| Etrafında yeşeren dünyevi zevklerin görüntüsüyle kibri kırılan Lord Shiva da tanrıçaya boş bir kaseyle yaklaşarak yemek ve Bağışlanma için yalvardı. | TED | محرجاً لمنظر الملذات الدنيوية المزدهرة من حوله، إله شيفا بذاته اقترب إلى الإلهة بصحن خالي يتوسل الطعام ويطلب الغفران. |
| Tedirgin olma piskopos. Bağışlanma istemiyorum. | Open Subtitles | لا تتوتر أيها الأسقف، فأنا لا أطلب الغفران |
| Nasıl bir Bağışlanma arayışındasın Peder? | Open Subtitles | أي نوع من الغفران الذى تبحث عنه أيها القس؟ |
| Yalnızca Bağışlanma, bu laneti sona erdirebilir ve onun ölümüne izin verebilir. | Open Subtitles | المغفرة فقط ستنهي إدانته وتسمح له بالموت |
| Bir sır yüzünden Tanrı'dan Bağışlanma diliyordu. | Open Subtitles | وتسال الله المغفرة بسبب السر 472 00: 40: 37,800 |
| Kendini şanslı say ki Bağışlanma bu dinin parçalarından biridir. | Open Subtitles | انت شخص جد محظوظ ان التسامح جزء اساسي من ديننا العتيد |
| Bazen, eğer arada gerçek bir aşk varsa ve kişi yaptığı hatanın farkındaysa, Bağışlanma olasılığı da vardır. | Open Subtitles | أحيانا عندما يكون هناك حب حقيقي, واعتراف صادق بالذنب. قد يكون هناك غفران أيضاً |
| Bağışlanma ile ilgili bir şey dedim, o da dedi ki "Bağışlanma diye bir şey yok." | Open Subtitles | وعَرَض في كلامي .. ذكر الغفران .. فأنكر وجوده |
| Öteki dünyada Bağışlanma istiyorum, bu dünyada bir hapiste değil. | Open Subtitles | الطوارئ ، وجميع المشاركين . أريد الغفران في العالم الآخر ، لا حياة في السجن في هذه واحدة. |
| Çünkü Bağışlanma için pişmanlık gerekir ve senden yanlış bir şey yaptığını düşündüğün gibi bir izlenime kapılmadım. | Open Subtitles | ،لأن الغفران يتطلّب الندم وإني لا أسمعُ أنكَ تظنُ حتّى .بأن إقترفت خطأً |
| Bağışlanma vaazı çekmeyecek misin? | Open Subtitles | ماذا عن الغفران,أليس هذا ما تعظيننا به؟ |
| Beş milyon dolar epey bir Bağışlanma satın alabilir. | Open Subtitles | فخمسة ملايين تشتري الكثير من الغفران |
| Onlar Bağışlanma mavallarına kanabilir. | Open Subtitles | ربما قد يلقون بالاً لرسالتك عن الغفران |
| Bağışlanma için yakaran günahkarları geri mi çeviriyorsunuz? | Open Subtitles | - ستقوم برّد المذنبين الذين يبحثون عن الغفران ؟ |
| Günah, arınma, Bağışlanma, Tanrı'nın inayeti. | Open Subtitles | الذنب , الخلّاص , الغفران, نعمةُ الرب. |
| Anılarını hatırlamak için elinden geleni yaptığını biliyorum ama Bağışlanma dediği zaman... | Open Subtitles | أعلم أنك تفعلين ما بوسعك ...في محاولة تحفيز ذاكرتك، لكنه عندما قال"الغفران" |
| Bağışlanma talep edilemez, gizli tutmayı düşündüğünüz bir günah. | Open Subtitles | لا يمكنك السعي إلى المغفرة على خطيئة تنوي الإستمرار في إخفائها |
| Eğer Bağışlanma, şefkat veya anlayış arıyorsan git lanet olası bir rahiple konuş! | Open Subtitles | إن كنتَ تبحث عن المغفرة أو العاطفة، أو التفهّم، فتحدث مع القس! |
| Bunun hayranlık ve ya Bağışlanma ile ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا ليس بشأن الإعجاب أو المغفرة |
| Belki de bu hepimiz için biraz Bağışlanma bulma fırsatıdır. | Open Subtitles | لعل هذ فرصة لنا جميعاً، لنجد القليل من التسامح |
| Bazen, eğer arada gerçek bir aşk varsa ve kişi yaptığı hatanın farkındaysa, Bağışlanma olasılığı da vardır. | Open Subtitles | أحياناً عندما يكون هناك حب حقيقي, واعتراف صادق بالذنب, قد يكون هناك غفران أيضاً |