"bağlayan" - Traduction Turc en Arabe

    • تربط
        
    • يربطك
        
    • يربطنا
        
    • ربط
        
    • يربطه
        
    • تربطه
        
    • ربطت
        
    • يربطني
        
    • مرتبط
        
    • يوصل
        
    • يربطها
        
    • تربطني
        
    • تربطها
        
    • الروابط
        
    • الرابط
        
    Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. TED لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه.
    Ormanın gelişimini tetikleyen çürüme döngüleri var. Dahası ayaklarınızın altında resmen çevrenizeki bütün bitkileri birbirine bağlayan mantar ağları var. TED هناك فترات من الاضمحلال تقود نمو الغابات، وهناك شبكات من الفطر تحت قدميك والتي تربط حرفيًا جميع النباتات حولك.
    Bir düşünsenize, sizi dış dünyaya bağlayan, beyninizdeki o biteviye dırdırdan bütünüyle kopmak nasıl bir şey olurdu? TED تخيل ما هو أن تكون منفصلاً تماماً عن عقلك الذي يربطك بالعالم الخارجي
    Biliyoruz ki bizi küresel olarak bağlayan karanlık bir akım var. TED ونحن نعلم أن هناك تيار متخفي والذي يربطنا جميعاً حول العالم.
    Bıçaklamayla vurulma olayını birbirine bağlayan somut bir kanıt olmalı diye düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر يجب أن يكون هناك بعض الأدلة المادية ربط طعن لاطلاق النار.
    Boyd'un tayfasına bağlayan bir şey yok. Ama... - Ne? Open Subtitles لاشيء يربطه بـ بويد مما يستطيع فريقنا أن يجده ,ولكن..
    Henüz onu suç ile bağlayan adli bir ipucu yok. Open Subtitles وإلى الآن لا يوجد أي دليل جنائي تربطه بالجريمه.
    Çok kalabalık olurdu, bir nöronu diğer bir nörona bağlayan yapılarla dolu. TED كانت لتبدو شديدة الإزدحام، غنية بالتركيب، و الوصلات التي تربط الخلايا العصبية ببعضها البعض.
    Fiber optiğin geliştirilmiş bir versiyonuydu, gezegenimizi birbirine bağlayan ve interneti mümkün kılan gizli ağ. TED لقد كان نسخة مطورة من الألياف البصرية الشبكة الخفية التي تربط عالمنا وتجعل الأنترنت مُمكناً.
    Yıldızları birbirine bağlayan çizgilerin ve toprağı bölen çizgilerin sadece kafamızda olduğunu çoğunlukla unutuyoruz. TED ننسى في الغالب أن هذه الخطوط التي تربط النجوم وتلك الخطوط التي تقسم الأرض تعيش فقط في رؤوسنا.
    Bu belge, kocanızı Japon ordusuna satılan silahlarla bağlayan tek kanıt. Open Subtitles هذا هو أحد الدلائل التي تربط زوجك ببيع الأسلحة لليابانيين
    Seni, bana ve oğluna bağlayan bir kayıt olmayacak. Open Subtitles لن يكون هناك سجل عام يربطك بي و يربطك بابنك
    Bizi buraya bağlayan hiçbir şey yok. Hiçbir şey mi? Open Subtitles خذني بعيداً عن هنا لا شيء يربطنا بهذا المكان
    Belki köpeğin ayaklarına oyuncak araba bağlayan da aynı kişidir. Open Subtitles ربما يكون نفس الشخص الذي ربط أقدام الكلب بعربات اللعب
    Onu kurbanlara bağlayan hiçbir şey... Open Subtitles لا يوجد حبل ، أو أيّ زيّ لا شيء يربطه بأيّ من الضحايا
    Bir dakika, onu canavar ölümlerine bağlayan bir kanıt var mı? Open Subtitles مع الادلة التي تربطه بجميع عمليات مقتل الوحوش مهلاً، هل هناك أدلة تربطه بجرائم القتل؟
    Konut, endüstri ve ticari bölgelerini birbirine bağlayan demiryolu hatları vardı. TED شبكات حديدية ربطت المناطق السكنية، والصناعية و التجارية.
    Dünya üzerindeki en eski yaşamı bana bağlayan şeyi görmeye geldim. Open Subtitles جئت لأرى ما يربطني ببعض من أقدم أشكال الحياة على الأرض
    Üst ana toplardamar ve sağ kulakçığı bağlayan bölgede kanama saptandı. Open Subtitles تأكدوا ما إن كان النزيف مرتبط بالأذين الأيمن والتجويف العلوي
    Hayır, bu bok çukurunu diğer kasabaya bağlayan 11 km.lik toprak yoldan geldik. Open Subtitles لا، أخذنا طريق طوله سبعة أميال يوصل هذه البـلـدة النتنة بالمديـنة التالية
    Zwicky, onları birbirine bağlayan başka bir şeyin olması gerektiğini düşündü. Open Subtitles فكَّرَ زويكي بأن هناك شيئاً آخر يجب أن يربطها ببعضها
    Ortada seni bana, beni ona, bizi de onlara bağlayan bir durum yok. Open Subtitles اقصد ،، ليسَ هناكَ اي روابط تربطني بكَ أو بها أو نحنُ بهم
    Bu filizler de onları birbirine bağlayan hatlar. Yani dallantılar ve sinapslar. Open Subtitles و هذه المحاليق تربطها ببعضها، تشكّل بجوهرها، تغصّنات و مشابك عصبيّة.
    Çünkü kendimize hayal etme izni verdiğimiz an, işimizin çoğunu birbirine bağlayan ipler aşikar hale geldi. TED لأنه بمجرد أن سمحنا لأنفسنا بأن نحلم، أصبحت الروابط بيننا بديهية.
    Bu küçük gri çizgiler bunları birbirine bağlayan bağlar. TED وهذه الخطوط الصغيرة الرمادية هي الرابط الذي يربط بعضهم ببعض.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus