Irak'la savaşa girileceği belli olduğunda, Amerikan askerlerinin çok iyi korunacağını anladım ve ve işgali Bağdat'ın içinden izlemeye karar verdim. | TED | عندما باتت حرب العراق وشيكة، أدركت بأن القوات الأمريكية ستكون مغطاة بشكل جيد، لذا فقد قررت تغطية الغزو من داخل بغداد. |
Sen Bağdat'ta kal. Hediye taşıyan hamal kılığına girmiş askerler göndereceğim. | Open Subtitles | إبقى انت فى بغداد سأرسل جنودا فى زى حمالين يحملون الهدايا |
Acele Bağdat'a gideceksin ve bu altıncı ayın sonunda, Prenses'in zehirlenmesi emrini vereceksin. | Open Subtitles | سوف تسرع إلى بغداد وفى نهاية القمر السادس ، أعطى أمرا بتسميم الأميرة |
"Ama söyle bana, beni bu sabah Bağdat'ta gördüğünde neden şaşırmıştın?" | Open Subtitles | لكن أخبرني لماذا بدوت متفاجئاً حينما رأيتني هذا الصباح ببغداد ؟ |
Bağdat'ın dürüst vatandaşları, işte kırbaçlanması gereken bir hırsız. | Open Subtitles | أيها المواطنون الشرفاء ببغداد هنا لص سوف نقوم بجلده |
Bağdat için bir bilet istiyorum, hemen gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أود الحصول على تذكرة لبغداد على اول طائرة مقلعة |
Albayı seviyorsunuz, o da sizi seviyor ve Bağdat'ta randevunuz vardı. | Open Subtitles | أنت قابلت كولونيل أربوثنوت و وقعتما فى حب بعضكما فى بغداد |
Mikhail Gorbacov Bağdat'ı daha çok BM desteği için uyardı. | Open Subtitles | وحذر ميخائيل غورباتشوف بغداد بأن يعود للأمم بأتخاذ التدابير الأضافية |
Amerika Bağdat'a girerse ilk yapacakları şey bankalarımıza saldırmak olacak. | Open Subtitles | إن غزت أمريكا، بغداد أول شيء سيفعلونه هو سرقة بنوكنا |
Beni ilk bulduğunda Bağdat'taydım. İki İranlı işadamını dolandırdığım için kaçacaktım. | Open Subtitles | عندما وجدَتْني، كنتُ في ''بغداد'' أحاول الاحتيال على رجلَي أعمالٍ إيرانيَّين. |
Bağdat büyükelçiliğinden daha karmaşık güvenlik sistemi içeren dahiyane bir binada... | Open Subtitles | مبنى ضخم مع أجهزة أمنيه أكثر تطوراً من السفاره في بغداد |
efsaneviydi, Ta ki 2017'ye, Karar'ın cansız bedeni Bağdat'ın işlek caddesinde bulunana kadar. | TED | وبقي رائعًا، حتى يوليو عام 2017، عندما تم اكتشاف جثته بشارع مزدحم في بغداد. |
Nisan sonlarında askeri devriye sırasında Bağdat'ta yaralandım. | Open Subtitles | لقد أصبت في نهاية أبريل عندما كنت في دورية ببغداد |
Bağdat'ın ünlü pazarında bir tüccar varmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك تاجر في سوق شهير ببغداد |
"Bir zamanlar, Bağdat'taki ünlü bir pazarda bir tüccar varmış." | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك تاجر في سوق شهير ببغداد |
Ama ailesi uzun süredir Bağdat'ta. | Open Subtitles | لكن عائلتهُ تسكن ببغداد منذُ أمدً بعيد. |
- Çok açık söylediğimi sanıyorum. Bağdat için bir bilet istiyorum, hemen gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | قلت بأني أود الحصول على تذكرة لبغداد على اول طائرة مقلعة |
Ben denizci oldum ve o da ta Bağdat'a kadar geldi, çünkü abisi gibi olmak istiyordu. | Open Subtitles | انضممت للمارينز وهو سافر كل المسافة لبغداد, فقط ليكون اخاه الاكبر |