Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. | TED | لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه. |
Ormanın gelişimini tetikleyen çürüme döngüleri var. Dahası ayaklarınızın altında resmen çevrenizeki bütün bitkileri birbirine bağlayan mantar ağları var. | TED | هناك فترات من الاضمحلال تقود نمو الغابات، وهناك شبكات من الفطر تحت قدميك والتي تربط حرفيًا جميع النباتات حولك. |
Bir düşünsenize, sizi dış dünyaya bağlayan, beyninizdeki o biteviye dırdırdan bütünüyle kopmak nasıl bir şey olurdu? | TED | تخيل ما هو أن تكون منفصلاً تماماً عن عقلك الذي يربطك بالعالم الخارجي |
Biliyoruz ki bizi küresel olarak bağlayan karanlık bir akım var. | TED | ونحن نعلم أن هناك تيار متخفي والذي يربطنا جميعاً حول العالم. |
Bıçaklamayla vurulma olayını birbirine bağlayan somut bir kanıt olmalı diye düşünüp durdum. | Open Subtitles | ظللت أفكر يجب أن يكون هناك بعض الأدلة المادية ربط طعن لاطلاق النار. |
Boyd'un tayfasına bağlayan bir şey yok. Ama... - Ne? | Open Subtitles | لاشيء يربطه بـ بويد مما يستطيع فريقنا أن يجده ,ولكن.. |
Henüz onu suç ile bağlayan adli bir ipucu yok. | Open Subtitles | وإلى الآن لا يوجد أي دليل جنائي تربطه بالجريمه. |
Çok kalabalık olurdu, bir nöronu diğer bir nörona bağlayan yapılarla dolu. | TED | كانت لتبدو شديدة الإزدحام، غنية بالتركيب، و الوصلات التي تربط الخلايا العصبية ببعضها البعض. |
Fiber optiğin geliştirilmiş bir versiyonuydu, gezegenimizi birbirine bağlayan ve interneti mümkün kılan gizli ağ. | TED | لقد كان نسخة مطورة من الألياف البصرية الشبكة الخفية التي تربط عالمنا وتجعل الأنترنت مُمكناً. |
Yıldızları birbirine bağlayan çizgilerin ve toprağı bölen çizgilerin sadece kafamızda olduğunu çoğunlukla unutuyoruz. | TED | ننسى في الغالب أن هذه الخطوط التي تربط النجوم وتلك الخطوط التي تقسم الأرض تعيش فقط في رؤوسنا. |
Bu belge, kocanızı Japon ordusuna satılan silahlarla bağlayan tek kanıt. | Open Subtitles | هذا هو أحد الدلائل التي تربط زوجك ببيع الأسلحة لليابانيين |
Seni, bana ve oğluna bağlayan bir kayıt olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك سجل عام يربطك بي و يربطك بابنك |
Bizi buraya bağlayan hiçbir şey yok. Hiçbir şey mi? | Open Subtitles | خذني بعيداً عن هنا لا شيء يربطنا بهذا المكان |
Belki köpeğin ayaklarına oyuncak araba bağlayan da aynı kişidir. | Open Subtitles | ربما يكون نفس الشخص الذي ربط أقدام الكلب بعربات اللعب |
Onu kurbanlara bağlayan hiçbir şey... | Open Subtitles | لا يوجد حبل ، أو أيّ زيّ لا شيء يربطه بأيّ من الضحايا |
Bir dakika, onu canavar ölümlerine bağlayan bir kanıt var mı? | Open Subtitles | مع الادلة التي تربطه بجميع عمليات مقتل الوحوش مهلاً، هل هناك أدلة تربطه بجرائم القتل؟ |
Konut, endüstri ve ticari bölgelerini birbirine bağlayan demiryolu hatları vardı. | TED | شبكات حديدية ربطت المناطق السكنية، والصناعية و التجارية. |
Dünya üzerindeki en eski yaşamı bana bağlayan şeyi görmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأرى ما يربطني ببعض من أقدم أشكال الحياة على الأرض |
Üst ana toplardamar ve sağ kulakçığı bağlayan bölgede kanama saptandı. | Open Subtitles | تأكدوا ما إن كان النزيف مرتبط بالأذين الأيمن والتجويف العلوي |
Hayır, bu bok çukurunu diğer kasabaya bağlayan 11 km.lik toprak yoldan geldik. | Open Subtitles | لا، أخذنا طريق طوله سبعة أميال يوصل هذه البـلـدة النتنة بالمديـنة التالية |
Zwicky, onları birbirine bağlayan başka bir şeyin olması gerektiğini düşündü. | Open Subtitles | فكَّرَ زويكي بأن هناك شيئاً آخر يجب أن يربطها ببعضها |
Ortada seni bana, beni ona, bizi de onlara bağlayan bir durum yok. | Open Subtitles | اقصد ،، ليسَ هناكَ اي روابط تربطني بكَ أو بها أو نحنُ بهم |
Bu filizler de onları birbirine bağlayan hatlar. Yani dallantılar ve sinapslar. | Open Subtitles | و هذه المحاليق تربطها ببعضها، تشكّل بجوهرها، تغصّنات و مشابك عصبيّة. |
Çünkü kendimize hayal etme izni verdiğimiz an, işimizin çoğunu birbirine bağlayan ipler aşikar hale geldi. | TED | لأنه بمجرد أن سمحنا لأنفسنا بأن نحلم، أصبحت الروابط بيننا بديهية. |
Bu küçük gri çizgiler bunları birbirine bağlayan bağlar. | TED | وهذه الخطوط الصغيرة الرمادية هي الرابط الذي يربط بعضهم ببعض. |