Emirlere uyduğunu biliyorum ama ettiğin bağlılık yemini tek bir kişi için değildi. | Open Subtitles | أعلم أنك تتّبع الأوامر لكن قسم الولاء الذي أديته لم يكن لشخص واحد فقط |
Sizler de bağlılık yemini ettiniz. | Open Subtitles | و بقيتكم وافق على خدمة الملك |
Hayatım boyunca hiçbir zaman ona bağlılık yemini etmedim. | Open Subtitles | ...أبدا في حياتي كلها هل أقسم الولاء له... |
Ne yazık ki, planım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu. | Open Subtitles | للأسف عارض خطتي الكيان الذي أقسمت له بالولاء |
Irak ve Suriye' giderek , 200'den fazla Amerikalı da dahil olmak üzere bağlılık yemini ettiler. | Open Subtitles | قد سافرو للعراق وسوريا ليعلنوا ولائهم بالإضافة إلى 200 من الأمريكيين |
Tok'ra ya bağlılık yemini etmem benim için bir onurdur. | Open Subtitles | لي الشرف أن أضع ولائي للتوك رع |
Babam, bağlılık yemini şüphe altına düşünceye kadar, babanın, Deniz Kuvvetleri Bakanı olma yolunda sağlam adımlarla ilerlediğini söylemişti. | Open Subtitles | ...والدى قال أن والدك كان سيتم تعيينه رئيساً للبحريه حتى أصبح ولاءه |
Bir ay önce bu kamanın üzerinde bana bağlılık yemini ettin. | Open Subtitles | قبل شهر واحد أقسمت بالولاء لي على هذا الخنجر |
Kendisine bağlılık yemini etmeye gönüllü 51 kişiyi kaçırmış ve diğerlerini öldürmüş. | Open Subtitles | جميعهم أقسموا بالولاءِ له و قتلَ البقيّة |
Hangi medeniyet seni en yükseğe taşıyacaksa bağlılık yemini ediyorsun ve her ay Brezilya'ya tomarla para gönderiyorsun. | Open Subtitles | تتعهد للولاء لأي ثقافة تأخذك لأبعد نقطة و كل شهر تقوم بإرسال حزمة من أموالك للـ(برازيل) |
Süvariler, krala bağlılık yemini ettiler. | Open Subtitles | نحن الشرطة العسكرية أقسم قسم الولاء إلى الملك |
Buraya sana bizim korumamız altında Kutsal Şehir'e gelerek Kutsal Babamız Papa VI Alexander'a bağlılık yemini etmeni emretmeye gelmiş bulunmaktayım. | Open Subtitles | أنا هنا كي أمرك بالسير تحت حمايتنا إلى المدينة المقدسة لتقسمي قسم الولاء |
Sizler de bağlılık yemini ettiniz. | Open Subtitles | و بقيتكم وافق على خدمة الملك |
Alex, ne ben ne de İnanç Mirası İttifakı... herhangi bir siyasi partiye bağlılık yemini etmedik. | Open Subtitles | أليكس), أنا لم أشعر أبداً) بأنني, ولا لذلك الشأن التحالف التراثي الإيماني بأن أقسم الولاء لأي حزب سياسي معين |
bağlılık yemini o bağışladı edilecektir. | Open Subtitles | تلك التي أقسم الولاء لن يدخر . |
Ne yazık ki, planım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu. | Open Subtitles | للأسف عارض خطتي الكيان الذي أقسمت له بالولاء |
Ne yazık ki, plânım bağlılık yemini ettiğim kişiler tarafından bozuldu. | Open Subtitles | للأسف عارض خطتي الكيان الذي أقسمت له بالولاء |
Birçok hane ona bağlılık yemini etti. | Open Subtitles | ولكن الكثير أعلنوا ولائهم له |
Umber ve Karstarklar, Boltonlar'a bağlılık yemini etmiş durumda. | Open Subtitles | الـ(آمبر) و(كارستارك) أعلنوا ولائهم للـ(بولتون) بالفعل، |
O gün Adebisi'ye gidip bağlılık yemini ettiğimde... | Open Subtitles | كيف؟ يومَ ذهبتُ (لأديبيسي) و أقسَمتُ ولائي لَه |
- Akraba bildiğim Colum'a bağlılık yemini etmeyip benimle aynı kandan olan ya da olmayan yaşlı bir hilekâra sadakat gösterdiğimde ne çeşit bir ahmak olurum? | Open Subtitles | إذا لم أعطي ولائي ل(كولوم) الذي هو قريبي، فأي أحمق أكون لأعطي ولائي لماكر عجوز |
Yamadayev, sosyal medya aracılığıyla Majid Nassar'a bağlılık yemini etmiş." | Open Subtitles | تكلم (يامادييف) الى مواقع التواصل الإجتماعي (الاجتماعية، تعهد ولاءه لـ(محيد نصار |
- Öndere bağlılık yemini ettim. | Open Subtitles | لـقد أقسمت بالولاء لهذه القائدة. |
Sadece kendisine bağlılık yemini etmeye gönüllü olanları yanına almış. | Open Subtitles | -أخذَ فقط من أقسموا بالولاءِ له |
Hangi medeniyet seni en yükseğe taşıyacaksa bağlılık yemini ediyorsun ve her ay Brezilya'ya tomarla para gönderiyorsun. | Open Subtitles | تتعهد للولاء لأي ثقافة تأخذك لأبعد نقطة و كل شهر تقوم بإرسال حزمة من أموالك للـ(برازيل) |