Acosta'nın tek başına hareket etme gibi bir ihtimal yok. | Open Subtitles | حسنا، أنه من غير الممكن أن أكوستا كان يعمل بمفرده |
Örneğin bu gördüğünüz, farklı zeminlerde kendi başına hareket edebiliyor. | TED | فعلى سبيل المثال، يمكنه اجتياز تضاريس مختلفة بمفرده. |
Ortak olduğumuzu söyleyip sonra tek başına hareket etti. | Open Subtitles | لقد قال بأننا شريكين، وبعدها تصرَف بمفرده |
Tek başına hareket ediyor olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون يعمل بمفرده. ماذا عن الآخر؟ |
Dedektif kendi başına hareket ettiyse sorun değil. | Open Subtitles | لا بأس إن كان ذلك المحقق تصرف من تلقاء نفسه |
-Bence Oswald tek başına hareket etti. 11 Eylül olayı yalnızca bir terörist saldırıydı ve AIDS berbat bir hastalık Pentagon icadı bir biyolojik silah değil. | Open Subtitles | أعتقد أن أوسوالد تصرف من تلقاء نفسه. أعتقد أن 11 أيلول هجوم إرهابي، أعتقد أن الإيدز مرض بشع، |
O ofiste tek başına hareket ettiği düşüncesi bile beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | فقط ، التفكير أنه في ذلك المكتب يتصرف بمفرده ، نعم ، أنا قلقة |
- Robot tek başına hareket etmiyor. | Open Subtitles | هذا الروبوت لا يتصرف بمفرده ماذا؟ |
Efendim, tek başına hareket ettiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | حسنا، يا سيدي، يدعي أنه تصرف بمفرده |
Polis Hans Reiser'ın tek başına hareket ettiğini doğruladı. | Open Subtitles | الشرطة اكدت انهم يعتقدون ان (هانز) فعلها بمفرده |
Scianel kendi bildiğini okur, ama biz ortağız, kimse tek başına hareket edemez. | Open Subtitles | (الشانيل) في طريقها له! الأمر بخصوص التحالف لا يمكن لأحد العمل بمفرده |
Sadece tek başına hareket ettiğini kabul etmiyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض انه تصرف بمفرده. |
- IRA tek başına hareket etmedi. | Open Subtitles | -الجيش الجمهوري لم يكن بمفرده . |
Söylenenlere göre Michael tek başına hareket etti ve çocuğu kurtardı. | Open Subtitles | ,قيلَ أنّ (مايكل) تصرفَ بمفرده |
Elias Harper'ın tek başına hareket etmediğine inaıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن (ألياس هاربر) ليس بمفرده |
Elias Harper tek başına hareket etti. | Open Subtitles | كون (ألياس هاربر) دبر هذا بمفرده |
Bay Delfino kendi başına hareket ettiğini belirtti. | Open Subtitles | السيد (ديلفينو) قال أنه تصرف بمفرده. |
Travis tek başına hareket ediyormuş. | Open Subtitles | ترافيس كان يتصرف بمفرده ! |
Mossad, Bodnar'ın tek başına hareket ettiğini söylüyor. - Bunu yapma. | Open Subtitles | الموساد يدعى أن بودنار تصرف من تلقاء نفسه |
Kusanagi tek başına hareket ettiğini rapor ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | يقول (كوسانجاي) بأن تبلغوا أنه تصرف من تلقاء نفسه |