"başka şansım yoktu" - Traduction Turc en Arabe

• لم يكن لدي خيار
• لم يكن لديّ خيار
• لم يكن أمامي خيار
• لم يكن لدي أي خيار
• يكن لدي خيار آخر
• ليس لدي خيار
• لم أملك خيارًا
• لم يكن لدي الخيار
• لم يكُن لديّ خيار
• لم ليكن لدى خيار
• لم أكن أملك الخيار
• لم أملك خياراً
• لم يكن أمامي أختيار
• لم يكن لدى خيار
• ما كَانَ عِنْدي إختيارُ

Eline bir silah veririm ve iddia ediyorum Başka şansım yoktu.
سأضع مسدساً في يدك، وسأدعي أنه لم يكن لدي خيار آخر.

Başka şansım yoktu. Onlarla ilgilenmeliydim. Eyaleti bu hödükler yönetiyordu.
.لم يكن لدي خيار,كان علي العناية بهم هؤلاء الأجلاف كانوا يحكمون الولاية

Bak, ne düşündüğünü biliyorum. Ama Başka şansım yoktu.
إسمع, أعرف ما تفكر به, لكن لم يكن لديّ خيار

Başka şansım yoktu. Ona tahtı garantilemiştim.
لم يكن أمامي خيار ضمنت له وريثًا للعرش

Ağaçların arasından çıkıp bana silah doğrulttu. Başka şansım yoktu.
خرج من الأشجار يلوح بندقية، لم يكن لدي أي خيار.

Başka şansım yoktu. Az kalsın yok oluyordum.
لم يكن لدي خيار لقد كدت أن اختفى من الوجود

Benim Başka şansım yoktu. Gece okuluna gittim.
لم يكن لدي خيار ولقد التحقت بمدرسة ليلية آنذاك

Sence o kadar insanı öldürmeyi istermiydim Başka şansım yoktu!
هل تعتقدي اني كنت اريد قتل هؤلاء؟ لم يكن لدي خيار اخر متأسفة

Mağazamı açma konusunda çok gergindim, ama Başka şansım yoktu.
كنت حقاً متوترة عن افتتاح متجري ولكن لم يكن لدي خيار

Başka şansım yoktu, Dean. Dışarıda lanet bir bomba var.
.لم يكن لدي خيار دين .أن هنالك قنبلة بالخارج

Konuşmak için hiç zamanın olmuyor, o yüzden böyle yapmaktan Başka şansım yoktu.
أنتليسلديكأيّ وقت للتحدث, لذا لم يكن لديّ خيار سوى قولها فجأة

6 yıl önce Başka şansım yoktu. Artık var.
لم يكن لديّ خيار قبل ستة سنوات لكنني امتلك خياراً الآن

Başka şansım yoktu. Senin kaburgaların olmadan yaşayamazdım.
لم يكن لديّ خيار لا تستطيع أن تعيش بدون أضلعك

Daha fazla tartışma yok. Başka şansım yoktu.
لا مزيد من نطحات الرأس - لم يكن أمامي خيار -

Yapmak istemezdim ama Başka şansım yoktu.
لم أكن أود ذلك ولكن لم يكن لدي أي خيار آخر

Bu bana kalan mirastı. Başka şansım yoktu.
كنتُ إرثًا لم يكن لدي خيار آخر

Başka şansım yoktu! O çok fazla biliyor!
ليس لدي خيار ، انه يعرف الكثير

Ders çalışıyordum. Başka şansım yoktu.
أنا كنت أدرس, لم يكن لدي الخيار

Başka şansım yoktu, Oliver.
لم يكُن لديّ خيار يا (أوليفر).

Başka şansım yoktu. Olasılıkları düşünmen gerekiyordu.
لم ليكن لدى خيار يجب ان تعرف ما هى الاحتمالات

- Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu.
لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر

Başka şansım yoktu. O şey kontrolden çıktı.
لم يكن أمامي أختيار ، الأمر خرج عن زمام السيطرة

Başka şansım yoktu. Korumaların beni buraya kilitledi.
لم يكن لدى خيار, فقد حبسنى حراسك

Will, Başka şansım yoktu.
سَ، أنا ما كَانَ عِنْدي إختيارُ.