Faks makinası telefon iliştirilmiş bir gözleme kalıbından başka bir şey değildir. | Open Subtitles | الفاكس هو لا شيء أكثر من محمصة موّصل بهاتف |
Yerel söylentileri kullanarak cinayet işleyen bir katilden başka bir şey değildir bence. | Open Subtitles | أعتقد هو لا شيء أكثر من قاتل إستغلال الفولكلور المحليّ. |
Aşk, peri masalından başka bir şey değildir. | Open Subtitles | "الحب لا شيء أكثر من خرافة". |
Bu evin dışını boyayıp içinin değişmesini istemekten başka bir şey değildir. | Open Subtitles | ليس أكثر من دهان منزل يمكنه تغير الأشياء التي تحصل في داخله |
Acı sinirlerin beyinle konuşmasından başka bir şey değildir. | Open Subtitles | الألم ليس أكثر من الاعصاب التى يتم توظيفها لتوجية المخ |
Ne kadar ünlü bir kahraman olursa olsun bir Hizmetkâr Efendisi'nin aracından başka bir şey değildir. | Open Subtitles | فمهما كان البطل معروفًا، الخادم ليس أكثر من مجرد أداة لسيده |
Seyret, Doktor. İnsanlar, Carrioniteler için kuklalardan başka bir şey değildir. | Open Subtitles | ترق يا دكتور, الرجال نسبةً لل كارونايت ليسوا سوى دمى |
Teknoloji ve onu doğuran insanlar toplumu felakete sürükleyen yalancı birer idolden başka bir şey değildir. | Open Subtitles | التقنيات والناس الذين يحددون لها ميلاداً ليسوا سوى تماثيل خاطئة تقود المجتمع إلى كارثة |
Bir mortisyen abartılmış bir makyaj sanatçısından başka bir şey değildir. | Open Subtitles | الحانوتي، ليس أكثر من فنان تزين |
Avukat vicdan beyanına kanmış gibi görünüyor ama tanık ahlaksız firari bir askerden başka bir şey değildir. | Open Subtitles | لابد أن الدفاع وقع ضحيةً لذلك... التصريح المضمر, ولكنه ليس أكثر من |
Jay'in antlaşması Britanya'ya verilen kapitülasyondan başka bir şey değildir. | Open Subtitles | إتفاق (جاي) ليس أكثر من "إستسلام لـ"بريطانيا |
Algılarımız ve benliğimizle ile ilgili kanıksadığımız şeyler gördüğümüz, hatırladığımız her şey zihnimizin kurgusundan başka bir şey değildir. | Open Subtitles | ما نعده أمراً مسلماً به بصدد{\pos(195,220)} معرفتنا بذاتنا{\pos(195,220)} كل ما نراه كل ما نتذكره ليس أكثر من{\pos(195,220)} نتاج للعقل{\pos(195,220)} |