Altı ay sonra... Akciğerinin sağ tarafını bu kadına bağışladı. | Open Subtitles | لأنه بعد ست أشهر تبرع بالجزء الأيمن من كبده لهذه المرأة |
6 ay sonra ciğerinin sağ kısmını bu kadına bağışladı. | Open Subtitles | ـ لأنه وبعد 6 أشهر ـ تبرع بنصف كبده الأيمن لهذه السيدة |
Tabii ki hayır. Maris çok cömerttir. Daha geçen hafta bütün gece kıyafetlerini evsizlere bağışladı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي، تبرعت بكل ملابسها الرسمية لملجأ المشردين |
Hayatını kurtardığının bir minnettarlık simgesi olarak Francis seni bağışladı. | Open Subtitles | كنوع من رد الجميل على إبقائه حياً فرانسس عفى عنكِ. |
Ama benim güzel olduğumu düşündü ve benim ve kızımın hayatını bağışladı. | Open Subtitles | ...لكنه ظن أنني جميلة، لذا فقد عفا عن حياتي وعن حياة ابنتي |
Kâfir hayatı yaşamıştım ama o benim kararsızlığımı bağışladı ve yakında ziyafet çekecek. | Open Subtitles | لقد عشتُ حياة كفر، لكنه غفر تقلباتي و قريبا سيتغذى على الوليمة |
O halde, neden tüm mülkünü çevresel gruplara bağışladı? | Open Subtitles | فلمَ تبرّع بأكمل تركته للجماعات البيئية؟ |
Üretici birkaç kurşunu canlı ateş testi için bağışladı. | Open Subtitles | المصنع تبرع لنا ببعض الرصاصات من اجل اختبار حي المصنع تبرع لنا ببعض الرصاصات من اجل اختبار حي |
Birisi yeni bir medikal koğuş ya da yeni öğrenci birliği mi bağışladı? | Open Subtitles | هل تبرع شخص بجناح طبي أو اتحاد طلابي جديد؟ |
Seul'de ise Kang In-guk orduya 10 uçak bağışladı. | Open Subtitles | في سيول، تبرع كانغ أن جوك بـــ 10 طائرات للجيش |
İnsanlar Köstebek Kadınlar fonuna binlerce dolar bağışladı. | Open Subtitles | لقد تبرع الناس بالآف الدولارات لكي تعيشوا حياة هانئة وسعيدة |
Gönüllü olarak çalıştığı bir kliniğe bağışladı onları. Çok tatlı değil mi? | Open Subtitles | تبرع بها إلى مستوصف يتطوع فيه، أليس لطيفاً جداً؟ |
Kan bağışladı ve Bay Bass kendine gelmeden önce çabucak ayrıldı. | Open Subtitles | تبرعت بالدماء وخرجت سريعا قبل ان يستعيد السيد "بااس " وعيه |
"Doyle Energy siyasi eylem komitesi beş eyalette referanduma destek için milyonlarca dolar bağışladı. | Open Subtitles | أنظري. إن دويل للطاقة قد تبرعت بالملايين لترجح كفة تدابير خاصة في الولايات الخمس |
Bu sene alış-veriş merkezi polisleri bize Segway'i ödünç verdi, lise de düdük bağışladı. | Open Subtitles | هذا العام مركز الشرطة اعارونا دراجاتهم، و المدرسة الثانوية تبرعت بالصافرات. |
Selahattin şehri geçen sene aldı ve Hıristiyanların canını bağışladı. | Open Subtitles | لقد إستولى صلاح الدين على المدينة العام الماضى و قد عفى عن حياة المسيحيين |
Selahattin geçen sene şehri aldı ve Hıristiyanların hayatlarını bağışladı. Biz de aynısını yapmalıyız. | Open Subtitles | لقد إستولى صلاح الدين على المدينة العام الماضي و قد عفى عن حياة المسيحيين,وعلينا الإقتداء بأثره |
O beni silahıyla alt ettiğinde canımı bağışladı. | Open Subtitles | ولكن عندما تغلب بسلاحه علي، عفا عني |
Hayatlarınızı Poseidon'a sundunuz ve sizleri bağışladı. | Open Subtitles | لقد قدمتم حيواتكم إلي "بوسيدن" ولقد غفر لكم |
Göçmenlere yardım için milyonlar bağışladı, idam cezasına karşı lobicilik yaptı. | Open Subtitles | لقد تبرّع بالآلاف لمساعدة اللاجئين، للضغط ضدّ عقوبة الإعدام بحقّهم، أعني... |
Eskiden burada çalışıyordu, bedenini bağışladı. Onu tanıyordum. İyi biriydi. | Open Subtitles | كان يعمل هنا ، وتبرع بأعضائه كنت أعرفه لقد كان لطيفاً |
Nihayetinde imparatoriçe beni bağışladı. | Open Subtitles | وفي النهاية عفت عني الأمبراطورة. |
Ölmeyince sandım ki Tanrı beni bağışladı. | Open Subtitles | وعندما لم أمت ظننت ظننت أن الله صفح عني |
Belki merak etmişsinizdir. Karım beni gerçekten bağışladı. | Open Subtitles | لعلّك مهتم لمعرفة أن زوجتي سامحتني تماماً. |
Efendim, AP sizi bağışladı ve o... yeniden kanalda çalışmayı kabul etti. | Open Subtitles | سيدي . آبي سامحك ووافق علي الإلتحاق بالمحطة |