"başarısızlığı" - Traduction Turc en Arabe

• الفشل
• فشل
• نفشل
• فشله
• فشلها
• بالفشل
• يفشل

Bu başarısızlığı görünmez, anlaşılmaz ve kaçınılmaz kılıyor.
ان طريقة التفكير تلك تهمش الفشل وتجعله بعيداً عن تصورنا وتوقعنا

Ben ayrıca, yapmak istemediğim bütün şeyleri zihnimde sınıflandırırken stratejiyi düşünmeyi öğrendim, başarısızlığı değil.
تعلمت كذلك استراتيجية التفكير لا الفشل عندما أقوم بدراسة كل تلك الأمور التي لا أرغب بفعلها.

O birinci elden, ülkesine yüklenen sefalet, korku ve başarısızlığı deneyimliyor.
إنه يعاني مباشرةً من البؤس و الخوف و الفشل المفروض على دولته.

Yönettiği imkansız saldırının başarısızlığı ile kendini kaybeden general..
جنرال في حالة هياج بعد فشل هجومه المستحيل

Michael Taarruzunun başarısızlığı anavatanda moralleri daha da fazla bozdu.
فشل "هجوم مايكل" أحبط كثيراً الروح المعنوية الألمانية فى الوطن

Görevimiz başarısızlığı maal vermeden duvarın içindeki herkesi korumak.
بكوننا شجعان، نحارب لحماية كل حياة داخل السياج دون أن نفشل

şimdi onun ailesini memnun etmedeki başarısızlığı, mükemmel insanlarda kaçınılmaz bir katkı oldu.
و الآن فشله لإرضاء حياة العائلة هو ما يضعه حتماً في صف الناس العظماء

O kadar suçlu hissettim ki bu başarısızlığı, sohbetlerimden ve özgeçmişimden yıllarca saklamaya karar verdim.
شعرت بالذنب وقررت إخفاء هذا الفشل من مناقشاتي وسيرتي الذاتية لسنوات.

Hazırlanmanın başarısızlığı bir sonraki salgının Ebola'dan daha tahrip edici olmasına çarpıcı bir şekilde olanak sağlayacaktır. Ebola'nın bu yılın sonuna doğru nasıl işlediğine bir göz atalım.
الفشل في الإعداد قد يسمح للوباء القادم أن يكون أكثر تدميراً من الإيبولا دعونا ننظر في تطور إيبولا خلال هذا العام.

Aslında bazıları konuyu saptırdı ve bu bariz başarısızlığı sicim teorisinin en büyük başarısı olarak adlandırdılar.
ولكن الآخرين قلبوا الأمر رأسا على عقب فقالوا، ربما هذا الفشل الواضح هو أعظم نجاح لنظرية الأوتار.

Bu, neyse odur: dinin büyük bir başarısızlığı.
علينا أن نسمي هذا بمسماه الحقيقي: الفشل الكبير للأديان.

başarısızlığı kendime mâl edip engelleri aşamadığım için derin utanç hissetme sürecinden yıllarca geçtim de durdum.
مررت بهذا الإجراء لسنوات من الاقتناع بأن الفشل كان بسببي، ثم بالشعور بالعار بسبب عدم كوني قادرة على تخطي العقبات.

Siyasi başarısızlığın temelinde hayalgücü başarısızlığı var.
يعد الفشل السياسي في صميم عدم القدرة على التخيل.

başarısızlığı hoş görmeyiz Üç Numara. Cezayı biliyorsun.
نحنا لا نتسامح فى حالات الفشل يا رقم ثلاثه أنتِ تعرفى العقوبه

Ancak başarısızlığı da kendi kadar büyük olurdu.
ولم يساوي هذا الانتصار الا الفشل الهائل الذي قابله

Bu sefer aceleci davranmadık. Başka bir başarısızlığı daha göze alamazdık.
لم نتسرع هذهِ المرة، لا يمكننا تحمل فشل آخر

Karınızın, konumuz olan kurbanla ilişkisini bitirmedeki başarısızlığı Avon PD'nin arama emri çıkarmasına yetecektir.
فشل زوجتك في انهاء علاقتها مع الضحية في المحكمة سيكون كافيا لشرطة ايفون للحصول على مذكرة تفتيش

Ama eğer Bakanın oğlunun kaçırıldığını öğrenirlerse bunu kanun ve düzenin başarısızlığı olarak nitelendirirler.
ولكن إذا اكتشفوا أن ابن وزير الداخلية قد اختطف. أنها سوف أعتبر أن فشل القانون والنظام.

Kardeşimin başarısızlığı dışında beni ne mutlu ediyor, biliyor musun?
\u200fأتعرفين ما هو الشيء الوحيد الذي يسعدني؟ \u200fغير فشل شقيقي.

Birlikte başarısızlığı yaşadık, ve birlikte bu yükü göğüsledik.
عندما كنا نفشل .. ونواجه الأمر معاً

16,000 askeri komuta eden Stubblebine, duvardan geçmekteki mütemadi başarısızlığı karşısında şaşkındı.
مكتبه. ستابلباين الذي قاد 16 الف جندي، كان متحيرا من فشله المتواصل في السير من خلال الحائط.

Yoksa kaçınılmaz başarısızlığı ikisi için de bir acının kaynağı mı olacak?
أم أن فشلها الذي لا مفر منه سيظهر أنه مصدر تعاسة لكليهما؟

Bir numaralı beceri başarıyı farketme ve başarısızlığı farketme becerisidir.
المهارة رقم واحد هو القدرة على التعرف على النجاح والقدرة على الاعتراف بالفشل.

Enjeksiyonun 6-8 saat arası toplam sinaps başarısızlığı.
فالنظام العصبى يفشل بأكملة بعدمن6لـ8 ساعاتمنالحقن.