    Ben asla oluruna bırakmadım. Bu sayede insanların nefretini kazandım. Open Subtitles ،إنّي لم أترك الأمر وشأنه أبداً .لهذا السبب الناس تكرهني
    Kocam ve oğullarım yanımda. Hiçbir şeyimi geride bırakmadım. Open Subtitles ، مع زوجيّ وأبنائي أنا لم أترك عالميّ خلفيّ
    Seni arıyorum çünkü hiç mesaj bırakmadım seni meraklandırmak istemedim. Open Subtitles أكلم بسبب أنني لم أترك لك أي رسالة، ليس بسبب جعلك تقلق
    Evet. Kağıt üzerinde iyi durmuyordu, tamam ama işi polisler yüzünden bırakmadım. Open Subtitles أجل, مظهرها لم يكن جيداً على الورق لم أتوقف بسبب تحقيقات الشرطة
    Bu zulüm de bir nimet oldu, çünkü oğlum hakkında gerçekten nasıl hissettiğimi görmeliydin, onu sevmeyi hiç bırakmadım. Open Subtitles كانت تلك القسوة أيضا نعمة, لأنك حصلت على رؤية كيف أشعر حقا تجاه ابني, لم اتوقف عن حبه ابدا.
    Onlar broker. Hem seni yalnız bırakmadım. Open Subtitles . هؤلاء الشبان كانوا سماسرة ، و لم أتركك بالمنزل لوحدك
    Ve altı paket kibritle onu yalnız bırakmadım. Open Subtitles و كي تعلم فحسب إنه يبيت عند صديقه لذا فلم أتركه مع زجاجات خمر و أعواد ثقاب
    Kart bile bırakmadım o yüzden çiçeğin anlamını da bilemeyecek. Open Subtitles لم أترك بطاقة حتى لن يفهم حتى معنى النبتة
    Hayır, kapıyı açık bırakmadım. Open Subtitles هل تركت الباب مفتوحا ؟ لا ، لم أترك الباب مفتوحا.
    Yemek kabına yeterince yemek bırakmadım mı? Open Subtitles ألم أترك لجروي العزيز ما يكفي من الطعام في وِعائه؟
    Ama Kapüşonlu kıyafetlerimi, hiçbirzaman karşılıksız bırakmadım Open Subtitles لكنني لم أترك أبداً معاطفي ذات القبعة معلقة
    Onlara borçtan başka bir şey bırakmadım ve bunu biliyorlar. Open Subtitles بقدر ما يعنيهم أنا لا أترك لهم سوى الديون
    Not bırakmadım. Ve ben hiç geri bakmadım. Open Subtitles ‫لم أترك ملاحظة ‫لكنني لم أنظر إلى الوراء قط
    Yani, konu şu, bu evrene daldım ve ilk andan beri çalışmayı bırakmadım. TED لهذا الشيء، فقد غرقت في هذا العالم ولم أتوقف عن العمل.
    Yetişkin olup uyuşmazlık alanında çalışana kadar da saklanmayı bırakmadım. TED وما كان إلا أن كبرتُ، ومن خلال المهام المتضاربة بدأت أتوقف عن التخفّي.
    Bunu hiç unutmadım. Bundan üzüntü duymayı da bırakmadım. Open Subtitles لن أنسى هذه الفترة ما حييت، ولن أتوقف أبداً عن الشعور بالأسف بسببها
    Ben senin için dua etmeyi hiç bırakmadım, ama Tanrı'nın zamanını harcamayı bırakıp, kendin dua etmen lazım. Open Subtitles لن اتوقف ابدا وانا اصلي من اجلك ولكن عليك التوقف عن إضاعة الوقت مع الله وصلي من أجل نفسك
    Evet Bart. Seni hiç bırakmadım. Open Subtitles بلى، لم أتركك أصلاً.
    Onu orada bırakmadım ben. Kendi kalmak istedi. Open Subtitles أنا لم أتركه هو الذي أراد البقاء
    Ne kadar şanslısın ki yaptığın şeyden sonra, seni duvarın içinde bırakmadım. Open Subtitles أنتِ محظوظة أنني لم أترككِ تعلقين خلال الحائط بعد كل ما فعلتيه
    Sporu bırakmadım. Open Subtitles حسنًا لم أنسحب من النادي
    Bir ormanda yaşamak için Central Park apartmanımı bırakmadım. Open Subtitles أنا لن أتخلى عن بيت في المتنزه المركزي من أجل العيش في غابة
    Size hep sadakatle hizmet ettim ve hiç bırakmadım, ta ki siz bizi bırakana kadar. Open Subtitles خدمتك بكل ولاءٍ ولم أخذلك قط حتى تخليتِ أنتِ عنّا
    Bana bırakmamamı söyledin, ben de bırakmadım. Open Subtitles اخبرتيني بأن لا استقيل ولم استقيل
    Bu çok acı ama onu sevmeyi hiç bırakmadım. Open Subtitles أدرك بأنّ هذه كلمات قاسية لكني لن أكف عن حبه أبداً
    İlaçlarımı bırakmadım ama aklımı kaçırdım gibi bir şey. Open Subtitles لم اتخلى عن دوائي ولكني فقدت عقلي بعض الشيء
    Sayın Büyükelçi... hayatımda hiçbir işi yarım bırakmadım. Open Subtitles حضرة السفيره انا لم اترك قضيه بحياتي في منتصفها
    Wally'nin dedikleri yüzünden işi bırakmadım. Open Subtitles وأنا لم أستقيل بسبب ماقاله (والي)
    Arkamda bırakmadım ve bu sözden nefret ediyorum. Diğer insanların etmesini de anlıyorum. TED لم أنسى وأنا أكره هذه العبارة كثيرًا، وأعلم لِما يكرهُها الآخرون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus