Ülkedeki örgüt hücreleriyle bağlantılı olabilecek, üç kişi tespit ettik. | Open Subtitles | لقد عرفنا ثلاث أشخاص هنا قد يكون لهم علاقة بخلاياهم |
Şimdi dinle şu ısı olayının bir şeyle bağlantılı olup olmadığına bakacağım. | Open Subtitles | سوف اراجع موضوع الحرارة هذا ان كان هنالك اي امر له علاقة |
Sanırım onları nasıl bulacağımı biliyorum. Her şey birbiriyle bağlantılı. | Open Subtitles | , أعتقد أنني أعرف كيفية العثور عليهم فكل شيء متصل |
Bu grafikler bize bir yıl boyunca çıkan haberleri, tüm insanları ve nasıl bağlantılı olduklarını tek grafikte gösteriyor. | TED | هذة الرسوم في الحقيقة ترينا أخبار سنة كاملة، كل الناس، وكيف هم مرتبطين في رسم بياني واحد |
Bunlar yeni sözler ama hiçbiri suç mahalli ile bağlantılı değil. | Open Subtitles | هُناكَ كلماتُ جديدةَ ، ولكن لا يبدو أنَ ايا منها مُرتبط معَ مسرحُ الجريمةَ |
Pekala, bir şey bulamamışlar uyuşturucu bağlantılı bir hesaplaşma olduğunu sanıyorlar... | Open Subtitles | حسنا، لم يجدوا شيئا في الحقيقة يظنون أن الأمر متعلق بالمخدرات |
O halde, Kore bağlantılı bir endüstriyel dikiş fabrikası araştırıyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نبحث عن عملية خياطة صناعية مع علاقة بالكوريين |
Bunun iş arkadaşınızın ölümüyle bağlantılı olduğunu mu düşünüyor sunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن هذا له علاقة ربما بزميلك المتوفي حديثا؟ |
İster inan ister inanma ama bu adamlar, bir seri kamyon soygunuyla bağlantılı. | Open Subtitles | ما علاقة هذا بمطلق النار؟ صدق أو لا تصدق، هؤلاء الرجال مرتبطون بالفعل |
Meat Cute cinayetiyle bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir adam beyinler hakkında konuşup duruyor. | Open Subtitles | رجل له علاقة بجرائم القتل في متجر اللحوم له صلة ما بأمر الأدمغة |
Peki bütün bunlar mali davranış ile nasıl bağlantılı? | TED | وبالتالي ما علاقة كل هذا بالسلوك المالي؟ |
Cytron'daki patlamanın son başkanlık seçimlerini manipüle etme planıyla bağlantılı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ومنها أن انفجار سايترون متصل بمؤامرة لتزوير الانتخابات الأخيرة لرئاسة الولايات المتحدة. |
Yine de yeryüzündeki bizim fiziksel gerçekliğimiz o uzak, görünmez galaksilerle yakından bağlantılı. | TED | ومع ذلك، فان واقعنا هنا على كوكب الأرض متصل بحميمية مع تلك المجرات النائية وغير المرئية. |
Bugün, dünya çapında 17 milyar birbirine bağlantılı cihaz kullanmaktayız. | TED | اليوم، نستخدم أكثر من 17 مليار جهاز متصل عالميًا. |
Sadece bağlantılı olduklarını değil, fiziksel dünyanın daha mutlu ve sağlıklı hayatlar yaratmak için ne kadar zengin bir kaynak olduğunu öğrendim. | TED | وما اكتشفته هو أنهم ليسوا مرتبطين فحسب، ولكن يمكن للعالم المادي أن يكون مصدرًا قويًا لنا لخلق حياة أكثر سعادة وصحة. |
- Tamam. O zaman katilimiz oyunlarla bağlantılı olabilir. | Open Subtitles | إذن يُمكن أن يكون القاتل مُرتبط بالمُباريات. |
Bu uzun çocuklukta bilgi ve öğrenmeyle bağlantılı olan bir şey var. | TED | ثمة أمر متعلق بفترة الطفولة الطويلة يبدو مرتبطاَ بالمعرفة والتعلم. |
Bu araştırmada kortikal yüzey alanının neredeyse tüm beyin yüzeyine bağlantılı olduğu bir faktör bulduk. | TED | والآن في هذه الدراسة، وجدنا عاملاً كان مرتبطاً مع مساحة سطح القشرة خلال سطح الدماغ بأكمله تقريباً. |
Ya çok metodik bir seri katilimiz var ya da bağlantılı değiller. | Open Subtitles | اذا لدينا قاتل متسلسل منهجي جدا او انهم غير متصلين علي الاطلاق |
Hipokamp, yoğun biçimde birbiriyle bağlantılı iki hücre tabakasından oluşur. | TED | الحُصين مكون من صفيحتين من الخلايا، والتي هي مترابطة بكثافة. |
Size söylüyorum keşiş, kurban ve bu semboller birbiriyle bağlantılı. | Open Subtitles | إنّي أقول لكِ، راهبنا، وضحيّتنا، وهذه الرموز كلّها مُرتبطة ببعض. |
Belki de dinozor analojisi gayet yerinde çünkü biz sahiden bunların nasıl bağlantılı olduğuna dair bazı olasılık tahminleri yapıyoruz. | TED | وربما تشبيه الديناصورات جيد لأننا في الحقيقة نقوم ببعض التخمين الإحتمالي حول كيفية ارتباط هذه الأشياء |
Beyin tümörlerinin büyümesinin, psişik yeteneklerin gelişimiyle bağlantılı olduğu keşfedildi. | Open Subtitles | نمو الأورام الدماغية له ربط بالمخبرون عنهم حدوث القدرة الروحية. |
Bunun kaynağını bulmak için günümüzde rodopsini kullanan her organizmayla bağlantılı ortak bir atayı bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | للعثور على أصولها، يجب علينا أن نعثر على السلف المشترك الذي يربط كل كائن حي يستخدم الأرجوان البصريّ في العصر الحاضر. |
Çocukla bağlantılı olabilecek her şeyi ortadan kaldırmak için havuzun oradaki caddeye gönderildim. | Open Subtitles | تم إرسالي إلى الشارع المجاور للحوض لكي أزيل أي شيء ربما يرتبط بالصبي |
Benim sorunlarımla senin işlerin bağlantılı olsaydı ne hoş olurdu. | Open Subtitles | ألن يكون لطيفاً أن مشاكلى وأعمالك على صلة بطريقة ما ؟ |