Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti bu şekilde başlatmak güzel değildir ve bu konu hakkında belki de sorularınız vardır. | TED | لا، ليست الطريقة الأكثر جاذبية لفتح حديث أو بدء حوار، وربما هناك بعض الأسئلة التي تدور في ذهنكم حيال ذلك. |
Üniversiteli çocuklarla sohbet başlatmak için iyi oluyordu. | Open Subtitles | لقد حزنت لإعادته لقد كان مثاليا فى بدء حوار مع فتيان الكلية |
Ancak tek sorun, programı başlatmak için hiç paramız yoktu. | TED | لكن المشكلة الوحيدة هي أننا لم نملك المال لبدء البرنامج. |
Zorunlu olmadıktan sonra, bir nükleer savaş başlatmak istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد البدء فى حرب نووية الا إذا أضطررنا إلى ذلك , أليس كذلك ؟ |
Duke'un sistemimizi kullanarak söylediği ilk şey ise eski sistemi çöktüğü için sistemimizle onunkini yeniden başlatmak istemesiydi. | TED | ما قاله دوق هو أنه يريد أن يستخدم نظامنا في إعادة تشغيل النظام القديم لديه، لأن هذا النظام القديم أبقى على التعثر. |
Bir askeri eylem başlatmak zorunda kalırsak size değil, ülkeyi yöneten kanunsuza yönelik olacaktır. | Open Subtitles | إن توجب علينا البدأ بحملة عسكرية سوف تكون موجهة ضد الرجال المتمردين الذين دمروا بلادكم وليس ضدكم |
Zor bir konuşmayı başlatmak için ne mükemmel bir zaman ne de mükemmel bir yer var. | TED | لا يوجد وقت مناسب تماماً، ولا يوجد مكان مناسب تماماً، للبدء بمحادثات معقدة. |
Ayrıca, gidince, saraydaki iyileştirme çalışmalarını da başlatmak niyetindeyim. | Open Subtitles | أيضا , بينما نحن بعيدا أنوي بدء العمل لإدخال تحسينات على القصر |
Oyunlarda yaptıklarının hiçbiri bunları başlatmak için değildi... | Open Subtitles | ما فعلته في الألعاب لم تقصدي به بدء كل هذا |
Patron gizli VIP girişlerini başlatmak istiyor, ve ona orada ihtiyacım var. | Open Subtitles | الرئيس يريد منا بدء الدخول السري للشخصيات المهمة الليلة وأنا بحاجة لها هنا. |
Benim fantezim kariyerimi yeniden başlatmak, ne kadar yaşlı olduğumu bilse dövme iğnesini gözüne saplayacak biriyle fingirdeşmek değil. | Open Subtitles | حلمي هو بدء مسيرتي المهنيه ليس التغزل بطفل جميل يقوم برسم الأوشام |
Römorkun hep devam eden yapısından dolayı materyalleri durdurup başlatmak için aslında mantıksal hiçbir yerin olmayışı, dizayn ederken en büyük sorunlardan biriydi. | TED | أن أصعب ما في هذه المقطورات أنه حين تصمم لا يوجد في الواقع مكان منطقي لبدء أو إنهاء الخامات بسبب الشكل المتصل للمقطورة |
Eminim biri onu yeni bir limuzin servisi başlatmak için almıştır. | Open Subtitles | مهلا، أنا أراهن استغرق شخص ما أنه لبدء خدمة ليموزين جديدة. |
Isaac cadılar tarafından bu salgını başlatmak için kiralanmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن فقد تم التعاقد مع إسحاق السحرة لبدء هذا الوباء؟ |
Zorunlu olmadıktan sonra, bir nükleer savaş başlatmak istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد البدء فى حرب نووية الا إذا أضطررنا إلى ذلك , أليس كذلك ؟ |
Bakın, bir sidik yarışı başlatmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنظروا، لا أريد البدء في عمل مسابقات هُنا |
Gerisayımı başlatmak için iki subay gerekiyor. | Open Subtitles | إنها تحتاج الى ضابطين ليبدأوا تشغيل العد التنازلى |
Pilot I.H.Ö. bilgisayarını yeniden başlatmak zorunda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الطيار يقول انهم اظطروا الي اعادة تشغيل الكومبيوتر المركزي ثانية |
6 ay önce, kızımla beraber Shreveport'tan bir fırın aldık ve işi başlatmak üzere oraya taşınacaktım. | Open Subtitles | قبل 6 اشهر ابنتي وانا اشترينا مخبزاً في بلدة شريفبورت وكنت سأنتقل الى هناك من اجل مساعدتها في البدأ |
İşleri başlatmak için kendi paramı koyuyorum. | Open Subtitles | انا على استعداد لوضع المال الكافى للبدء من جديد |
Bu programı tekrar başlatmak için kaç kuruluşa rica etmek zorunda kaldığımı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم كم إدارة حاولت معها ليبدأ هذا المشروع ثانية؟ |
Yeniden başlatmak aklına gelmedi çünkü programı sen yazmadın. | Open Subtitles | لا يمكنك إعادة تشغيله لأنك لم تصمم هذا البرنامج |
Kötü bir röportajı sıçrama tahtası olarak kullanıp... - ...kendi kampanyasını başlatmak için kullanabilir. | Open Subtitles | إنه يستعمل المقابلات السيئة كوسيلة لبدء شن حملته الخاصة |
Çok güzel bir binaydı. Onu yenileme kararı aldık ve daha sonra: Bu otelde Afrikadaki en iyi matematik enstitüsünü başlatmak için gidiyoruz diye haber saldık. | TED | إنه مبنى جميل . قررنا إعادة تعميره. بعدها حددنا الهدف: سنقوم ببدء أفضل مؤسسة رياضيات في إفريقيا في هذا الفندق |
Buraya kalpten inandığım bir besin devrimini başlatmak için geldim. | TED | لقد جئت إلى هنا لأبدأ ثورةً غذائيةً أؤمن بها بشدة. |
Benim onaylamayacağım bir projeyi başlatmak dinsizlere özgü bir kibir olmaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنه سيكون فعل لغطرسة شرير لبدأ مشروع الذي أنا غير قادر على أكماله |
Çok iyi, prens ve ben festivali başlatmak için kurdeleyi keseceğiz. | Open Subtitles | حَسناً جداً، الأمير وأنا سَنقْطعُ الشريط لبَدْء المهرجانِ |
O yangınları başlatmak istemediğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف أنك لم تقصد إشعال أي من هذه الحرائق |
Baş haber olmak ve sporcuların emniyeti konusunda ulusal bir tartışma başlatmak dışında değer miydi? | Open Subtitles | غير جذب عناوين الأخبار وبدء النقاش العالمي لأمان الرياضيين هل كان كله يستحق ذلك ؟ |